Fecir | Konular | Kitaplar

Hadis-i Şeriflerde Kadın.

Hadis

Hadis-i Şeriflerde
Kadın

Hz. Peygamber'in kadınlara
yönelik sözleri ve uygulamaları, Kur'an'ın çizdiği; Allah'ın kulu olması
bakımından erkekle eşit seviyede; dinî hak ve sorumlulukları da aynı düzeyde
olan, hak ve sorumluluklar yönünden erkeklerle eşit konumda olan bir kadın
portresine uygundur. Rasûlullah'ın şahsında kadınlar, her zaman meseleleriyle
ilgilenen, eşleriyle olan anlaşmazlıklarında ara buluculuk yapan, haklarını
koruyan, erkeklere eşlerine iyi davranmalarını öğütleyen ve kendi yaşayışıyla da
buna örnek olan bir dost ve hâmi bulmuşlardır.
"Sizin hayırlınız,
kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır." (Müslim, Birr 149)
"Sizin en hayırlınız, ehline
karşı en iyi davrananızdır. Ben âileme en iyi olanınızım." (Kütüb-i Sitte,
c. 17, s. 214)
"Mü'minlerin iman bakımından
en kâmil/olgun olanı; ahlâkı güzel olan ve âilesine nâzik davranandır." (Nesâî,
Işretu'n-Nisâ, 229; Tirmizî, İman hadis no: 2612)
"Uğursuzluk yoktur. Ancak üç
şeyde uğur olabilir: Kadında, atta, evde." (Kütüb-i Sitte, c. 17, s. 218)
"Kadınlar, erkeklerin
kızkardeşleridir." (Câmiu's-Sağîr, hadis no: 2329)
"Kadınlara ancak kerîm
olanlar ikrâm ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler
ise leîm (kötü) kişilerdir." (İbn Mâce, Edeb 3; Ebû Dâvud, Edeb 6, Rikak 22,
İ'tisâm 3; Müslim, Akdiye 11)
"... Erkek, ailede
yöneticidir ve yönetiminden sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve
elinin altındakilerden sorumludur." (Buhârî, Cum'a 11; Müslim, İmâret 20)
"En güzel dünya nimeti,
insanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp
ve insanın iman doğrultusunda (müslümanca) yaşamasına yardımcı olan kadındır."
(Tirmizî, Birr 13)
"Dünya bir metâ'dır. Dünya
metâının en hayırlısı sâliha kadındır." (Müslim, Radâ 64, hadis no: 1467;
Nesâî, Nikâh 15)
"Bir mü'min erkek, bir
mü'min kadına buğzetmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu
beğenir." (Müslim, Radâ' 61, hadis no: 1469)
"Kadın, beş vakit namazını
kılar, bir aylık orucunu tutar, nâmusunu korur ve kocasına itaat ederse ona:
‘Hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir' denilir." (Ahmed bin Hanbel,
I/191)
Hz. Peygamber, Vedâ Hutbesinde
şöyle buyurmuştur:
"Kadınlar hakkında Allah'tan
korkunuz. Çünkü siz onları Allah'ın emâneti diye aldınız. Allah'ın sözü uyarınca
ırzlarını kendinize helâl kıldınız. Onların, sizin yataklarınıza bir adamı
almamaları ve iffetlerini korumaları, sizin onlar üzerindeki haklarınızdandır.
Eğer böyle bir şey yaparlarsa hafifçe onları dövünüz. Sizin de onların
geçimlerini ve giyimlerini sağlamanız, onların sizin üzerinizdeki
haklarındandır." (Müslim, Hac 147, 194; Tirmizî, Fiten 2, Tefsir 2)
"Sizin dünyanızdan bana üç
şey sevdirildi: Güzel koku, kadın ve gözümün bebeği kılınan namaz." (Müslim,
Talâk 31, 34)
"Bana, (dünyanızdan) koku ve
kadın sevdirildi. Gözümün nûru ise namazda kılındı." (Nesâî, İşretu'n-Nisâ
1)
"Sizden biri, hangi
düşünceyle hanımını köle döver gibi dövmeye tevessül eder? Akşam olunca aynı
yatakta beraber yatmayacaklar mı?" (Buhârî, Tefsîr Şems 1, Enbiyâ 17, Nikâh
93, Edeb 43; Müslim, Cennet 49, hadis no: 2855; İbn Mâce, Nikâh 512; Tirmizî,
Tefsîr 3340)
Ümmü Atiyye (r.a.) anlatıyor:
"Ben Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte yedi ayrı gazveye çıktım. Ordugâhlarda ben
geride kalır, askerlere yemek yapar, yaralıları tedâvi eder, hastalara
bakardım." (Müslim, Cihâd 142, hadis no: 1812)
İbn Abbâs (r.a.) şöyle diyor:
"Rasûlullah (s.a.s.) kadınları gazveye götürürdü. Onlar yaralıları tedâvi
ederlerdi. Kendilerine de ganimetten bir şeyler verilirdi..." (Müslim, Cihad
137, hadis no: 1812; Tirmizî, Siyer 8; Ebû Dâvud, Cihad 152)
"Hz. Peygamber, savaşa veya
sefere giderken kur'a ile hanımlarından birisini beraberinde götürürdü." (Buhârî,
Cihad 1071).
