Fecir | Konular | Kitaplar

Reklâm; İsrâfı Emreden Şeytânî İllüzyon.

Reklâm



Reklâm;
İsrâfı Emreden Şeytânî İllüzyon

  

Reklâm; Bir malı övme, niteliklerini sayma,
benzeri mallardan ayrıldığı veya üstün olduğu noktaları ortaya koyma demektir.
Alış verişin amacı kâr sağlamaktır. İslâm hukukuna göre, çeşitli mallara yüzde
hesabiyle bir kâr haddi belirlenmemiştir. Genel olarak arz ve talep kanunlarına
bağlı, serbest rekabet esasları içinde kendiliğinden oluşacak fiyatlar ölçü
alınmıştır. Ancak serbest rekabet esasını korumak ve insanların temel
ihtiyaçlarının istismarını önlemek için bir takım tedbirler öngörülmüştür.
Ribânın yasaklanması, haksız kazanç yollarının kapatılması ve gerektiğinde
narh'a başvurulması bunlar arasında sayılabilir.

Reklâmın amacı, müşterileri kendi malına
yönelterek, tercihi bu yönde yapmasını sağlamaktır. Malın doğrulukla gerçek
özellikleri söylendiği, kendisinde olmayan sıfatlarla övme, bazı kusurları
gizleme, sözlerini yeminle teyid etme gibi davranışlar bulunmadığı sürece reklâm
mümkün ve câizdir.

İslâm hukukunda tarafların yalan ve hile ile
birbirlerini aldatması ve böylece malın çok yüksek veya çok düşük fiyatla
satılması meşrû görülmemiştir. Âyetlerde şöyle buyurulur: "Ey iman edenler!
Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Ancak kendi rızânızla yaptığınız
ticaretle yemeniz helaldir." (4/Nisâ, 29); "Onlar Allah'ı ve iman
edenleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar. Fakat bunun
farkında değillerdir." (2/Bakara, 9); "İnsanlardan bir şey ölçüp alırken
tam alan, onlara bir şeyi ölçüp veya tartarken de eksik tutan hilekarların vay
hâline!" (83/Mutaffifin, 1-3)

Enes bin Mâlik (r.a.)'ten rivâyete göre, Hıbbân
b. Munakkız alış-verişlerinde aldatılıyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.) kendisine şu
tavsiyede bulundu: "Alış-veriş ettiğin zaman şöyle de: Aldatma yok ve benim
için üç gün muhayyerlik hakkı vardır" (Buhârî, Büyû', 48, Husûmât, 3;
Müslim, Büyû', 48). Birgün Rasûlüllah (s.a.s.) pazar yerine çıkmış, bir buğday
yığınının içine elini sokunca alt tarafının ıslak olduğunu görmüştü. Buğdayın
yağan yağmurla ıslandığını, daha sonra bu durumu müşterilerden gizlemek için,
üzerine kuru buğday yayıldığını anlayınca şöyle buyurdular: "İnsanların
görmesi için ıslak buğdayı meydanda bırakman gerekmez miydi? Hile yapan bizden
değildir" (Müslim, İman, 164; Ebû Dâvud, Büyû', 50; Tirmizi, Büyû', 72).

Özellikle bu son hadis-i şerifte, malın gerçek
özelliği gizlenerek veya maldaki kusur örtülerek yapılan bir reklâmla müşteriler
etkilenmek istenmektedir. Diğer yandan, malın fiyatının bu dış görünüşe göre
belirleneceğini, bunun da haksız kazanca ve haksız rekabete yol açabileceğini
eklememiz gerekir.

Hileli reklâm fıkıhta "tağrir" terimiyle ifade
edilir. Tağrir sözlükte; hile ve aldatma demektir. Alış-verişte hileden maksat;
bir kimseyi söz, fiil ve davranışlarıyla etkileyerek, satım akdinin onun
yararına olduğunu telkin etmek ve onu malın gerçek değerinin üstünde bir satış
bedeline râzı etmektir.