Fecir | Konular | Kitaplar

İlimler

İlimler

İlimler

Bize göre, ilim bir bütündür ve
"Alim" isminden kaynaklanır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim, hem fennin konusu olan
kâinattan, hem de bugün bazılarının yanlış olarak "din ilmi" dediği, "naklî
ilimler" dediğimiz meselelerden bahsettiği hâlde, konularını iki ayrı ilmin
isimleri altında toplamamıştır. Fen ilmi, din ilmi gibi ayırımlar sun'îdir.
İnsanın, bütünü kucaklayamayışından dolayı ilim, iki ana bölüme ayrılmış, her
bölüm de kendi içinde bölümlenmiştir.
Ancak, bu ayrımı bir kötü niyet
ürünü olarak ısrarla yapan, bilimle din arasında hiçbir alâka yokmuş gibi
davrananlar da var. Bilim adına kâinata sahip çıkıp, inananları ve imanı maddî
âlemin dışına sürgün etmeye çalışan bu kafayı da unutmuyoruz. Ona şunu
söylüyoruz: "Maddî, mânevî bütün âlemler Rabbimizindir. Bilim adına incelediğin
şu görünen âleme de Allah hükmeder. Senin yanlış olarak tabiat kanunları dediğin
şeyler, aslında, Onun kevnî kanunlarıdır. Sen, yeni bir kanun koymuyor, sadece
yürürlükteki kanunları görüp, onlara isimler veriyorsun."
Ortada kabul edilmiş bir
"durum" var, ilimler, "fen ilmi ve din ilmi" diye ikiye ayrılmış. Bu yapay
ayırmayı, daha doğru bir şekilde şöyle ifadelendirmek gerekir: Aklî ilimler ve
naklî ilimler. Aklî ilimler (fen bilgileri), şu "kâinat fabrikası"nın nasıl
çalıştığını açıklar. Naklî ilimler ise, kim tarafından ve niçin kurulduğunun
cevabını verir. "Niçin?" suali karışısında fen, sağır ve dilsizdir. Ancak bu
zâhirî ayrılık, dinin, "nasıl" sorusuna cevap vermediği manasına gelmez.
Kur'ân-ı Kerim, kâinatın
işleyiş kanunları hakkında önemli açıklamalar yapmış, kıymetli ip uçları
vermiştir. Ayrıntılara girmeyişi onun bir fen kitabı olmayışındandır. "imtihan
sırrı"na aykırı düşmeyecek şekilde bütün fen bilimlerinin özü bildirilmiştir.
Her ilmî gelişmenin, bazı âyetleri daha iyi anlamamıza yardımcı olması da bu
sırdan ileri gelmektedir.
Fen ilimlerini iman gözüyle
okumayı öğrenenler, hem "nasıl"ın, hem de "niçin"in cevabını almakla tam bilgiye
ve gerçek marifete ulaşacaklardır. Vicdanın ışığı naklî ilimler, aklın nuru
medeniyet fenleri, yani aklî ilimlerdir. Hakikat, ikisinin kaynaşmasıyla tecelli
eder. Ayrıldıkları zaman, sadece naklî ilimleri okuyanlarda "taassub" yalnız fen
tahsil edenlerde ise "hile ve şüphe" meydana gelir.
Vicdanı İlâhî mizanlarla
ayarlanmamış bir kimsenin elinde fen, dehşetli bir silâh olabilir, nitekim
oluyor da.

[1]



[1]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.