"Peygamber zamanında kadınlar
da erkeklerle beraber savaşa katılıp geri hizmetlerde çalışırlardı. Uhud
Savaşında müslümanlar kayıp verince Peygamber'in zevcesi Âişe ile Ümmü Süleym,
paçalarını sıvamış ve sırtlarında kırba kırba su taşıyarak savaşanların
ağızlarına dökmüşlerdi." (Buhârî, Cihad, 1074, Meğâzî 18; Müslim, Cihad 136)
Muavviz kızı Rubeyyi' şöyle
der: "Biz, Peygamber (s.a.s.) ile birlikte savaşa gider, askerlere su verir,
yaralıları tedâvi eder, Medine'ye taşırdık."
"Bâkire kızla,
(evlendirilmezden önce) babası müşâvere etmelidir." (Ebû Dâvud, Nikâh 24,
25)
"Dul kadın kendisiyle
istişâre edilmeden evlendirilmemeli, bâkire kız da izni alınmadan
nikâhlanmamalıdır." (Buhârî, İkrâh 3; Müslim, Nikâh 64)
"Rasûlullah (s.a.s.), kızın
arzusu hilâfına, babası tarafından gerçekleştirilen bazı nikâhları, şikâyet
üzerine, iptal etmiştir." (Buhârî, İkrâh 4)
"Üç kişi vardır, cennete
girmeyecektir: Anne babasının hukukuna riâyet etmeyen kimse; içki düşkünü olan
kimse; verdiğini başa kakan kimse." (Nesâî, zekât 69)
İmam Mâlik'e ulaştığına göre,
Hz. Ali (r.a.): "Karı-kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz, erkeğin
âilesinden bir hakem ve kadının âilesinden bir hakem gönderin, bunlar düzeltmek
isterlerse, Allah onların aralarını buldurur." (Nisâ, 35) âyetinde temas
edilen iki hakem hakkında "karı-kocanın ayrılma veya birleşme kararları, bu iki
hakemin vereceği hükme kalmıştır" diye beyanda bulunmuştur. (Muvattâ, Talâk 72
-2, 584-)
"Kadınların yanına girmekten
sakının!" Ensârdan bir zât: "Yâ Rasûlallah! Kayına ne buyurursun?" diye
sordu. Rasûlullah (s.a.s.) şu cevabı verdi: "Kayın ölümdür." (Müslim,
Selâm 20, hadis no: 2172)
"Kadınlara hayırhah olun,
onlara karşı hayır tavsiye ediyorum... Onlara hayırlı şekilde davranın." (Buhârî,
Nikâh 79, Enbiyâ 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Radâ 65, hadis no: 1468;
Tirmizî, Talâk 12)
"Kadınlara karşı hayır
tavsiye ediyorum. Çünkü onlar sizin yanınızda avândır/esirler gibidir. Onlara
iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir
fâhişe/çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve
şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye
bahane aramayın. Bilesiniz ki, kadınlarınız üzerinde hakkınız var,
kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar üzerindeki hakkınız,
yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir. İstemediklerinizi evlerinize
almamalarıdır. Bilesiniz ki, onların sizin üzerinizdeki hakları, onlara giyecek
ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır." (Tirmizî, Tefsîr Tevbe, 3087)
Rasûlullah'a soruldu: "Ey
Allah'ın Rasûlü!, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?" "Kendin
yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman,
takbîh etmemen, evin içi hâriç onu terketmemen." (Ebû Dâvud, Nikâh 42, hadis
no: 2142-2144; İbn Mâce, Nikâh 3)
"Kim kız çocuklarla sınanır
(kime kız çocuğu verilir) de onlara güzel bakarsa onlar, onun için ateşe karşı
koruyucu perde olurlar." (Feyzu'l-Kadîr, II/97)
"Kim iki kıza bakıp ergenlik
çağına kadar, onları yetiştirirse, Kıyâmet gününde o, benimle şöyle olur."
