Fecir | Konular | Kitaplar

1) Âdetullah

1




1) Âdetullah:

 

Allah'ın kanunu, sünneti demektir. Âdet, geri dönmek mânâsına olan Avd'dan
isimdir. Aslı avdettir. Aynı zamanda âdet; İsti'mâlin eş anlamlısıdır. Âdet,
Kur'an-ı Kerim'de "Sünnet" lâfzı ile teblîğ buyurulmuş ve müfessirler tarafından
düstûr, kanun diye izah edilmiştir. Kur'an-ı Kerim'in Ahzâb, Fâtır, Fetih gibi
birçok sûrelerinde âdet, hep sünnet lâfzıyla tabir buyurulup, bütün bunlarda
Allah'ın âdetlerinden, kanunlarından sözedilmiş ve Âdetullah'ın değişmesinin
mümkün olmadığı bildirilmiştir. Âdetullah ile ilgili âyetlerin çoğunda, bilhassa
geçmiş ümmetlerin müşriklerine, dünyevî ve uhrevî cezâ tâyininde cârî bulunan
İlâhî kanun tebliğ edilmiştir.[1]



Âdet; selim tabiatlarda makbul olup, devamlı yapılan işlerde insanların içinde
istikrar bulmuş hususlardan ibârettir. İlâhî âdetler, kevnî ve İlâhî
sünnetlerdir. Tabiat kanunları Âdetullahtır. Kevnî sünnetler, Allah'ın genel
hikmeti gereği değişmez.[2]
Şu kadar ki bazı kere özel tercih hikmeti gereği Cenâb-ı Allah sebebi veya
tesiri yok eder. Sebepsiz veya alışılmamış sebeplerle dilediğini yaratır;
böylece âdât-ı İlâhiyye hâricinde hârikulâde olaylar yaratır. Kevnî sünnetlerin
veya tabiat kanunlarının koyucusu olan mutlak yaratıcı, hârikulâdeye has olan
birtakım kanunlar koymaktadır. İşte o kanunlara göre, bazen insanlar
aracılığıyla birtakım harikulâde olaylar meydana gelebilir.

Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerim'de Âdetullah'ı ve hikmetlerini zikrederek
Müslümanlara, daha önce bilmedikleri her şeyin varlığını bildirdi ve kendisinin
yaratıklar üzerinde kanunları olduğunu haber verdi. Bu gerçekten hareketle, bu
sünnetleri bir ibret ve nasihat olmak üzere en güzel bir şekilde "Allah'ın
Sünnetleri İlmi" diye bir ilim dalında toplayıp incelemek mümkündür. Bilindiği
üzere Allah Teâlâ, bazı âyetlerde kanunlarını açıkça göstermiştir. Bazen sebebi
bir âyette, onun sonucunu da diğer bir âyette zikretmiştir. O, geçmiş
milletlerin haberlerini zikrederken genellikle âdetini zımnen göstermiştir.
Âdetullah'ı izah eden âyetlerden bazısı şunlardır:

"Biz bir Rasul göndermedikçe, hiçbir kimseye azap edecek değiliz."
(İsrâ: 17/15)

"Allah, bir topluma verdiği nimeti, onlar kendilerinin (iyi) hâlini (fenalığa)
çevirmedikçe bozmaz." (Ra'd: 13/11)

Bunlardan başka, Allah'ın, peygamberlerini fertlere değil, toplumlara
gönderdiğini[3],
cihada icâbet etmeyen bir kavmin yerine başka bir kavmi getireceğini[4],
servetin sadece zenginler arasında dönüp dolaşan bir şey olmaması için zekât ve
sadakaların yanı sıra, ganimetlerden fakirlere daha fazla pay verilmesini[5]
belirten âyetler Âdetullah'ı ifâde eden hükümlerdir.[6]
 

 



[1]
bk. Enfâl: 8/38; İsrâ: 17/76-77; Fâtır: 35/42-43.



[2]
Fetih: 48/23.



[3]
Hûd: 11/25.



[4]
Tevbe: 9/38-39.



[5]
Haşr: 59/7.



[6]
 Bkz. Sünnetullah maddesi, İlâhî Kanun maddesi.
Hasan Fehmi Kumanlıoğlu, Şamil İslâm Ansiklopedisi: 1/40-41.