Fecir | Konular | Kitaplar

22) Temiz Kimseler Ölürken Onları Selamlamak ve Müjdelemek, Kâfir ve Fasıkların İse Yüzlerine ve Arkalarına Vurmak

22

22)
Temiz Kimseler Ölürken Onları Selamlamak ve Müjdelemek, Kâfir ve Fasıkların İse
Yüzlerine ve Arkalarına Vurmak:

"(Onlar) Meleklerin "Selam sizin
üzerinize olsun" diyerek iyilikle canlarını aldıkları kimselerdir."
(Nahl: 16/32)
"Şüphesiz Rabbimiz Allah'tır deyip sonra
dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: "Korkmayın, üzülmeyin,
size vaadolunan cennetle sevinin." derler."
(Fussilet: 41/30)
"Melekler o kâfirlerin yüzlerine ve
arkalarına vurarak canlarını alırken onları bir görseydin."
(Enfal: 8/50)[1]
"Melekler, küfürleri sebebiyle
zulmedenlerin canlarını alacakları zaman onlar ‘biz hiçbir fenalık yapmazdık'
diye diye teslim olurlar. Hayır, Allah sizin neler işler olduğunuzu muhakkak ki
çok iyi bilendir." (Nahl:
16/28)
Bu
sayılanlardan ayrı olarak, daha birçok vazife ile mükellef melekler vardır.
Bunlardan kimi Allah Teala'yı tesbih ve tahmid ile uğraşır, kimi Rasul-i Ekrem
efendimize okunan salavat-ı şerifeyi ona ulaştırmakla vazifelendirilmiştir. Cuma
günleri cuma namazına gelenleri tesbit etmekle ve hutbe okunurken içeri girerek
hutbeyi dinleme görevinde olanlar vardır. Yeryüzünde kurulan ilim ve zikir
meclislerini şenlendirmek üzere dolaşan melekler bulunduğu, kâinatta vaki olacak
hadiselerin taksimatını yapanların varlığı ayet ve hadislerden anlaşılır. Ayrıca
Mukarrabin denilen ve Allah Tealaya yakın bulunan son derece şerefli melekler
mevcuttur. Şu ayet-i kerimede onlardan bahsededer:
"Ne Mesih İsa, ne en yakın melekler
(melâike-i mukarrabin) Allah'ın kulu olmaktan çekinmezler. Kim O'na kulluktan
çekinir ve kibirlenmek istenirse, düşünsün ki Allah onların hepsini huzurunda
toplayacaktır." (Nisa: 4/172)

[2]
Ebu Hureyre
(r.a.) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlatıyor:
"Cuma günü olunca, mescidin kapılarından
her birinde, evvel geleni ve daha sonra gelenleri sırasıyla yazan melekler
bulunur. İmam –minbere çıkmak üzere- geldiği zaman defterleri kapar ve hutbeyi
dinlemeye gelirler. Erken gelen, bir deve kurban etmiş gibidir. Daha sonraki bir
sığır, ondan sonrası bir koç kurban etmiş gibi sevap alır. Daha sonra gelen,
Allah rızası için tavuk, en sonu bir yumurta hediyye eden gibidir."[3]




[1]
Ahmed Muhammed Davud, Akidetu't-Tevhid, Ravza Yayınları: 59-64.


[2]
A. Lütfi Kazancı, İslam Akaidi, Marifet Yayınları: 100.


[3]
Buhari, Müslim, Tac: 1/63.