Fecir | Konular | Kitaplar

Nâfile Oruçlar ve Fazîleti Hakkında Hadis-i Şerifler

Nâfile Oruçlar ve Fazîleti Hakkında Hadis

Nâfile Oruçlar ve
Fazîleti Hakkında Hadis-i Şerifler:

Enes (r.a.) anlatıyor:
"Rasûlullah (s.a.s.)'a ‘Ramazandan sonra hangi oruç efdaldir?' diye sorulmuştu;
şu cevabı verdi: "Ramazanı ta'zim için Şa'bân!" Tekrar soruldu: ‘Hangi
sadaka efdaldir?' "Ramazanda verilen!" cevabını verdi." (Tirmizî, Zekât
28, hadis no: 663)
"Âşûra orucunun önceki yılın
günahlarına keffâret olacağını Allah'tan umarım." (Tirmizî, Savm 48, hadis
no: 752)
Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor:
"Ramazan (farz olmaz)dan önce Âşûra orucu tutuluyordu. Ramazanın farziyeti
indikten sonra onu dileyen tuttu, dileyen de tutmadı." (Buhârî, Savm 69, Hacc 1,
47, Menâkıbu'l-Ensâr 26, Tefsîru Bakara 24; Müslim, Sıyâm 115, Ebû Dâvud, Savm
64, hadis no: 2442-2443; Tirmizî Savm 49, hadis no: 753; Muvattâ, 33)
İbn Abbâs (r.a.) anlatıyor:
"Rasûlullah (s.a.) Medine'ye gelince, yahûdileri Âşûra günü oruç tutar gördü.
Onlara: "Bu da ne (niçin oruç tutuyorsunuz)?" diye sordu. "Bu, sâlih
(hayırlı) bir gündür. Allah, o günde Benî İsrâil'i düşmanlarından kurtardı.
(Şükür olarak) Hz. Mûsâ o gün oruç tuttu" dediler. Rasûlullah (s.a.s.): "Ben
Mûsâ'ya sizden daha lâyığım (yakınım)" buyurup o gün oruç tuttu ve
müslümanlara da tutmalarını emretti." (Buhârî, Savm 69, Enbiyâ, 22, Fedâilu'l-Ashâb
52; Tefsîru Yûnus 1, Tâhâ 1; Müslim, Sıyâm 127, hadis no: 1130; Ebû Dâvud, Savm
64, hadis no: 2444)
İbn Abbâs (r.a.) şöyle dedi:
"Rasûlullah (s.a.s.) Receb ayında bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz,
‘(gâliba) hiç yemeyecek (ayın her gününde tutacak)' derdik. (Bazı yıllarda da
öyle) yerdi ki biz, ‘(gâliba) hiç tutmayacak' derdik." (Buhârî, Savm 53; Müslim,
Sıyâm 179, hadis no: 1157; Ebû Dâvud, Savm 55, hadis no: 2430)
Âişe (r.a.)anlatıyor:
"Rasûlullah (s.a.s.) (bazen) oruca öyle devam ederdi ki, ‘(bu ay) hiç yemeyecek'
derdik. Bazen de öyle devamlı yerdi ki, ‘(bu ay) hiç tutmayacak' derdik. Ben,
onun Ramazan dışında bir ayı tam olarak tuttuğunu görmedim. Herhangi bir aydan
Şâban ayında tuttuğundan daha fazla tuttuğunu da görmedim." (Buhârî, Savm 52;
Müslim, Sıyâm 175, hadis no: 1156; Ebû Dâvud, Savm 56, 59, hadis no: 2431, 2434;
Tirmizî, Savm 37, hadis no: 736; Nesâî, Savm 70; Muvattâ, Sıyâm 56)
Ümmü Seleme (r.a.) anlatıyor:
"Ben Rasûlullah (s.a.s.)'ın Şâban ve Ramazan dışında iki ayı peş peşe tam olarak
oruçla geçirdiğini görmedim." (Tirmizî, Savm 37, hadis no: 736; Ebû Dâvud, Savm
11, hadis no: 2335; Nesâî, Savm 70)
Üsâme (r.a.) anlatıyor: "Ey
Allah'ın Rasûlü, dedim. Şâban ayında tuttuğun kadar başka aylarda oruç tuttuğunu
göremiyorum (sebebi nedir?) diye sordum. Şu cevabı verdi: "Bu, Receb'le
Ramazan arasında insanların gaflet ettikleri bir aydır. Halbuki o, amellerin
Rabbü'l-âlemîn'e yükseltildiği bir aydır. Ben, oruçlu olduğum halde amelimin
yükseltilmesini istiyorum." (Nesâî, Savm 70)
"Kim Ramazan orucunu tutar
ve ona Şevval ayından altı gün ilâve ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur."
(Müslim, Sıyâm 204, hadis no: 1164; Tirmizî, Savm 53, hadis no: 759; Ebû Dâvud,
Savm 58, hadis no: 2432)
Hüneyde İbn Hâlid, hanımından,
o da Rasûlullah (s.a.s.)'ın zevcelerinden birinden anlatıyor: "Rasûlullah
Zilhice'den dokuz günle Âşûra günü oruç tutardı. Bir de her aydan üç gün, ayın
ilk pazartesi ile Perşembe günü oruç tutardı." (Ebû Dâvud, Savm 61, hadis no:
2437; Nesâî, Savm 83)
"Ramazan orucu dışında en
fazîletli oruç, Allah'ın ayı muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en
