Fecir | Konular | Kitaplar

"Allah" Kelimesinin İçerdiği Anlam ..

Yeni Sayfa 1

"Allah"
Kelimesinin İçerdiği Anlam

"Allah", varlığı
zaruri olan ve bütün övgülere layık bulunan zatın ismidir. "Allah'ın
varlığının zaruri olması", O'nun yokluğunun düşünülemeyeceği, var olması ve
varlığını devam ettirmesi için kimseye muhtaç olmaması, O'nun kainatın
yaratıcısı olması demektir. "Bütün övgülere layık bulunması" ise, Allahü
Teala'nın en güzel isim ve sıfatlara sahip olması anlamına gelir.
Allah, gerçek mâbudun ve
tek yaratıcının özel ismidir. Bu kelimenin çoğulu yoktur. Başka dillere tercüme
edilemez. Bu yüzden O'ndan başka hiç bir varlığa isim olarak verilemez. O'nun
diğer isim ve sıfatları, yaratmış olduğu varlıklara (gerçek anlamda değil)
mecazi anlamda verilebildiği halde, Allah ismi verilemez.
Meselâ, insanlar için şefkatli,
merhametli, alim, adil, halim gibi sıfatlar kullanıldığı halde, "Allah"
ismi, hiç bir varlık için kullanılmaz, kullanılmamıştır da. Nitekim tanrılık
iddiasında bulunan Fir'avn bile: "ben sizin rabbiniz değil miyim?" dediği halde,
"ben sizin Allah'ınızım" dememiştir. Mekke'li müşrikler, Kabe'deki putlarına
birçok isim verdikleri halde, hiç birisine Allah ismi vermemişlerdir. Zaten
müşriklere, "kainatı kim yarattı?" diye sorulduğunda "Allah" cevabını
vermektedirler.
Câhiliyye döneminde Araplar
arasında "Allah" kavramı mevcuttu. Fakat Allah inancı sönük bir inançtı. Onların
inancına göre de Allah, Kabe'nin Rabbi, dünyanın yaratıcısı, yeryüzündeki
herşeye hayat veren idi. Putlarına ise, kendilerini Allah'a yaklaştıracağı,
Allah indinde kendilerine şefaatçı olacağı inancıyla tapınıyorlardı.
Câhiliyye Arapları, hayatları
tehlikede olunca geçici bir tevhide başvuruyor, dini yalnız Allah'a halis
kılarak O'na yalvarıyorlar, Allah onları tehlikeden kurtarınca tekrar eski
putperest inancına geri dönüyorlardı.
Hristiyanların inancındaki
Allah kavramı, Baba - oğul - kutsal ruh olmak üzere üç unsurdan meydana gelmekte
idi. Yahudilerin inancındaki Allah kavramı ise, tek bir kavmin (İsrailoğullarının)
tanrısıydı. Oysa Allah ne cahiliyye Araplarının, ne hristiyanların, ne de
yahudilerin inandığı gibi değildir. Herşeyi yaratan, hiç kimseye muhtaç olmayan,
herkesin kendisine muhtaç olduğu, hiçbir toplumun özel tanrısı olmayıp, insanlar
da dahil tüm kainatın rabbi olan tek ilâhtır.
"Rahman ve Rahim olan
Allah'ın adıyla. Hamd (övme ve övülme) âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. O,
Rahman ve Rahim'dir. Ceza gününün sahibidir. Ancak Sana kulluk ederiz ve yalnız
Senden medet umar, yardım isteriz. (Ey Allah'ım,) Bize doğru yolu göster.
Kendilerine nimet verdiklerin kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve
sapmışların yolunu değil!" (Fâtiha: 1/1-7)
"De ki: O Allah birdir.
Allah sameddir.(Hiçbir şeye muhtaç olmayan, aksine her şey kendine muhtaç
olandır.) O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey O'na eş ya da denk
değildir." (İhlâs: 112/1-4)

[1]


[1]
Ahmet Kalkan, İslam Akaidi 96-97.