Fecir | Konular | Kitaplar

6) Teşkilatın Başında Liderin İlim Ve Basiret Sahibi Güvenilir Bir Müslüman Olması.

6




6) Teşkilatın
Başında Liderin İlim Ve Basiret Sahibi Güvenilir Bir Müslüman Olması.

 

"Teşekkül eden bu yeni cemaat Rasulullah'da ilk
şahsiyetini bulan bir miğferin etrafında döner. Rasulullah (s.a.s)'den sonra da
hangi önder insanları İslami ölçüler içinde Allah'ın uluhiyetine, rububiyetine,
O'nun şeriat, hakimiyet ve prensiplerine doğru götürürse bu toplumumn miğferi
sayılır."

(Fi-Zilalil Kur'an c: 10 s:70)

Teşri ve nübüvvetin dışında kalan konularda
Rasulullah (s.a.s)'e halef olması sebebiyle ilmi, fikri, ahlaki ve hareket
açısından İslam cemaatinin bel kemiğini oluşturmalıdır. Eğer bu lider idare
ettiği kimselerden fikir, ruh ve hareketlilik açısından daha üstün olmayacaksa,
böyle bir komutanın İslami olmayan bir grubun başında olması daha uygun olur.

Bizim musibetlerimizden birisi de bir takım
komutanların, tasavvur, düşünce ve özellikle de yaşayış bakımından Allah'dan
gelen hareketin tabanından daha aşağı noktalarda bulunmalarıdır.

Eğer lider gerçekten de tasavvur, düşünce ve
yaşayışın en seçkin temsilcisi değilse, Rasullük mirasının varisi olarak
görevini gereği gibi üstlenmesine imkan yoktur.

"Lider cahili toplumun komutanlarından bağımsız
bir komuta altında çalışır. Bu lider müslümanların haraketlerini düzenler ve
gereken organizeyi yapar. Onları islamı varlıklarını kökleştirmeye,
derinleştirmeye ve geliştirmeye, cahili varlığa karşı mücade vermeye, ona karşı
direnmeye ve onu ortadan kaldırmak için çalışmaya yönelir."

(Fi-Zilalil Kur'an c:10 s:70)

Hareketin düzenlenip, organize edilmesi, İslam'i
varlığın kökleştirilip derinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması, görünen olumlu
Rabbani eğitimin uygulanması ancak Allah'ın emirlerini bilmek, Kur'an-ı Kerim'i
ve temiz sireti ince ve hassas bir şekilde tanımak ve Allah'ın yanındakini fani
metalara tarcih eden samimi bir takvaya sahib olmakla gerçekleşebilir.

İşte lider bu niteliklere sahip olacak olursa, o
zaman İslami hareket de uyanık ve belirli bir hedefe sahip olarak ortaya çıkar.
Gayesi de bellidir, izleyeceği yol da bellidir. Çünkü bu hareket içinde bulunan
bu dini faaliyet göstermesi gerektiğini idrak ettikleri gibi davanın menfaatini,
davetçilerin menfaatleri gibi davanın menfaatini, devetçilerin menfaatinden önde
tutmak gerektiğini de idrak ederler. Böylece hareketin içindeki her fert gereken
yerini almış olur ve belirli bir rol üstlenmeyecek hiç kimse bulunmaz ve
hiçkimse de kendisine layık olmaman yere oturtulmamış olur. Ölçü harcanan gayret
ve çaba olur. Gösterilen taat ve yakınlık değil.

"İslam toplumu, Allah'tan gelen hareketten
doğar. Onda hareket ise süreklidir. şahısların değerlerini ve kıymetlerini  
belirleyen de odur. Bu bakımdan onların görevlerini ve işgal edecekleri
yerlerini de o belirler."

(Yoldaki İşaretler s: 115)

"Fakat İslam akidesinin ve bu akideden fışkıran
bu toplumun karakteristik özelliği olan hareket, hiç kimsenin gizlenmesine izin
vermez. Gerçek şu ki; bu toplumdan yer alan her bir ferdin harekete katılması
kaçınılmazdır. Hareket onun akidesindedir. Hareket kanındadır. Hareket
toplumundadır. Ve bu organik toplumun oluşumundadır."

(Yoldaki İşaretler s: 117)

İşte bu niteliklere sahip bir lidere haram
olmayan konularda itaat edilecği apaçıktır. İsterse bu liderin vereceği emir
ictihadi konularda fertlerin ictihadına aykırı düşsün, yine de itaat edilir.
Çünkü böyle bir lider Rasulün (s.a.s) izinde olan bir liderdir.