Fecir | Konular | Kitaplar

Kitaplıktaki Kedi

Kitaplıktaki Kedi




Kitaplıktaki Kedi:

 
Bilim adamları ve felsefeciler
de inceler, araştırır ve düşünürler, fakat onlar, sınırlı bir anlam dünyasının
dışına asla çıkamazlar. Zaman zaman o sınıra kadar geldikleri olur, ama ne yazık
ki, daha ötesine bir türlü geçemez, gerçeklerin köklerine inemezler. Bu soyut
fikri şu örnekle biraz açıklayabileceğimi sanıyorum:
Büyük bir binanın içinde
yaşayan ve bütün varlıkları o binadakilerden ibaret sanan bir adam düşünelim. Bu
adam gayet zeki, akıllı ve şuurlu biri olsun ve durmaksızın "nasıl ve niçin"
diye sorsun, bütün gayretiyle incelemeler ve araştırmalar yapsın. Bütün bu
gayretlerinin sonunda varabileceği nokta, binanın varlık sınırı olacak, o adam
içerideki bütün eşyaları tanıdığı, bildiği, her noktayı iyice tanımladığı halde
asla dış alemi bilemeyecek, hatta bir dış alemin olduğundan bile habersiz
yaşayacaktır. Bilgisi ne kadar fazla olursa olsun, dış alemin varlığından haberi
olana, o alemin önemli özelliklerini sığ bir biçimde de olsa bilen birine göre
son derece eksik ve kusurlu bir bilgiye sahip olabilecektir.
O adam, insafla düşünüp,
varlıkların sadece bu binadakilerden ibaret olamayacağı hakikatını sezerse bir
derece ilerleme kaydeder, ama yine de bilgisi noksan olur. Çünkü, sınır ötesi
hakkındaki malumatı sadece zan ve tahminden ibaret olacaktır.
Fakat ne zaman ki, biri çıkar,
o binanın bir yerinden pencereler açarsa, içeriye güneşin nuru girerse ve bu nur
onun aklını da nurlandırırsa, o zeki adam birdenbire uyanıp, gerçeği
kavrayabilir, en azından kendi bildiği dünyanın dışında başka bir dünyanın da
bulunduğunu anlar. O aydınlık, o nur adamın uyanışına vesile olabilir. İşte, şu
görünen âlem o bina gibidir.
Vahiy nurundan nasibi olmayan
ve sadece kendi aklına güvenerek sorularına cevap arayan bilim ve fikir
adamlarının misali, o binadaki zeki adama benzer. Günümüzün bilim adamları ve
filozofları ne kadar malumat sahibi olurlarsa olsunlar, marifetleri şu görünen
alemle sınırlı kalmaya mahkûmdur.
William James de buna benzer
sözler söylüyor. Pragmatizmin ünlü filozofu, bu alemin sırrını mücerret akılla
çözmek isterken aczini anlar, insanın bu derin sırları kendi başına asla
çözemeyeceğini itiraf eder. Evrende insan kütüphanedeki kedi gibidir, der. 
James bu gerçeği kavrar kavramasına ya, daha ileriye gidip de vahiy nurundan
istifadeye yanaşmaz, eşikten öteye atlayamayanlardan biri olur ve öylece
kilitlenir kalır.

[1]




 



[1]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.