Fecir | Konular | Kitaplar

Kadının Dövülmesi Meselesi

Kadının Dövülmesi Meselesi




Kadının Dövülmesi
Meselesi
 
Kadının dövülmesi meselesi'ne
gelince, dinimiz, bazı sıkı kayıtlarla buna yer vermiştir. Yukarda kaydettiğimiz
hadisten ayrı olarak Kur'an-ı Kerîm'de de yer verilen bir husustur. Kur'ân-ı
Kerîm'de yer verilmiş olması mevzuya ayrı bir ehemmiyet kazandırmaktadır. Bizce,
âyet-i kerîmenin bu meseleye temas etmiş olması kadınları himayeye mâtuf bir
durumdur. Zira başta günümüzün en ileri memleketlerinde bile hâlâ câri olduğu
üzere, her devirde, her millette kadınlar dövülmüştür. Kıyamete kadar da bu
realite devam edeceğe benziyor. Sanki insanî münasebetlerin kadın-erkek
bölümünün tabiî bir neticesidir. İnsanlar zarurî olan münasebetlerinde her zaman
orta yolu koruyamazlar, ifrat-tefrit, rıza-gazab, sevgi-öfke iç içedir. Bunların
sonucu olarak münakaşalar, ağız kavgaları, yumruklaşmalar hatta cinâyetler vukûa
gelir. Bunlar "olmamalıdır" diye bir teşriat olamaz. İslâm bu meselede realiteyi
kabul ederek müntesiblerini makul hududda tutmaya, frenlemeye çalışır. Esasen
her meselede "vasat yol"u göstermek İslâm'ın ana ruhunu teşkil eder.
Bu kısa açıklamadan sonra asıl
mevzumuza gelelim: Kur'ân-ı Kerîm'de, meâlen şu ayet mevcuttur: "Serkeşlik
etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara gelince, evvela kendilerine nasihat
edin, sonra yataklarında onları yalnız bırakın, yine dinlemezse dövün."
(Nisa: 4/34).
Dikkat edilirse âyet kadının
dövülmesini birçok şarta bağlamaktadır:[1]

 




[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/307.