Fecir | Konular | Kitaplar

Tüketim Çılgınlığı ve İnsanımız.

Tüketim Çılgınlığı ve İnsanımız



Tüketim Çılgınlığı ve İnsanımız

 

Dünya nüfusuyla birlikte beklentiler de artıyor.
Otomobiller, cep telefonları, televizyonlar, gazeteler, ev eşyaları, seyahat
acentaları, tatil köyleri, lokantalar artıyor. Trafik kazaları, sosyal
patlamalar, kuşak kopuklukları, uyuşturucu kullanımı ve boşanmalar da artıyor.
Cinâyetler, intiharlar, depresyon, yolsuzluklar da katlanarak çoğalıyor.



Böyle yoğun tempolu bir
üretim-tüketim-harcama-harcanma ortamında, kendimiz ve çevremizin bir taşıma
kapasitesi olduğunu anlamak zorundayız. Sürekli harcamaya programlanan toplumun
mânevî termostatlarının nereye kadar dayanacağını tahmin edebilir miyiz?



Tüketim çılgınlığındaki ısrarımız pek çoğumuzu
yorucu, sıkıcı ve ahlâkî yönden şüpheli işlerde çalışmaya mecbur bıraktı.
İnsanlar, kendilerini sürekli para harcamaya şartlandırınca, geçmişte asla
vazgeçemedikleri bazı inanç ve duygularından fedâkârlıklar yapmaya başladı.
Sabır, kanaat, şükür ve cömertlikte gereken performansa ulaşamadı. Yardımlaşma
refleksleri yavaşlarken, çıkarcılık ve hırslar arttı.

Dünyadaki bütün kurum ve kuruluşlar ister
istemez, üretim-tüketim-pazarlama zincirinin herhangi bir yerinde bulunuyor.
Televizyon yayınları, uydu bağlantıları, internet ağları ve telefon operatörleri
yalnızca bir şeye odaklanmış: Tüketim. Trafik felâketinin, sağlık
problemlerinin, globalleşen açlık felâketinin, sosyal patlamaların tetikleyicisi
olan tüketim çılgınlığı, durdurulması gereken en önemli felâketlerden biri olsa
gerek. İlk bakışta fark edilmese bile, yapılan araştırmalar, dünyada çözüm
bekleyen dev problemlerin kaynağında tüketim çılgınlığı olduğunu gösteriyor.



Etrafımızı kuşatan tüketim girdabından
kurtulmak, sanıldığı kadar zor değil aslında. İlk olarak kendi tüketim
anlayışımızı sorgulamak ve bu konudaki sessizliğimize meydan okumak,
yanlışlarımızı itiraf etmek gerekiyor. Tüketim çılgınlığında kendimize de meydan
okuyalım, çevreye de. Ve hemen şunları soralım: "Her an para harcamak zorunda
mıyım? Almak istediğim şeyler, gerçek bir ihtiyaç mı, geçici bir heves mi?
Alışverişlerime belli bir gün, belli bir saat aralığı tâyin edebilir miyim?
Tüketim çılgınlığı beni mutlu ediyor mu?" Bu soruları sormak, çözümün en zor.
Ama en önemli aşaması. Sorulardan sonrası daha kolay. Sonraları aşamalarda daha
sâkin ve ve sâde bir yaşam modeli geliştirip bizimle aynı düşünceleri paylaşan
kişilerle görüş alışverişi yapabiliriz.