Fecir | Konular | Kitaplar

Kadına Mehir Vermenin Gerekmediği Durumlar

Kadına Mehir Vermenin Gerekmediği Durumlar



Kadına Mehir Vermenin Gerekmediği Durumlar:

 
İki durumda kadına mehir vermek
gerekmez.
1) Evlenme akdi fâsit
olur ve koca karısını zifaftan önce boşarsa, erkeğin mehir veya mut'a vermesi
gerekmez. Bu konuda evliliğin karşılıklı rızâ ile veya hâkimin hükmüyle sona
ermesi sonucu değiştirmez.
2) Evlilik akdi sahih
olur, fakat, gerçek veya hükmî (sahih halvet sûretiyle) zifaftan önce kadının
fiiliyle ayrılık vuku bulursa, kadın yine bir şey alamaz. Kadının küçük
evlendirilmesi halinde bulûğ muhayyerliği hakkını kullanması, irtidat etmesi
veya kocası İslâm'a giren ve ehl-i kitap olmayan kadının, müslüman olmaktan
kaçınması hallerinde evlilik akdi kadın tarafından veya kadın sebebiyle sona
ermiş sayılır. Kadının, kocasının usûl veya fürûundan birisiyle hurmet-i
müsâharayı gerektiren bir fiil işlemesi, meselâ zinâ etmesi veya bunlardan
birisiyle sevişmesi halinde de evlilik kadın tarafından sona erdirilmiş sayılır
(el-Kâsânî, a.g.e., II, 336, 337).
Sonuç olarak mehir evlilik
hayatı süresince kadın için bir yedek akçe niteliğindedir. Kadının âniden
kocasını kaybetmesi veya boşanmaları hâlinde, kocasının evinde kalması
zorlaşabileceği için, kendisine yeni bir hayat programı hazırlayıncaya kadar
mehir ona bir destek olur. En az mehir miktarının iki tane kurbanlık koyun
parası kadar olduğu, üst sınırının ise dört yüz dirhemin de üstünde olabileceği,
Hz. Peygamber devrinde, yaklaşık beş dirheme bir kurbanlık koyun alındığı
dikkate alınırsa, böyle bir gerçek mehrin, önemli bir yedek akçe teşkil edeceği
açıktır.[1]

 



[1]
H. Döndüren, Saffet Köse, Şâmil İslâm Ansiklopedisi, c. 4, s. 107-111