Fecir | Konular | Kitaplar

Tesettür İbâdeti

Tesettür İbâdeti




Tesettür İbâdeti:

 
Mü'min erkek ve mü'min kadın,
Kur'an'ın örtünme (tesettür) emrinden sorumludurlar. Tesettür emri Kur'an'da çok
açıktır ve başka bir yoruma ihtiyaç yoktur. Şüphesiz Kur'an, Allah'ın sözü ve
hükmüdür ve Rabbimiz  insanlara ne vahyettiğini bilmektedir.
İnsanların tesettür (örtünme)
ile ilgili yorumları, ileri-geri söz söylemeleri tamamen kendi nefislerinin
dürtüleri, imanlarının yokluğu veya zayıflığının bir sonucudur. Allah'a hakkıyla
teslim olmuş, O'nun azâbından korkan ve O'nun va'dine güvenen bir takvâ sahibi
mü'min, nasıl olur da Rabbinin emrini  tartışır? Nasıl olur da kendi arzusuna
göre Allah'ın âyetlerini sağa sola büker? Kendini Kitab'a uyduracağı halde
Kitabı kendine uydurmaya kalkar. Bir insan, nasıl olur da Allah'ın hükmünü kendi
aklına, kendi pozisyonuna, kendi zevkine, kendi hükmüne, kendi sistemine, kendi
prensibine uydurmaya çalışır? Böyle bir tavır mü'min kimselerin tavrı olamaz!

Kur'an şöyle buyuruyor:
"Müm'in erkeklere söyle,
gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Böyle (yapmak) kendileri
için daha temizdir." (24/Nûr, 30).
Kadınların örtünmesi ile ilgili
olarak da şöyle buyruluyor:
"Ey Peygamber, eşlerine,
kızlarına ve mü'min kadınlara dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine
giymelerini söyle; bu, onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet
görmemeleri için en uygun olanıdır. Allah Ğafûr'dur, Rahîm'dir." (33/Ahzâb,
59).
Bu ifâdeyi tamamlayan bir başka
âyette de şöyle buyruluyor:  
"Mü'min kadınlara da söyle;
gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynet yerlerini
açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısımlar hâriç. Başörtülerini
yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler)..." (24/Nûr, 31).
Âyetin devamında ziynet
yerlerini kimlere gösterebileceği sayılıyor.     
Peygamberimiz
(s.a.s.) bu âyetleri hem açıklayıp tefsir etti, hem de bizzat uygulayıp
uygulatarak maksadın ne olduğunu  gösterdi. Bu konudaki haberler hem sağlamdır,
hem de açıktır. Bu güne kadar gelen iyi niyetli bütün âlimler de meseleyi Kur'an
doğrultusunda böyle anladılar ve bu şekilde açıkladılar. Peygamberimiz'den bu
yana hiçbir İslâm âlimi tesettür ve başörtüsünün dinin gereklerinden olduğunu
reddetmediği gibi, bütün dünya müslümanları da tarihten günümüze buna uymaya
çalışmışlardır.