Fecir | Konular | Kitaplar

Vahiy Esnasında Rasulullah'ın Durumu

Vahiy Esnasında Rasulullah




Vahiy
Esnasında Rasulullah'ın Durumu:

 

Yüce Allah'ın hitabı ile karşı karşıya
gelmek insan için rahat ve kolay bir iş değildir. İnsan özelliklerini taşıyarak
melekten gelen vahyi almak oldukça güç bir iştir. Vahiy esnasında Rasulullah'da
bir tür korku ve heyecan meydana geldiği, bazan da buhranlı anlar geçirdiği
gözlenmiştir. Vahiy sırasında heyecan ve dehşetten Rasululah'ın vücudu titrer,
yüzünün rengi değişir, en soğuk günlerde bile alnı terler, nefes alırken horultu
ve iniltiye benzer bir ses çıkarırdı.[1]
Özellikle zil sesi şeklinde gelen vahiy, Rasulullah'a çok ağır gelirdi.



"Gerçekten biz sana ağır bir söz
bırakıyoruz." (Müzzemmil:
73/4)

Vahyin manevi ağırlığı büyüktü. Eğer
deve üzerinde iken vahiy gelmişse, deve buna tahammül edemezdi. Vahyin manevi
ağırlığından deve çöker, Rasulullah inmek zorunda kalırdı.[2]
Bir defasında Rasulullah'ın dizi Zeyd b. Sabit'in dizi üzerinde iken vahiy
gelmiş, Zeyd büyük bir ağırlık hissetmiş, bu ağırlık altında ayağı kırılacak
gibi olmuştu.[3]

Rasulullah (s.a.v.) gelen vahyi hemen
anlamak ve unutmamak için vahiy esnasında ayetleri tekrarlamak isterdi. Onun bu
endişelerini Yüce Allah şöylece gidermişti:

"Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan
evvel Kur'an'ı acele etme."
(Taha: 20/114)

"Onu aceleye kapılıp dilini onunla
hareket ettirip-durma. Onu toplamak ve sana okutmak şüphesiz bize düşer. Sana
onu okuduğumuz zaman onun okunuşunu izle. Sonra onu açıklamak bize aittir."
(Kıyamet: 75/16-19)

"Sana okutacağız, sen de
unutmayacaksın." (A'la:
87/6)

Vahiy geldiğinde gözlenen bu tabii
olmayan durumu, Rasulullah'ın etrafındakiler de hissetmişlerdir. Önce kendisini
bir titreme alır ve mübarek yüzleri soluk bir renk alırdı. Hadis mecmuaları,
vahy nazil olurken Rasulullah'ın yanında arı uğultusuna benzer bir sesin
işitildiğini kaydetmişlerdir.[4]
Yine vahiy geldiğinde Rasulullah'ın üzerini örterlerdi.[5]
Açılınca, gelen ayetin şiddeti veya yumuşaklığı halinden belli olurdu.



Vahiy sırasında Rasulullah'da meydana
gelen durumu o dönemde Kureyşliler istismar ederek onu kahin, sihirbaz ve mecnun
olarak nitelemişler, daha sonra birçok Avrupalı müsteşrik de onda sara
hastalığının olduğu zannına kapılmışlardır. Bütün bu sözde değerlendirmeler,
onun manevi cephesini anlayamamaktan ileri gelmektedir.

 

 





[1]
Buhari: Bed'ul-Vahy: 2-4; Müslim:
4/1817; Tirmizi: 2/286; Müsned: 1/34, 464, 4/163.





[2]
Müsned: 2/176.





[3]
Ebu Davud, Sünen: 2/11; Müsned: 5/184,
190.





[4]
Müsned: 1/34.





[5]
Buhari, Bed'ul-Vahiy: 2-4.