fazîletli namaz da gece namazıdır." (Müslim, Sıyâm 202, 203; Ebû Dâvud, Savm
56; Tirmizî, Mevâkît 207; Nesâî, Kıyâmü'l-Leyl 6)
"Arafat (Kurban Bayramı
arefesi) günü tutulan orucun, geçmiş yılın ve gelecek yılın günahlarına keffâret
olacağına Allah'tan ümit ediyorum." (Tirmizî, Savm 46, hadis no: 749; İbn
Mâce, Sıyâm 40, hadis no: 1730; Müslim, Sıyâm 196, hadis no: 1162)
Rasûlullah (s.a.s.)'a pazartesi
günü oruç tutmanın fazîleti soruldu. O da şöyle buyurdu: "O gün, benim
doğduğum, peygamber olduğum (bana ilk vahiy geldiği) gündür." (Müslim, Sıyâm
70)
Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor:
"Rasûlullah (s.a.s.) pazartesi ve perşembe günlerinde oruç(la sevap) arardı." (Tirmizî,
Savm 44, hadis no: 745; Nesâî, Savm 70; İbn Mâce, Sıyâm 42, hadis no: 1739)
"Ameller Allah Teâla'ya
pazartesi ve perşembe günleri arzedilir. Ben, amelimin oruçlu olduğum halde
arzedilmesini severim." (Tirmizî, Savm 44, hadis no: 747)
Abdullah İbn Katâde İbn Milhân
el-Kaysî, babasından anlatıyor: "Rasûlullah (s.a.s.), bize eyyâm-ı bîz'de yani,
(hicrî) ayın on üç, on dört ve on beşinci günlerinde oruç tutmamızı emrederdi ve
"bunlar yıl orucu vaziyetindedir" derdi." (Ebû Dâvud, Savm 68, hadis no:
2499; Nesâî, Savm 83)
"Kim her ayda üç gün oruç
tutarsa işte bu, yıl orucu olur. Allah Teâlâ bu hususu te'yîden Kitabında şu
âyeti indirdi: "Kim bir hayır işlerse o kendisinden on misliyle kabul edilir"
(6/En'âm, 160). Bir gün, on gün yerinedir." (Tirmizî, Savm 54, hadis
no: 761; Nesâî, Savm 82)
"Zahmetsiz ganîmet, kışta
tutulan oruçtur." (Tirmizî, Savm 74, hadis no: 797)
"Ey gençler topluluğu!
Sizden kimin evlenme külfetine gücü yeterse evlensin! Zira evlenme, gözü
(haramdan) daha çok önler ve iffeti de o nisbette korur. Evlenme masrafına gücü
yetmeyen kimse de oruca devam etsin. Çünkü oruç onun için bir kalkandır." (Buhârî,
Savm 10, Nikâh 2,3; Müslim, Nikâh 1, 3; İbn Mâce, Nikâh 1; Nesâî, Sıyâm 43,
Nikâh 3; İbn Mâce, Nikâh 1; Dârimî, Nikâh 2; Ahmed bin Hanbel, I/378, 424, 425)
Ashâbdan üç kişi, Rasûlullah'ın
eşlerine onun gece ibâdetini sormuşlar; belki azımsayarak birincisi; "sürekli
gece namazı kılmaya", ikincisi; "sürekli oruç tutmaya", üçüncüsü de;
"kadınlardan sürekli ayrı kalmaya ve hiç evlenmemeye" karar verir. Bunu işiten
Hz. Peygamber şöyle buyurur: "Bazı kimselere ne oluyor ki şöyle şöyle
demişler. Fakat ben hem namaz kılıyorum, hem uyuyorum; oruç tutuyorum,
tutmadığım da oluyor; kadınlarla da evleniyorum. Kim benim sünnetimi terk
ederse, o benden değildir." (Müslim, Nikâh 5; Nesâî, Nikâh 4; Dârimî, Nikâh
3; Ahmed bin Hanbel, II/158, III/341, 359, V/409)
Ebû Hüreyre ve Âişe (r.a.)'den
rivâyet edildiğine göre Nebî (s.a.s.) iftar etmeden orucu birbirine eklemeyi
yasakladı. (Buhârî, Savm 48, 49; Müslim, Sıyâm 59; Ebû Dâvud, Savm 24)
"İki günde oruç câiz olmaz;
Fıtır günü (Ramazan Bayramının birinci günü) ve Nahr günü (Kurban Bayramı
günü)." (Buhârî, Savm 67, Fadlu's-Salât 6, Cezâus's-Sayd 26; Müslim, Sıyâm
288, hadis no: 827; Ebû Dâvud, Savm 48, hadis no: 2417; Tirmizî, Savm 58, hadis
no: 772)
"Arefe günü, kurban günü ve
teşrik günleri, biz müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme-içme günleridir."
(Ebû Dâvud, Savm 49, hadis no: 2419; Tirmizî, Savm 59, hadis no: 773; Nesâî,
Menâsik 195)
"Sizden kimse, Ramazanı bir
veya iki gün önceden oruç tutarak karşılamasın. Eğer bir kimse, önceden oruç
tutmakta idiyse, orucunu tutmaya devam etsin." (Buhârî, Savm 14; Müslim,
Savm 21, hadis no: 1082; Ebû Dâvud, Savm 11, hadis no: 2335; Tirmizî, Savm
2,hadis no: 684; Nesâî, Savm 31, 32)

