Fecir | Konular | Kitaplar

Hz. İsa'yı ve Annesi Meryem'i İlâh Edindiler

Hz

Hz.
İsa'yı ve Annesi Meryem'i İlâh Edindiler:

Hıristiyan mezhepleri ve
grupları arasında, Hz. Meryem'i tanrı olarak kabul edenler de vardır. Hz. İsa'yı
tanrı kabul edenler, Hz. Meryem'i de tanrının annesi kabul etmekle onu da tanrı
derecesine yükseltmiş oldular.
"Allah: ‘Ey Meryem oğlu İsa!
İnsanlara: ‘beni ve anamı, Allah'tan başka iki ilâh/tanrı edinin' diye sen mi
dedin?' diye buyurduğu zaman o, şöyle dedi: ‘Hâşâ! Seni tenzih ederim, Sen
yücesin; Hakkım olmayan, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek
bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, şüphesiz Sen bunu bilirsin. Benim
içimdekini Sen bilirsin; ben Senin zâtında olanı bilmem. Gaybları/gizlilikleri
eksiksiz bilen yalnız Sensin, Sen! Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim:
‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibâdet/kulluk edin' dedim.
İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine şâhid/kontrolcü idim. Beni vefat
ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız Sen oldun. Sen her şeyi
hakkıyla görensin, şâhidsin." (5/Mâide, 116-117)
Âyetten açıkça anlaşılıyor ki,
Hz. İsa, kendisini ve annesini ilâh olarak kesinlikle iddia etmemiş, insanları
tek Allah'a kulluk yapmaya çağırmıştır. Dolayısıyla, hıristiyanların böyle büyük
bir cinayet olan şirk ve küfür itikatları, Hz. İsa'dan sonra ortaya çıkmıştır.

Hz. İsa ve annesinin tanrı
olamayacakları, akıl ve mantık açısından da sebepleriyle birlikte Kur'an'da
belirtilir: "Meryem oğlu Mesih (İsa), ancak bir rasûldür/peygamberdir (başka
bir şey değildir). Ondan önce de (birçok) peygamberler gelip geçmiştir. Anası da
çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl
açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar." (5/Mâide, 75)
Yahudiler Hz. İsa'nın, namuslu
ve bâkire bir hanımdan doğduğuna inanmayıp, onun anasına iftira eder, gayr-ı
meşrû bir ilişkiden doğduğunu ileri sürerler. Kur'ân-ı Kerim, daha önce Hz.
İsa'nın mûcizevî bir şekilde nasıl yaratıldığını anlatıp burada da anasının
doğru, dürüst ve namuslu olduğunu zikretmek suretiyle bu iftirayı
reddetmektedir. Bunun yanında, konumuzla ilgili olarak, hıristiyanların ona ve
anasına tanrılık vasfı vermelerini de elle tutulur, gözle görülür bir delil ile
reddedip çürütmektedir. Zira her ikisi de yemek yerlerdi, tanrı olsalardı
yemeye, içmeye ihtiyaç duyarlar mıydı? İhtiyaç sahipleri ilah olamazlar.