Fecir | Konular | Kitaplar

67) Sebîlullah

67




67) Sebîlullah:

 
Allah
yolu demektir. Başına getirilen "fî" edatı ile "Allah yolunda" anlamında,
kendisine zekât verilmesi câiz olan bir sınıfı ifade eder. Bununla Allah yolunda
cihad edenler kastedilir. Kur'ân-ı Kerîm'de, zekât verilecek sekiz sınıf
bildirilirken; "Zekâtlar ancak fakirlerin, miskinlerin..., Allah yolunda
cihad edenlerin ve yolcuların hakkıdır" (Tevbe: 9/60) buyrulur. Allah için
savaşa hazırlanmak veya savaşta olanlara silâh temin etmek, bunları donatmak ve
ihtiyaçlarını karşılamak için de zekât verilir.
Ebû
Hanîfe ve Ebû Yusuf'a göre, zekât ancak mücâhidlerin yoksul olanlarına verilir.
İmam Şâfiî ve İmam Mâlik'e göre ise bu konuda mücâhidler arasında zengin-yoksul
ayırımı yapılmaz. Hanbelîlere ve bazı Hanefîlere göre hac da "Allah yolunda"
olmak demektir. Bu yüzden haccetmek isteyen kimselere zekât verilebilir. Çünkü,
İbn Abbas (r.anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; "Bir kimse devesini Allah
yoluna vakfetmiş, karısı ise haccetmek istemişti. Hz. Peygamber, kadına; "O
deveye binerek haccet, çünkü hac da "fî sebîlillah (Allah yolunda)" sayılır"
buyurmuştur"[1]
Ancak nâfilelerde genişlik bulunduğu için nâfile hac için zekât verilemez.

Diğer yandan büyük Hanefî hukukçusu el-Kâsânî (ö. 587/1191), el-Bedâyi' adlı
eserinde "fî sebîlillâh (Allah yolunda)" sınıfını "Allah'a yaklaştıran bütün
işler" olarak tefsir etmiştir. Bu yüzden Allah'a itaat ve hayır yolunda bulunan
kimseler, ihtiyaç sahibi ise bu sınıfa girer.[2]
İmam Mâlik şöyle demiştir: Allah'a giden yollar çoktur. Fakat burada "Allah
yolu"ndan cihad anlamının kastedilmiş bulunduğunda ihtilâf edildiğini
bilmiyorum.[3]




 




[1]
Ebû Dâvud, Menâsik, 79; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmî
ve Edilletüh, Dimaşk 1405/1985, II, 874.




[2]
el-Kâsanî, el-Bedâyi', Beyrut 1394/1974, II, 45.




[3]
ez-Zühaylî, a.g.e., II, 876; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali,
İstanbul 1991, s. 544. Hamdi Döndüren, Şamil İslâm Ansiklopedisi: 5/334-336.