Fecir | Konular | Kitaplar

2) İslam'a Genel Olarak Yöneliş Aşaması

2




2) İslam'a Genel
Olarak Yöneliş Aşaması

      

Seyyid Kutub'un İslami yönelişi bir anda olup
bitmemiştir. Bu da doğaldır. Daha önce bunu hazırlayan bir takım olayların
varlığı kaçınılmazdır.

Aslında bu fikir onda zaten vardı. Çünkü o
dindar bir ailede ve hayatının büyük bir kısmını dinin etkilediği bir ortamda
yetişmişti. Bu din, her ne kadar pekçok hurafe, bilgisizlik ve cahili
düşüncelerle karışmışsa da onun çevresi yine de dindar bir çevre sayılırdı. Daha
o zamanlar Kur'an'ı ezberlemişti

Seyyid Kutub'un İslama yönelişinde Akkad'ın
rolünün olduğunda şüphe yoktur. Çünkü Akkad, dinin emirlerine riayet eden birisi
olmasa da İslam'a hücum edildiğini görmeye tahammül edemeyen bir kimse idi. Bu
bakımdan çoğu zaman Akkad, son derece soylu ve şerefli bir şekilde İslam'ı
savunurdu. Hatta onun yalnızca İslami incelemeleri adeta bir kitaplık
oluşturacak kadar çoktur.

İslama yönelişinde Muhammed Reşid Rıza
tarafından temsil edilen Muhammed Abduh ekolünden de etkilenmiştir. Bu
etkilenmenin Seyyid Kutub üzerinde olumlu ve olumsuz yanları vardır.

İslami yönelişinin ne zaman netlik kazandığını
kesinlikle bilemiyoruz. Ancak 1948 yılında İslami yönelişe sahip, İslam'ı
savunan, hayatın her alanında İslam'ı hakim kılmaya çağıran, İslam'ın
üstünlüğünü açıkca ortaya koymak isteyen birisi olduğunu görüyoruz. Onun
"İslam'da Sosyal Adalet" adlı eseri düşünce bakımından bu aşamanın zirvesini
temsil eder.

Ancak burada onun henüz geçmişin etkilerinden
tümüyle kurtulamadığına dikkat çekmek isteriz. Bu Seyyid Kutub'un hayatının
aşamalarını detaylı olarak etüd etmek için zorunludur. İnsanlar bu şekilde
kendilerini şaşırtabilecek bir takım problemlerden uzak kalabilirler.

Bu aşamanın her iki döneminde Seyyid'in dile
getirdiği en önemli problemler; feodalizmin zulmü ve paşaların sömürüsü
karşısında Mısır köylüsünü savunmaktır. Bu aşamada birinci dönemine dair akla
gelen örnek eseri; "Köyden Bir Çocuk" ikinci dönemine örnek ise;
"Kapitalizm ile İslam Arasındaki Çatışma" adlı eseridir.

Çiftçiyi son derece sıcak ve derinden gelen bir
duyguyla savunuyordu. Bu savunma onun aralarında çocukluğunu geçirdiği ve
fakirliklerini, sıkıntılarını gözleriyle görmüş olduğu çiftçilerin gerçek
durumlarını bilmesinin bir sonuucudur. Onları savunurken kullandığı üslup,
onlara zulmedenlere karşı kullandığı keskin ve amansız bir hücum üslubu idi.
Zaten bu amansız üslubunu hayatı boyunca aynı şekilde sürdürmüştür. Allah ona
rahmet etsin.