(Peygamber, böyle deyip parmaklarını birbirine geçirmiştir.) (Feyzu'l-Kadîr, III/496)
"Kimin üç kızı, yahut üç
kızkardeşi veya iki kızı, ya da iki kızkardeşi olur da onlara güzel bakar, onlar
hakkında Allah'tan korkar (onlara haksızlık etmez)se, onun için cennet vardır."
(Tirmizî, Tefsîr Sûre 9)
"Sakın bir erkek, yanında
mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın!" (Buhârî, Nikâh 111;
Cezâu's-Sayd 26, Cihâd 140, 181; Müslim, Hacc 424, hadis no: 1341)
Cerîr (r.a.) anlatıyor:
"Rasûlullah (s.a.s.)'a ânî bakıştan sordum. Bana: "Bakışını hemen çevir!"
buyurdu." (Müslim, Âdâb 45, hadis no: 2159; Ebû Dâvud, Nikâh 44; Tirmizî, Edeb
29)
Büreyde (r.a.) anlatıyor:
"Rasûlullah (s.a.s.) Ali (r.a.)'ye buyurdular ki: "Ey Ali, bakışına bakış
ekleme. Zira ilk bakış sanadır, ama ikinci bakış aleyhinedir." (Tirmizî,
Edeb 28; Ebû Dâvud nikâh 44)
"Kadın dört hasleti için
nikâhlanır: Malı için, nesebi (soyu) için, güzelliği için, dini için. Sen
dindarı seç de huzur bul." (Buhârî, Nikâh 15; Müslim, Radâ 53, hadis no:
1466; Ebû Dâvud, Nikâh 2, hadis no: 2047; Nesâî, Nikâh 13)
"Kadını olmayan erkek
miskindir/fakirdir!" Yanındakiler: "Çokça malı olsa da mı?" dediler.
Rasûlullah: "Evet, çokça malı olsa da!" buyurdu. Sözlerine devamla:
"Kocası olmayan kadın da miskînedir, miskînedir/fakirdir" buyurdular.
Yanındakiler: "Çokça malı olsa da mı?" dediler. Peygamberimiz: "Evet kadının
çok malı olsa da!" buyurdu. (Kütüb-i Sitte, 15/515)
Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor: "Ebû
Süfyan'ın karısı Hind, (bir gün gelerek) "Ey Allah'ın Rasûlü dedi. Ebû Süfyan
cimri bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu
idare için, onun bilmez tarafından, almam gerekiyor. (Ne yapayım?)" Rasûlullah
(s.a.s.): "Örfe göre sana ve çocuğuna kifâyet edecek miktarda al!"
buyurdular." (Buhârî, Büyû' 95, Mezâlim 1, Nafakat 5, 9, 14, Eymân 3, Ahkâm 14,
180; Müslim, Akdiye 7, hadis no: 1714; Ebû Dâvud, Büyû' 81, hadis no: 3532;
Nesâî, Kudât 30)
"Allah'ın kadın kullarını
Allah'ın mescidlerinden men etmeyiniz." (Buhârî, Cum'a 13; Müslim, Salât 36;
Ebû Dâvud, Salât 13, 52; Tirmizî, Cum'a 64; Dârimî, Salât 57; Muvattâ, Kıble 12;
Ahmed bin Hanbel, II/16, V/17)
"Birinizin hanımı mescide
gitmek için izin talep ederse ona engel olmasın (izin versin)." (Buhârî,
Cum'a 12, Ezân 162, 166, Nikâh 116; Müslim, Salât 134; Ebû Dâvud, Salât 53;
Tirmizî, Salât 400; Muvattâ, Kıble 12)
Ebû Saîd (r.a.) anlatıyor:
"Kadınlar Rasûlullah (s.a.s.)'a dediler ki: "Ey Allah'ın Rasûlü! Sizden
(istifâde husûsunda) erkekler bize gâlip çıktı (yeterince sizi dinleyemiyoruz).
Bize müstakil bir gün ayırsanız!" Rasûlullah (s.a.s.) bunun üzerine onlara bir
gün verdi. O günde onlara vaaz u nasihat etti, bazı emirlerde bulundu. Onlara
söyledikleri arasında şu da vardı: "Sizden kim, kendinden önce üç çocuğunu
gönderirse, onlar mutlaka kendisine ateşe karşı bir perde olur!" Bir kadın
sormuştu: "Ey Allah'ın Rasûlü! Ya iki çocuğu ölmüşse?" "İki de olsa!"
buyurdu." (Buhârî, İlim 36, Cenâiz 6, İ'tisâm 9; Müslim, Birr 152, hadis no:
2633)
Peygamber Efendimiz, nikâhın
mescidde ilân edilmesini istemiştir (Tirmizî, Nikâh 6). Merâsimlerin orada
yapılmasını özellikle tavsiye etmiştir.