Fecir | Konular | Kitaplar

Benû Âmir, Havâzin ve Suleymlilerin İrtidâdı

Benû Âmir




Benû Âmir, Havâzin
ve Suleymlilerin İrtidâdı:

 
Benû Âmirler, Tuleyha'nın
komutasında savaşan Esed ve Gatafanlıların durumunu gözetliyorlar ve tereddüt
içinde bulunuyorlardı. Tuleyha mağlup olduğu zaman, Kurre b. Hubeyre, Kâ'b
oğullarının; Alkame b. Ulase ise, Kilaboğullarının başına geçerek kendilerine
katılan diğer kimselerle Kâ'boğulları arazisine gelerek kamp kurmuştu. Alkame,
Rasûlüllah (s.a.s.) zamanında müslüman olmuş, peşinden irtidat ederek Suriye'ye
kaçmıştı. Onların irtidat haberi ve hazırlıkları Ebû Bekir (r.a.)'a ulaştığı
zaman Ka'ka b. Amr'ı bir birlikle üzerlerine gönderdi. Ka'ka', Alkame'nin
bulunduğu yere geldiği zaman, o kaçmayı tercih etti ve peşinden takip edenlerden
kurtulmayı başardı. Ka'ka' ise, onun eşini, çocuklarını ve orada bulunan diğer
kimseleri yakalayarak Medine'ye döndü. Onlar, Alkame'ye yardım etmediklerini,
dolayısıyla irtidatla suçlanamayacaklarını ileri sürdüler. Ebû Bekir onları
serbest bıraktı. Alkame de Medine'ye gelerek İslâm'a girdiğini açıkladı (Taberî,
III/261-262).
Benû Âmirler ise Tuleyha'nın
Buzaha bozgununu gördükleri vakit, birbirlerine; "Döndüğümüz dine girelim.
Allah'a ve Rasûlüne iman edelim" dediler. Onlar Halid bin Velid'e giderek ona
zekât vermek de dâhil İslâm'ın her rüknüne uyacaklarına dair bey'at ettiler.
Ancak Halid, Esed, Gatafan, Tay, Suleym ve Âmirlerden, irtidat durumunda iken
müslümanları yakarak öldüren, onlara müsle yapan ve İslam'a düşmanlıkta bulunan
kimselerin teslim edilmesinden önce bu kabilelere eman vermedi. Onlar Halid'in
bu istediğini yerine getirip bu suçları işleyenleri ona teslim ettiler. O da
müslümanlara karşı işledikleri cinâyetlerin benzerlerini onlara tatbik ederek
cezalandırdı (İbnül-Esîr, II/350).[1]

 




[1]
Ömer Tellioğlu, Şâmil İslâm Ansiklopedisi, c. 5, s. 262-267.