Fecir | Konular | Kitaplar

Fâiz Alıp Vermek

Fâiz Alıp Vermek



Fâiz Alıp Vermek:
 
Abdullah bin Mes'ûd'dan rivâyet
olunduğuna göre "Rasûlullah (s.a.s.) fâiz yiyene ve yedirene, onun şahitlerine
ve onu yazan kâtibine lânet etmiştir." (İbn Mâce, 2/764).
"Rasûlullah (s.a.s.) fâiz
yiyene ve yedirene, (senedi yazan) kâtibe ve (onu imzalayan) şahitlere de lânet
etti ve "bunların hepsi (günahta) müsâvidirler" buyurdu. (Müslim, 5/50)
Hz. Ali (r.a.) anlatıyor:
"Rasûlullah (s.a.s.) fâiz yiyeni, yedireni, fâiz anlaşmasını yazanı,
sadakaya/zekâta engel olanı, dövme yapanı, dövme yaptıranı, hulle yapanı, hulle
yaptıranı lânetledi." (Nesâî, Zînet 25; Kütübi-i Sitte, 15/160)
"Fâizden (para ve mal)
çoğaltan hiçbir kimse yoktur ki, onun işinin sonucu azlık (ve perişanlık)
olmasın!" (İbn Mâce, 2/765)
"Kim Allah'a ve âhiret
gününe iman ediyorsa sakın misli misline olmaktan başka türlü almasın."
(Müslim, 5/47)
"Fâiz yetmiş üç çeşittir. En
hafifi, bir adamın kendi anasını nikâhlamaya kalkışmasının dengidir. Fâizin
ötesindeki günah ise, kişinin müslümanların ırzına saldırmasıdır." (Feyzu'l-Kadîr,
4/50)
"Bir adamın bilerek yediği
bir dirhem miktarı fâiz, Allah katında otuz altı defa zina yapmaktan daha
şiddetlidir." (Feyzu'l-Kadîr, 6/306)
"Helâk edici yedi şeyden
sakının." Ashâb: "Ey Allah'ın Rasûlü! Onlar nelerdir?" dediler. Rasûlul-i
Ekrem: "Allah'a şirk koşmak, sihir yapmak, Allah'ın haram kıldığı bir canı
öldürmek -meğer ki bir hak sebeple olsun- Fâiz yemek, yetim malı yemek, düşmana
hücum gününde savaş alanından kaçmak, namuslu mü'min ve hiçbir kötülükten
habersiz kadınlara (zina iftirası) atmaktır." (Buhârî, 3/195)
"İnsanların üzerine öyle bir
zaman gelecek ki, onlardan fâiz yemedik hiçbir fert kalmayacaktır. Kim yemezse
ona da tozu (olsun) dokunacaktır." (İbn Mâce, 2/765; Nesâî; Ebû Dâvud)
Kur'an da, yasaklanan diğer
konulardan çok farklı ve büyük cezalarla fâiz konusunu gündeme getirir: "Fâiz
yiyen kimseler (kabirlerinden), tıpkı şeytan çarpmış kimseler gibi çarpılmış
olarak kalkarlar. Onların bu hali, ‘alışveriş (ticaret) de fâiz gibidir'
demelerindendir. Oysa ki Allah, ticareti helâl, fâizi haram kılmıştır. Bundan
sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de fâizden vazgeçerse, geçmişte olan
kendisinindir ve işi Allah'a kalmıştır (Allah dilerse onu affeder). Kim tekrar
fâize dönerse, işte onlar ateşliktir, orada devamlı kalırlar. Allah, fâizi
mahveder (fâiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları çoğaltır (içinden
sadaka verilen malları bereketlendirir). Allah (günahta ısrar eden) günahkâr
kâfirlerin hiçbirini sevmez. Şâyet (fâiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız,
Allah ve Rasûlü tarafından ilân edilmiş bir savaş ile karşı karşıya olduğunuzu
iyi bilin. Eğer tevbe edip fâizcilikten vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir.
Böylece haksızlık etmezsiniz ve haksızlığa da uğramazsınız." (2/Bakara,
275-276, 279) (ve yine bkz. 3/Âl-i İmrân, 130-131; 2/Bakara, 278)