Fecir | Konular | Kitaplar

Allah'sız Bir Dünyayı Kimler İster? .

Allah




Allah'sız Bir
Dünyayı Kimler İster?
               

Allah'ın varlığını inkar eden
hiç bir dünya görüşü ve ideolojisi yoktur ki, O'nun yerine uyduruk bir tanrı
koymamış olsun. Bu nedenledir ki mutlak inkar neredeyse imkansız gibidir. Ve
yine bu sebeple Kur'an mutlak münkiri adam yerine dahi koymaz ve en çok şirki
muhatap alır. Allah'ın varlığını inkar edip O'nun yerine ilkel müşriklerin
yaptığı gibi insandan da aşağı olan maddeyi yerleştiren materyalizm bu anlamda
mutlak inkar ve dinsizlik değil, en pespaye cinsinden bir şirktir. Daha doğrusu,
Kur'an'ın üzerine gittiği ilkel şirkin çağdaş ve geliştirilmiş şeklidir.
Şuurlu, akıllı ve ruhlu bir
varlık olan insanın kaynağına maddeyi yerleştiren materyalizm (maddecilik)
Allah'ın yaratma kudretini maddeye hasretmiş olmaktadır. Yani Allah'ı
inkar edeyim derken maddeyi ilahlaştırmıştır. Şu durumda materyalizm adı verilen
bu ilhad (inkar ve dinsizlik) felsefesi de sanıldığı gibi mutlak inkar değil;
Allah'ı inkar edeyim derken insandan daha bayağı olan maddeyi tanrılaştıran
çağdaş bir şirk; onu savunanlar da çağdaş müşriklerdir.
Materyalizmi, bu yeni moda
Allah'sızlığı himaye eden ve kabul eden insanların kalitesine bakınca, insan
Allah'sız bir dünyayı kimlerin, niçin arzuladıklarını daha iyi anlıyor.
Evet, Allah'sız bir dünyayı
kimler, niçin ister? Bu soruya doğru cevap bulabilmemiz için Allah'ın koyduğu
yasalara, emir ve yasaklara, özetle Allah'ın nizamına bakmak gerekir.
Allah her türlü zulmü, kula
kulluğu, zinayı, içkiyi, fuhşu, kumarı, hırsızlığı, hayasızlığı, sefahati, heva
ve hevesi tanrı edinmeyi, adaletsizliği, cehaleti, kibri, hasedi, kötü zannı,
dedikoduyu, asabiyeti, laf taşımayı yasaklıyor ve hoşlanmıyor. Adaleti, iyliği,
sabrı, çalışmayı, ilmi, fazileti, infakı, zekatı, namazı, orucu, haccı,
düşkünlere vermeyi, zayıfları gözetmeyi, yetime iyi davranmayı, dilenciyi
azarlamamayı, yoksulu doyurmayı, ahde vefa göstermeyi, emanete sadakati, boş
konuşmamayı, ana-babaya ihsan ile muameleyi, kadınlara iyi davranmayı, insanları
sabırla dinleyip sözün en güzeline tabi olmayı ve daha birçok şeyi emir ve
tavsiye ediyor.
Allah emirlerine uyanları
ödüllendireceğini, karşı gelenleri hakimi kendisinin olduğu, hiçbir şeyin gizli
kalmadığı, iltimas ve rüşvetin geçmediği, hiç kimseye haksızlığın yapılmadığı
adil bir mahkemede yargılayıp cezalandıracağını söylüyor.
Şimdi sormak gerek: Böyle bir
Allah'ı kimler istemez? Ya da yukarıdaki biçimiyle: Allah'sız bir dünyayı
isteyenler kimlerdir?
Zalimlerdir...
Namussuzlardır... Ahlaksızlardır... Soygunculardır... Kısaca suçlulardır...
Çünkü hiçbir suçlu muhakeme edilmeyi istemez. Zalimler adaleti, katiller
mahkemeyi, soyguncular yargılanmayı sevmezler.
Elbette faziletsizler, fazilete
çağıran Allah'a düşman olacaklardır. Sorumsuzca bir hayat sürmek isteyenler
Allah'sız bir dünyanın özlemiyle yanıp kavrulacaklardır.
Materyalistlerden "dinsiz"
olduklarını söyleyecek kadar "dürüst" olanlar, inkar ettikleri Mutlak Varlığın
yerine başka şeyleri koyarak "dinsizim" dedikleri halde, yalancı konumuna
düşüyorlar. Gördüğümüz bütün bu varlıkların nasıl ve kim tarafından yaratıldığı
sorununu biraz kurcaladığınızda, sözkonusu laik "ate"lerin biraz önce inkar
ettikleri Allah'ın yerine alelacele bir tanrı peydahlama telaşına düştüklerini
göreceksiniz. O takıp takıştırdıkları, yakıp yakıştırdıkları "cici" tanrı, en az
inkarları kadar ciddi "tesadüf tanrısı"dır. (10)

[1]

 



[1]
İman Risalesi, M. İslamoğlu -özetlenerek- Ahmet Kalkan, İslam Akaidi 74.
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.