"Cum'a gecesini, diğer
geceler arasında gece namazına tahsis etmeyin; Cuma gününü de diğer günler
arasında oruç günü olarak tâyin etmeyin. Ancak, birinizin tutmakta olduğu oruç
arasına denk gelirse o hâriç." (Buhârî, Savm 63; Müslim, Sıyâm 147, 148; Ebû
Dâvud, Savm 50, h. no: 2420; Tirmizî, Savm 42, h. no: 743)
"Sahur yemeği yiyin; zira
sahurda bereket vardır." (Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 45, h. no: 1095;
Tirmizî, Savm 17, h. no: 708; Nesâî, Savm 18)
"Bizim orucumuzla ehl-i
kitabın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir." (Müslim, Sıyâm 46, h. no:
1096; Ebû Dâvud, Savm 15, h. no: 2343; Tirmizî, Savm 17, h. no: 709; Nesâî, Savm
27)
"İnsanlar iftarda acele
ettikleri müddetçe hayır üzere devam ederler." (Buhârî, Savm 45; Müslim,
Sıyâm 48, h. no: 1098; Tirmizî, Savm 13, h. no: 699; Muvattâ, Sıyâm 6)
"Âdem oğlu,
midesinden/karnından daha şerli/fena bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak
birkaç lokmacık ona yeter. Yok, birkaç lokma ile yetinmeyecekse (nefsinin
galebesiyle) ille de midesini dolduracaksa hiç olmazsa onu üçe ayırsın:
(karnının) üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğine/suya, üçte birini de
nefesine (ayırsın, üçte birden fazlasına yemek koymasın)." (Tirmizî, Zühd
47, hadis no: 2381; İbn Mâce, Et'ıme 50, hadis no: 3349)
"Benden sonra, ümmetim için
üç hususta korkuyorum. Bunlar, sapık arzular, bilgiden sonra gaflet, çok yemek
ve şehvetlere tutulmaktır." (Câmiu's Sağîr, 1/13)