Fecir | Konular | Kitaplar

Nefsle İlgili Uydurma Hadisler

Nefsle İlgili Uydurma Hadisler




Nefsle
İlgili Uydurma Hadisler

 
Nefsi, Kur'an'da kullanılan
anlamlarından soyutlayıp günah keçisi haline dönüştüren mutasavvıflar, bu konuda
sağlam delil bulamayınca, hadis uydurmaktan da çekinmemişlerdir. Bunlardan sık
sık tekrar edilip, halka mal edilen ve araştırma yapmayan nice hocanın bile
kulaktan dolma bilgilerle doğru olduğunu zannederek hadis diye sunduğu meşhur
rivâyetlerden birkaçını belirtelim:      
"Nefsini bilen, Rabbini
bilmiş olur." Aliyyu'l-Kari: "İbn Teymiye, mevzû olduğunu, Sem'ânî, merfû
olarak bulunmadığını, ancak Yahya bin Muâz er-Râzî'nin sözü olduğunu
söylemiştir. Nevevî: ‘Lafzı hadis değildir, fakat mânâsı sâbittir' dedi. Denildi
ki: ‘Kendi cehâletini bilen, Allah Teâlâ'nın bâkî olduğunu, kendisinin âciz ve
zayıf olduğunu bilen, Rabbinin kuvvet ve kudretini anlamış olur." Bu sözün,
Emîru'l-Mü'minîn İmam Ali bin Ebî Tâlib (r.a.)'e âit olduğu beyan edilir. (Nehcü'l-Belâğa,
Hz. Emir Ali bin Ebî Tâlib, Çev. Abdülbâki Gölpınarlı, Kum, 1989, s. 419; A.
Yıldırım, 229-230). Anlam bakımından bu sözün tersi daha doğru olmalıdır:
"Rabbini bilen nefsini/kendini bilmiş olur." Allah'ı tanımadan insanın
kendini/nefsini doğru tanıyabilmesi hemen hemen mümkün değildir. (229-230)  
"Küçük cihaddan büyük cihada
dönmüş bulunmaktayız" Hz. Peygamber böyle deyince, ‘Ey Allah'ın Rasûlü! Büyük
cihad nedir?' diye sorulunca O da şöyle buyurdu: "Dikkat edin, o nefs
mücâhedesidir." Mutasavvıflardan Ebû Tâlib el-Mekkî (a.g.e. I/187)ve Hucvirî
(a.g.e. 314) bu rivâyeti nefsle mücâhedenin önemi ile ilgili olarak eserlerine
almıştır. Bu rivâyet, ikinci el kitaplarda yer almaktadır. Rivâyeti Irâkî, "bu
hadisi Beyhakî'nin Kitâbu'z-Zühd adlı eserinde rivâyet ettiğini ve senedinin
zayıf olduğunu" belirtir (Gazzâlî, İhyâ, III/14; V/132). Aliyyu'l-Kari ise, İbn
Hacer'in bunun İbrâhim bin Able'nin sözü olduğunu söylediğini nakleder (Aliyyu'l-Kari,
el-Esrâr, s. 211-212, no: 211). Hz. Peygamber'in Tebük Gazvesi dönüşü buyurduğu
rivâyet edilen bu söz hakkında İbn Teymiyye şöyle demektedir: "Bunun aslı
yoktur. Hz. Peygamber'in fiillerini ve ef'âlini bilen hiçbir kimse bunu rivâyet
etmemiştir. Bunun yanında kâfirlerle cihad etmek en büyük amellerdendir. İb
Teymiyye, görüşünü âyet (4/Nisâ, 95; 9/Tevbe, 19-20) ve hadislere (bkz. Buhârî,
Cihad 1; Müslim, İmâre 111; Nesâî, Cihad 17, hadis no: 3128) dayandırarak
açıklar. İbn Teymiyye bu rivâyetin kendisinin zikrettiği âyet ve hadislere ters
olduğunu belirtir (Mecmûu Fetâvâ, c. 11, s. 197-200). İsnâdı problemli olan bu
rivâyetin metninin de âyet ve sahih hadislere ters olduğu anlaşılmaktadır.
(227-228)
"Düşmanlarının arasında en
azılı olan düşmanın, iki yanın arasında ve içinde bulunan nefsindir." Hadis
kitaplarında bulunmayan bu rivâyet, Gazzâlî'nin İhyâ'sında (III/10) zikredilir.
Irâkî, rivâyetin senedinde bulunan Muhamed bin Abdirrahman bin Gazvân'ın hadis
uydurucularından birisi olduğunu kaydeder. Rivâyetin uydurma olma ihtimali
yüksektir. (228)
"Nefsine düşman ol. Çünkü o
Bana düşmanlığa kalkışmıştır." İmam Rabbânî, bu rivâyeti nefs-i emmâreyi
zemmetmek bâbında zikretmiştir (Mektûbât, I/66, Mek. No: 52). Ancak, buradaki
dipnotta bu rivâyetin Hz. Dâvud (a.s.)'dan rivâyet edilen kudsî hadislerden
olduğu belirtilmektedir. Kaynaklarda bulunamadı. Hadis kaynaklarında yer almayan
bu rivâyetin uydurma ihtimâli çok yüksektir. (231-232)