Fecir | Konular | Kitaplar

Kocanın Kadın Üzerindeki Hakları

Kocanın Kadın Üzerindeki Hakları




Kocanın Kadın
Üzerindeki Hakları
 
"Erkekler kadınlar üzerinde
yönetici (kavvâm) dırlar. Çünkü Allah kimini kiminden üstün kılmıştır ve çünkü
erkekler (kadınlara) mallarından harcamaktadırlar" (en-Nisa, 4/34). "İyi
kadınlar; gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini kocasının
bulunmadığı zamanlarda koruyanlardır... " (en-Nisa, 4/34).
Kadınlar kocalarına karşı
itaatli ve saygılı olmalıdırlar ki koca da aile içerisinde gereği gibi
vazifelerini yapabilsin. Kadın meşru şartlarda kocasına itaat etmekle
mükelleftir. Ayrıca yaptığı ev işleri ve çocuk yetiştirme ise kadının takvasını
artıran hususlardır. Çünkü İslâm böyle bir sorumluluğu kadına şart koşmamış,
teşvik ederek Allah'ın rızasını kazanacaklarını bildirmiştir.
Erkekler kadınlardan,
kadınlarda bulunmayan bazı doğal nitelik ve güçlere sahip oldukları için
üstündürler. Yoksa bu onların şeref ve fazîlet bakımından üstün oldukları
anlamına gelmez (Mevdûdî, Tefhimu'l Kur'an, I, İstanbul 1986, s. 317, 318).
"Kadın beş vakit namazını kılar, yılda bir ay orucunu tutar, ırzını korur ve
kocasına itaat ederse cennet kapıları ona açıktır" (Buhârî, Miskat, II, 202).
Yalnız buradaki itaat Allah'ın emirleri çerçevesinde olacağından kocanın bunu
hiçe sayması durumunda kadının kocasına karşı itaatı gerekmez. Çünkü Allah'a
itaat, kocaya itaatten önce gelir.
Ailede karı-koca arasında
karşılıklı tatmin gerekli olan bir ihtiyaç olduğundan her iki tarafın bunu
gözardı etmesi doğru değildir. Normal hallerde kadın kocasının bu durumunu
bilmeli ve ona karşı saygılı olmalıdır. İslâm yaradılış bakımından kadın ve
erkeğin eşit olduğunu savunur. Erkek-kadın eşitliğinde dünyaya ait cezalarda da
fark bulunmaz. Kadına karşı işlenen suçlarla, erkeğe karşı işlenen suçların
cezası aynıdır. Mirasta kadının erkeğin yarısı kadar hisse alması kadını
küçültücü bir hareket olmadığı gibi eşitsizlik de değildir. İslâm'ın kadına
bakışı ve erkeğin onun işlerini çekip çevirmekle yükümlü oluşu, evliliğinden
önce gerekli harcamaları yapma görevini kadının velisine vermiş olması,
evliliğinden sonra ise bu harcamaları kocasına yüklemiş olduğu hususu
bilindiğinde, Allah'ın bu konuda ne gibi bir hikmet murad ettiği açıkça
anlaşılır.
Kadın, almış olduğu mirastan
erkeğe sadece gönül rızası ile olanın dışında hiç bir şey harcamamakta
serbesttir. Buna karşılık erkek, her durumda harcamak görevi ile yükümlüdür.
Böylelikle kadın miras almakla birlikte ona el de sürmeyebilmektedir (İbrahim
Cemal, a.g.e. s. 485).
Allahu Teâlâ kadını evin
sahibesi olarak yaratmıştır. Erkek ailenin geçimini sağlamak, mal kazanmakla
görevli olduğu gibi, kadın da bu malları evin işlerini gereken şekilde yürütmek
üzere harcamakla yükümlüdür. Çünkü kadın, kocasının evinin çobanıdır. Bunun
dışında İslâm, evin dışında kalan görevlerin hiçbirinde kadını yükümlü tutmaz.
Kur'an "Ve evlerinizde oturunuz" (el-Ahzâb, 33/33) âyetiyle kadını evinde
oturmaya teşvik etmiştir. Ancak bazı hallerde kadının evin dışına çıkması
gerekebilir. Meselâ; kadının işlerini görüp gözetecek erkeğin bulunmaması, yahut
ailenin içinde bulunduğu sıkıntılar dolayısıyla evin dışında çalışmak zorunda
kalması, erkeğin geçim sıkıntısı içerisinde bulunması, hasta olması, geçimi
sağlamaktan âciz olması bu türden şart ve durumlarla karşı karşıya kalınması
halinde İslâm hukukunda bir genişlik ve bir çıkar yol sözkonusudur. "Allah, siz
kadınlara ihtiyaçlarınız için dışarı çıkmanıza izin vermiştir. (Buhârî-Müslim).
Ancak bütün bunlara karşın içinde bulunduğumuz koşullarda ne kadar İslâmî
ölçülere uyarsa uysun müslüman bir kadın çarşıda-sokakta, iş hayatında kötülerin
gözünden kendini koruyamamaktadır. O bakımdan geçimi zor şartlar içerisinde olsa
da kadınlar sokaklardan uzak olmalıdır.
İslâm kadına evinde görev
vererek, çalışma problemini ortadan kaldırmaktadır. İslâm, harem ve selâmda
ihanete uğrayan insan ruhunu aynı anda kurtaracaktır. (Seyyid Kutub, İslâm
Kapitalizm Çatışması, İstanbul 1988, s. 129; Ayrıca bk. Said Havva, İslâm, terc.
Said Şimşek, Ankara ts., s. 197 vd; İbrahim Cemal, a.g.e. s. 481 vd; Mustafa
Sibai, Kadının Yeri, İstanbul 1988, s. 57 vd.; Abdullah Nasuh Ulvan, İslâmda
Aile Eğitimi, I, s. 221 vd.; Ömer Ferruh, İslâm Aile Hukuku terc. Yusuf Ziya
Kavakcı, İstanbul 1976, s. 228 vd; Hz. Peygamber ve Aile Hayatı, Komisyon,
İstanbul 1989, s. 171 vd.; M. Ali Haşimi, Kur'an ve Sünnette Müslüman Şahsiyeti,
terc. Resul Tosun, İstanbul 1988, s. 63 vd.).
Naci YENGİN
>>>>>