Fecir | Konular | Kitaplar

RUHU'L-KUDÜS.

RUHU



RUHU'L-KUDÜS

 
Mukaddes ruh, vahiy meleği Ruhul-Kudüs, "ruh" ve "kudüs"
kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu kelimelerin ikisi de
Arapçadır. "Ruh"; hayat, idrak ve hareketin kaynağı, maddenin tanı mukabili,
manevi varlık, vahiy, Allah kelâmı, Kur'ân-ı Kerim, kuvvet, vahiy meleği,
Cebrâil, his, duygu ve benzeri manalar işin kullanılır.[1]



Bununla beraber, ruh'un gerçek manasını
Allah'tan başka kimse bilmez. Çünkü bu husus, Yüce Allah tarafından şöyle haber
verilmiştir:

"Sana ruhtan sorarlar.
De ki: Ruh, Rabb'imin emrindendir.
Size ilimden pek az bir şey
verilmiştir." (el-İsrâ:
17/85)

"Kudüs" kelimesinin aslı ise, "kuds"dür
ve mukaddes, mübârek, her türlü fenalıktan arınma demektir. Bu iki kelimenin
birleşmesinden meydana gelen "Ruhul-kudüs", herhangi bir şaibe ile lekelenme
ihtimali olmayan, mukaddes ve temiz ruh, vahiy meleği, Cebrâil demektir.[2]

Ruh kelimesi Kur'ân'da birkaç yerde geçmekte ve değişik
manalara gelmektedir. Ruhu'l-Kudüs ise, yalnız dört yerde geçmektedir. Bulunduğu
âyetlerdeki manası hakkında âlimlerin farklı yorumları olmuştur. Ancak
çoğunluğun kanaatına göre, vahiy meleği olan Cebrâil demektir. Ruhul-Kudüs
kelimesinin geçtiği âyetlerden birinin meâli şöyledir:

"Andolsun, Musâ'ya Kitâbı verdik, arkasından
peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da açık deliller verdik ve O'nu
Ruhu'l-Kudüs (Cebrâil) ile destekledik."
(el-Bakara: 2/87)

Alimlerin bu âyette geçen Ruhul-Kudüs hakkındaki
değişik görüşlerini şöyle sıralayabiliriz:

1-
Ruhul-Kudüs, Yüce Allah'ın isimlerinden biridir.

2-
Mukaddes kitap olan Kur'ân ve diğer bir görüşe göre İncil demektir.

3-
Ruhul-Kudüs, Allah'ın ruhu demektir.

4-
Vahiy meleği olan Cebrâil demektir. Alimlerin ekseriyeti bu görüştedir. Çeşitli
hadislerde ve şairlerin şiirlerinde de, bu manada kullanılmıştır.[3]



Bu görüşü benimseyen alimlere göre, aşağıdaki
âyetlerde geçen Ruhul-Kudüs de Cebrâil demektir:

"İşte biz, o elçilerden kimini
kiminden üstün kıldık. Allah onlardan kimiyle konuştu, kimini de derecelerle
yükseltti. Meryem oğlu İsaya da açık deliller verdik ve O'nu Ruhul-Kudüs (Cebrâil)
ile destekledik." (el-Bakara:
2/253)

"Allah demişti ki: Ey Meyrem oğlu İsâ,
sana ve annene olan nimetimi hatırla, hani seni Ruhul-Kudüs (Cebrâil) ile
desteklemiştim." (el-Maide:
5/110)

"De ki: İnsanları sağlamlaştırmak ve
müslümanlara yol gösterici ve müjde olmak üzere onu, Ruhul-Kudüs (Cebrâil),
Rabb'inden hak (ve hikmet) gereğine indirdi."
(en-Nahl: 16/102)

Ruhul-Emin de, Ruhul-Kudüs ile eş
anlamlıdır Yani o da Cebrâil demektir. Kur'ân'da yalnız bir yerde geçmektedir:

"Onu, er-Ruhu'l-Emin (güvenilir ruh,
yani Cebrâil) indirdi." (eş-Şuara:
26/193)

Şair Hassan'ın naklettiğine göre, Hz.
Muhammed (s.a.s) onun için dua etmiş ve duasında "Ya Rabbi, Hassan'ı
Ruhul-Kudüs ile takviye et." demiştir. Hassan bunu söylerken, Ebu Hüreyre'yi
de şahit olarak göstermiştir.[4]

 

 





[1]
Ragıb el-İsfahânî,
el-Müfredât Garibil-Kur'ân, Mısır 1961, "ruh" md.





[2]
Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili: 5/3125.





[3]
et-Taberî, Camiu'l-Beyân, Mısır 1954, I, 404 vd.; el-Kurtubî, el-Camiu li
Ahkâmil-Kur'ân, Mısır 1967, II, 24; er-Râzî, et-Tefsirul-Kebir, III, 177.





[4]
Buhârî, Salat: 68; Müslim, Fedâilu's-Sahabe: 151, 152; Neseî, Mesâcid: 24;
Nureddin Turgay, Şamil İslam Ansiklopedisi: 5/278-279.