Fecir | Konular | Kitaplar

"Nefs"in "Bedenle Birlikte Ruh" Anlamında Kullanılması

Yeni Sayfa 1

"Nefs"in
"Bedenle Birlikte Ruh" Anlamında Kullanılması:

Kur'ân-ı Kerim'de nefsin geniş
ve zengin kullanım alanlarından biri de, "beden ile birlikte ruh" mânâsıdır.
İnsan, bedeni ve rûhuyla bütünleşmiş bir yapıya sahiptir. Ölüm denen şey ise
bedenin canlılığını yitirmesi ve ruhun bedenden ayrılmasıdır. Ruh bedene tekrar
geri dönünce kul sorguya çekilecek ve sorumlulukları dâhilende yaptığı şeylerden
hesap verecektir. "O gün herkes gelir, kendi nefsini kurtarmak için uğraşır
(her nefis kendisiyle uğraşır) ve her nefse, yaptığı(nın karşılığı) tam olarak
verilir ve onlara asla haksızlık edilmez." (16/Nahl, 111)
Kıyâmet günü, hesap ânı geldiği
zaman; her nefs ancak Allah'ın izniyle konuşacak (11/Hûd, 105) ve yeryüzünde
yapmış olduğu şeyleri görecektir (82/İnfitâr, 5). Her nefis, kendisini zor
duruma düşüren veya kendisinin lehinde olan fiillerin ve davranışların neler
olduğunu bilecektir (81/Tekvîr, 14; 82/İnfitâr, 5). Hiçbir nefse haksızlık
yapılmayacak (21/Enbiyâ, 47; 36/Yâsîn, 54), fakat "her nefse, kazandığı(nın
karşılığı) tam olarak verilecektir." (3/Âl-i İmrân, 25, 151). Hüküm giyen
nefisler; karşılaşacakları kötü sondan dolayı ağlayıp dövünecekler (33/Ahzâb,
66). Ama bu boşunadır; zira "O din gününde hiçbir nefis, başka bir nefis için
(herhangi) bir şeye sahip değildir." (82/İnfitâr, 19)
Nefsin ruh ile beden
beraberliğini dile getiren şu âyet, belki de bu konuda üzerinde en çok konuşulan
âyettir: "Allah, öldükleri sırada canları alır, ölmeyenleri de uykularında
(bedenlerinden alıp kendilerinden geçirir); sonra ölümüne hükmettiğini yanında
tutar, ötekileri de belli bir süreye kadar bedenlerine gönderir..." (39/Zümer,
42). Bu âyette nefis, vücuttan çıkarak baygınlık (burada uyku) veya ölüm getiren
ve tekrar ona girerek dirilmeyi (burada uyanma) tahrik eden "hayatî prensip"tir.
Kur'an'da, nefs "hayatî soluk" teriminin, fânî bedene sıkı sıkıya bağlı bir
prensibi göstermiş olması çok önemlidir. Nefis, kaderini paylaştığı bu fânî
dayanaktan ayrılmaz. İlâhîlikten kaynaklanan ve bu İlâhî güç tarafından ölümlü
maddeye üflenen "hayat prensibi" sözkonusu olunca, Kur'an'ın nefis terimini
kullanmamasında şaşılacak bir şey yoktur. Bu durumda "ruh" ismiyle karşılaşılır.
Kur'an dilinde "hayatî soluk", "yaşatıcı ruh" anlamına gelen nefis ile, "hayat
rûhu" ve "mânevî ruh" anlamına gelen ruh arasında sürekli bir ayrım vardır.
Elmalılı, bu âyetteki "nefisler"den maksadın "ruh ile bedenin toplamı" olduğunu
söylüyor. "Nefse ve onu şekillendirene yemin olsun" (91/Şems, 7) âyeti de
bedenle birlikte ruh mânâsını ifâde eder.
Ruh-beden bütünlüğünü en güzel
biçimde dile getiren âyetlerden biri de; "Nefisler (ruhlar bedenlerle)
çiftleştiği zaman" (81/Tekvîr, 7) âyet-i kerîmesidir. Buradaki eşleştirmeyi,
ölümden sonra meydana gelen dirilişte, ruhun tekrar bedene geri dönmesi olarak
yorumlayanlar vardır. Nefsin, bedenle birlikte ruh anlamına geldiğini ifâde eden
daha başka âyet-i kerîmeler de vardır (2/Bakara, 286; 5/Mâide, 25, 105; 6/En'âm,
130, 152; 7/A'râf, 188; 10/Yûnus, 23, 30, 44, 49, 54; 13/Ra'd, 11, 42; 17/İsrâ,
7; 20/Tâhâ, 15; 29/Ankebût, 6; 39/Zümer, 70; 40/Mü'min, 17; 45/Câsiye, 15; 53/Necm,
32).