Fecir | Konular | Kitaplar

Unutmak, Sorumluluğu Düşürür mü?.

Unutmak



Unutmak, Sorumluluğu Düşürür mü?
 
Mes'ûliyetle ilgili olarak
unutma iki türlüdür. Birisinde, sahibi mâzur görülebilir; ikincisinde ise mâzur
görülemez. Değişik bir ifadeyle, unutma çeşitlerinden biri mâzeret olarak kabul
edildiği halde, diğeri suç sayılır. Meselâ, bir kimse üzerinde bir pislik görse
de bunu temizlemeyi geciktirse, sonra unutup namaz kılsa, mâzur olmaz. O pisliği
görür görmez temizlemediğinden dolayı kusurlu hareket etmiş olur; fakat pisliği
fark etmeyerek görmemişse, bu kimse mâzurdur. Yine aynı şekilde insan, dinî
emirleri ve şer'î görevleri öğrenip bellemeye çalışmaz ve belledikten sonra da
unutmamak için tekrar tekrak mütâlaa etmez ve unutursa, böyle bir unutmadan
dolayı mâzur olmaz. Bunun için Kur'an'da belgelendirme usûlleri gösterilmiş ve
borçların yazılması gerektiği üzerinde durulmuştur (2/Bakara, 282-283). İşte
bundan dolayı bazı unutma ve hatalardan kaçınmak, insanoğlunun gücü dışında ise
de, bazılarında durum böyle değildir. Yine bundan ötürü "Allah her şahsı,
ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar..." (2/Bakara, 286) ifadesi,
genel anlamda bütün hata ve unutmalardan sorguya çekilmeyeceği anlamına gelmez.
Âyet, sorguya çekilme ihtimalini bütünüyle ortadan kaldırmış değildir. Bunların
elde olanlarının aynı âyette geçen "herkesin yaptığı (şer) kendi
aleyhinedir." ifadesinin kapsamı içinde bulunduğu da gözden uzak
tutulmamalıdır.
Demek ki, mesele kolay
değildir. Unutma ve hata ile yapılmış olan fenalıklar haddi zâtında zararlı,
gayrı meşrû ve insanın gücüne bağlıdır. "Unutarak veya hata ile yutulmuş bir
zehirin zararı yoktur" denilemeyeceği gibi, bunlar da böyledir. Kötülükler ve
günahlar, tıpkı zehir gibi zararlıdır. Hiç unutmamak ve hiç hata yapmamak
insanın gücünün üstünde bir şey olsa da, bunlar sebep oldukları işin Allah
katında, yani özünde sonucunu değiştirmez. Bunun için insanlar bunlardan mümkün
olduğu kadar uzak durmak ve sakınmak ile de yükümlüdürler. Unutmak ve hata
etmek, kul hakkındaki zararın ödenmesine engel olmaz. Bunlara işaretle, Bakara,
286. âyette "bizi mükellef tutma" denilmemiş; "bizi sorumlu kılma!"
denilmiştir. Bu şekilde gerek hatadan, gerek unutmadan ve gerekse bunların
ön şartlarından ve sebeplerinden, hatta gerekse sonuçlarından
mükellefiyetsizlik, sorgusuzluk değil; sorumlu tutulmamak niyaz edilmiş ve
istenmiştir. Böyle bir öğretim, iyilik ve adâleti de içine almıştır. Nitekim
"Hata ve unutmadan doğan sorumluluk, ümmetimden kaldırılmıştır." (İbn Mâce,
Talâk 16; Keşfü'l-Hafâ, I/522) hadis-i şerifi bununla ilgilidir. Evet hataya
düşmemiz ve unutmamız da kötü bir şeydir; fakat lütfunla bunlardan dolayı
sorumlu tutma Allah'ım! (2/Bakara, 286) diye duâ ediyoruz. (4)