Fecir | Konular | Kitaplar

Hıristiyanlıkta İbâdet

Hıristiyanlıkta İbâdet



Hıristiyanlıkta İbâdet

 
İncillere göre İsa Mesih dedi:
"Bu şeytan, ibâdet ve oruçtan başka bir şeyle çıkmaz." (Matta, 17/21; Markos,
9/29). Fakat her şeyden evvel şunu söyleyelim ki, hıristiyanlıkta hac'dan hiç
söz edilmiyor; sâniyen ibâdet ve orucun zorunluluğuna dair en ufak bir açıklama
yoktur. Vergilere gelince, bu konuda şu çarpıklık ve ilgisizlik vardır:
"Sezar'ın hakkını Sezar'a; Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya ödeyin." (Matta, 22/21;
Markos, 12/17; Luka, 20/25). Bu ifade, laikliğe yol açmış ve böylece kilise ve
devletin bu şekilde birbirinden ayrılışında, iktidarın dinsizleşmesi ve hatta
dine karşı müsâmahasız bir tavır takınması gibi büyük bir tehlike doğmuştur.
Hıristiyanlarda ibâdet,
Tanrı'nın şânı için meydana getirilmiş ilâhilerden müteşekkildir. Katoliklerde
ise "communion" denilen ve ekmek, şarap gibi maddî vasıtalarla ulûhiyete
ortaklık vardır. Hıristiyanların "dominikal" duası:
"Ey göklerde olan Baba'mız,
İsmin mukaddes olsun,
Melekûtun gelsin,
Gökte olduğu gibi yerde de
Senin irâden olsun.
Gündelik ekmeğimizi bize bugün
ver,
Ve bize, borçlu olanlara
bağışladığımız gibi, sen de bizim borçlarımızı bize bağışla.
Ve bizi iğvâya götürme, fakat
bizi şerirden kurtar.
Çünkü melekût ve kudret ve
izzet, ebedlere kadar Senindir." (Matta, 6/9-13; Luka, 11/2-4).
Hz. Mûsâ ve Hz. Muhammed
(s.a.s.)'in aksine; Hz. İsa'nın kendi risâletiyle ilgili yazılı bir metin
bırakmamış olması üzücüdür. Bu sebeple tercüme mahiyetinde olan eldeki mevcut
İnciller ile asıl İncil arasında mukayese yapma imkânı yoktur. Ayrıca Matta'nın
yazmış olduğu Hz. İsa'nın Aramice olan hayat hikâyesinin aslına da sahip
olmadığımızdan, Yunanca olan tercümesinin dahi asıl metne sâdık kalıp
kalmadığını bilme imkânına da sahip değiliz. Şu halde, hıristiyanların dominikal
duâlarındaki hatalar, İsa Mesih'değil; Yunanlı mütercime veya İncil'i tahrif
edenlere aittir.
1. Yukarıda temas
edildiği için "baba" kelimesi üzerinde tekrar durmaya gerek yoktur.
2. Allah'ın adı zaten
mukaddestir; bu manadaki bir dilek gereksiz ve eksik kalır.
3 ve 4. Halihazırda
Tanrı'nın irâdesi ve hükmü olmadığını söylemek, kabul edilmez bir şeydir; bütün
kâinat, ancak Allah'ın ebedî irâdesi ile hareket eder ve ayakta durur.
5.  Allah'tan istenen
günlük ekmek, Allah'ın sınırsız zenginliği ve cömertliği yanında çok az bir
şeydir. Kur'ân-ı Kerim bize şöyle duâ etmemizi tavsiye eder:
"Rabbimiz, bize dünyada da
âhirette de hasene (güzellik ve iyilik) ver ve bizi cehennem azabından koru."
(2/Bakara, 201)
6. Bu maddede de
yakışıksız bir yer değişikliği olmuş. Sanki hakaret edercesine, yaptığımız bir
iyiliği Tanrı'ya hatırlatıyor ve sanki O'nu bizi affetmeye mecbur ediyoruz.
Kur'an duâları ise,
Allah'a hamdle ve en uygun tâbirlerle başlar. Büyük bir teslimiyetle, Allah'ın
rahmetine niyazda bulunulur. Hem dünya hem de esas olarak âhiret ihtiyacı için
yapılan açık ve anlaşılır duâlar edilir. Müslümanların temel ibâdetleri olan
namazda devamlı okudukları Fâtiha sûresi:
1- "Rahmân ve Rahîm
olan Allah'ın adıyla,
2- Hamd (övme ve
övülme) âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
3- O, Rahmân ve
Rahîmdir.
4- Din (ceza) gününün
sahibidir.
5- (Allah'ım!) Ancak
Sana ibâdet/kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz.  
6- Bizi doğru yola
ulaştır.
7- Kendilerini nimete
ulaştırdığın kimselerin yoluna; gazaba uğramış ve sapmışların yoluna değil!"
(1/Fâtiha, 1-7)