Fecir | Konular | Kitaplar

Mehrin Sahibi

Mehrin Sahibi



Mehrin Sahibi:

 
Mehir, evlenecek olan kadının
hakkıdır. Babası veya dedesi, mehri kadın adına alabilir, fakat ona sahip
olamaz. Ancak kadın râzı olmazsa, velîsine yapılacak mehir ödemesi geçerli
değildir. Kadın; küçük, akıl hastası veya bunamış olursa, bu takdirde mehir malî
velâyeti hâiz olan velîye verilir. Ahmed bin Hanbel, baba için, mehir yanında
bir meblağ alma hakkını tanımış ve delil olarak da, Hz. Şuayb'ın kızıyla
evlenmek için Hz. Mûsâ'nın sekiz yıl çobanlık yapmasını delil göstermiştir.
Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Şuayb, Mûsâ'ya dedi ki; 'bu iki kızımdan
birini -sen bana sekiz yıl işçilik yapman şartıyla- sana nikâhlamak istiyorum.
Eğer işçiliğini on yıla tamamlarsan o da kendinden" (28/Kasas, 27). Bu
âyet-i kerîme, karşılığında ücret alınabilen yararlanmanın mehir olabileceğine
delâlet eder. Diğer mezheplere göre, burada başlık parasından çok, babanın kızı
adına almış olduğu mehir söz konusu olabilir. Nitekim, Hz. Mûsâ'nın orada
evlendirilmesi, mal-mülk sahibi olarak yeniden Mısır'a dönmesi bunu gösterir.
Ebû Hanîfe ve diğer bazı fakîhlere göre, kızın babasının evlenecek erkekten
mehir dışında bir şey alması câiz değildir. 1917 tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile
Kararnamesinde şu hükümler yer alır: "Mehir, evlenen kadının hakkı olup, onunla
çeyiz yapmağa zorlanamaz. Bir kızı evlendirmek veya teslim etmek için ana-baba
veya diğer hısımlarının, kocadan akçe veya benzeri şeyleri almaları memnûdur"
(Hukuk-ı Aile Kararnamesi, madde, 89, 90).