Fecir | Konular | Kitaplar

b) Kamu Yönetimi Açısından Câmi

b



b) Kamu Yönetimi Açısından Câmi:
 
Câmiler, ilk dönemden itibaren
idarecilerin halkla bir araya geldiği yerlerdi. Asr-ı saâdet'te her türlü istek
ve meseleler burada dile getiriliyordu. Müslümanlar Hz. Peygamber'e, ilk
halîfelere ve diğer idarecilere namaz öncesinde ve sonrasında talep ve
şikâyetlerini kolayca intikal ettirebiliyorlardı. Bir vali hakkında merkeze
şikâyet ulaştığında müfettişler câmileri gezerek tahkikat yaparlardı.
Kur'an âyetleri gibi, Hz.
Peygamber'in iktisadî hayata dair söz ve uygulamaları hadis kitaplarında büyük
bir yer tutar. Mukaddes kitaplar içinde devlet bütçesi ve harcamaları ile ilgili
hükümler ihtivâ eden tek kitap olan Kur'an'ın bu iktisadî hükümleri, Asr-ı
saâdet'te câmide yürütülürdü. Vergilerin tahsili ve dağıtılmasına bizzat nezâret
eden Hz. Peygamber, mescidde toplanan malları gerekli yerlere ve ihtiyaç
sahiplerine dağıtırdı. Bu davranış, Hulefâ-yı Râşidîn döneminde de bir süre
devam etti. Hz. Peygamber devrinde Mescid-i Nebevî'ye bitişik "meşrebe", "gurfe"
veya "hizâne" adlarıyla anılan bir oda beytülmâl olarak kullanılıyordu (Muhmmed
Hamîdullah, İslâm Peygamberi, II/1121). İdarenin câmi ile olan ilgisinden dolayı
başlangıçta beytülmâl genellikle câmiye bitişikti, hatta bazen câminin içinde
yer alırdı. Hz. Ali döneminde Basra beytülmâli aynı zamanda şehrin büyük câmii
durumundaydı.