Fecir | Konular | Kitaplar

VACİBU'L-VÜCUD ..

VACİBU

VACİBU'L-VÜCUD

Zorunlu varlık ya da varlığı
zorunlu olan, Allah.
Kelam ilminde Allah'ın
varlığının zorunluluğunu, gerekliliğini belirtir.
Vücud kavramının Yunan
felsefesinin etkisiyle İslâm felsefe ve kelamına girmesinden sonra başlayan,
vücudun Allah'a nisbet edilip edilemeyeceği tartışması, vücudun Allah'ın
sıfatlarından biri olduğunun kabul edilmesiyle sona erdi. Genel kabule göre
vücud, Allah ın zatından ayrı, ezelî, ebedî ve bağımsız bir sıfattır.
Vücud kavramının diğer
nesnelere de nisbet edilmesi, varlıklar arasında bir ayrım yapılmasını gerekli
kıldı. Bunun yapılmaması durumunda Allah ile diğer varlıklar aynı kavram altında
toplanmış olacaktı. Bu sorunun ortadan kalkması için varlıklar, vücuda
nisbetleri bakımından vacib (zorunlu), mümkün (olabilir) ve mümteni (olması
imkansız) denilen üç bölüme ayrıldı. Varlığı zatının gereği olan Allah'ın vücudu
vacib; varlığını başka bir varlığa borçlu olan yaratılmış varlıklar mümkün;
olması hiçbir şekilde düşünülemeyen şeyler de mümteni varlıklar olarak
tanımlandı.
Zorunlu varlığın ya da varlığı
zorunlu olan Allah'ın zorunluluktan gelen ayırıcı özellikleri olmalıydı. Kelam
bilginleri bu ayırıcı özellikleri de şöyle belirlediler:
Bir varlık hem zatı gereği, hem
de başkasından dolayı vacib olamaz.
Çünkü başkası ile var olanın,
başkasının yok olması ile yok olması gerekir. Bu nedenle iki durumun bir araya
gelmesi imkansızdır.
Zatı gereği vacib olan bileşik
olamaz. Çünkü her bileşik parçasına muhtaçtır. Bu varlığın başkasına muhtaç
olduğu anlamına gelir. Başkasına muhtaç olan varlık, zatı bakımından vacib
değil, mümkündür. Zatı bakımından vacib olan başkası ile birleşmez. Birleşme,
başkası ile ilişki kurmaktır. Zatı bakımından vacib olanın böyle bir ilişkisi de
olamaz.
Zatından dolayı vacib olanın
vücudu, mahiyeti üzerine zaid olamaz. Çünkü o vücud mahiyetten müstağni değilse,
zatı bakımından mümkün ve bir müessire muhtaçtır. Zatından dolayı vacib olanın
vücudu kendi üzerine zaid olamaz. Çünkü eğer vücubiyet vücudu gerektiriyorsa
fer'î olan asıl olana asıl olur ki, bu imkansızdır.
Zatıyla vücubiyet iki nesne
arasında ortak olmaz. Yoksa bu, ikisinden birinin öbüründen ayrıldığı nesneye
ters düşer ve böylece her biri, ortaklaştıkları nesne ile ayrıldıkları nesneden
bileşmiş olurlar. Zatı bakımından vacib olan, her yönden vacibdir. Zatından
dolayı vacib olan yok olamaz. Eğer yok olursa, varlığı, yokluğunun sebebinin yok
olmasına bağlı olurdu. Başkasına bağlı olanın da zatı bakımından mümkün olması
gerekirdi. Zatı bakımından vacib olan, zatının gerektirdiği bir takım
niteliklerle donanabilir.[1]



[1]
Ahmet Özalp, Şamil İslam Ansiklopedisi: 6/283.