Fecir | Konular | Kitaplar

Yükümlülük Şartları

Yükümlülük Şartları




Yükümlülük
Şartları

 
Orucun yükümlülük şartları
denince, bir kimsenin oruç ibâdetiyle yükümlü (mükellef) sayılması, farz veya
vâcip bir orucun bir kimsenin zimmetinde borç olarak sâbit olması için aranan
şartlar kastedilir. Fıkıh literatüründe bu şartlar, orucun vücûb şartları olarak
da anılır. Oruç tutmamayı mubah kılan mâzeret halleri de, bu yükümlülük
şartlarını açıklayan ilâve bilgilerdir.
Namaz mükellefiyeti için
gerekli olan şartlar, yani müslümanlık, ergenlik (bülûğ) ve belli bir aklî
olgunluk düzeyinde olmak (âkıl), oruç için de gerekli ve geçerlidir. Ergenlik
yaşına gelmeyenler ibâdetlerle yükümlü olmamakla birlikte, alıştırmak ve
ısındırmak maksadıyla, âile büyükleri onlara ara ara namaz kılmalarını ve oruç
tutmalarını söylemelidir. Peygamberimiz, yedi yaşından on yaşına kadarki sürede
çocuğun namaza alıştırılmasını tavsiye etmiştir. Bedenî durumlar dikkate alınmak
şartıyla çocukların da aynı yaşlarda oruca alıştırılmaları uygundur.
Genel vücûb şartları yanında
kişinin ayrıca oruç tutmaya güç yetirecek durumda olması ve yolcu olmaması da
şarttır. Bu şartlar orucun edâsının vâciplik şartları olarak da adlandırılır.
Kur'an'da belirtildiğine göre, hasta ve yolcu olan kişiler, isterlerse oruç
tutmayabilirler (2/Bakara, 184). Fakat tutmadıkları oruçları normal duruma
döndükten sonra kazâ ederler. Hasta için normal durum iyileşmek, yolcu için ise,
yolculuğun bitmesidir (ikamet). Oruç tuttuğu takdirde kendisinin veya çocuğunun
zarar görmesi muhtemel olan hâmile veya emzikli kadınlar da oruç
tutmayabilirler. Hatta zarar görme ihtimali kuvvetli ise tutmamaları gerekir.
Durumları normale döndüğünde tutamadıkları oruçları kazâ ederler. Yaşlılık
sebebiyle oruç tutmaya artık gücü yetmeyenler, bunun yerine her bir oruç için
bir fakir doyumluğu olan fidye verirler (2/Bakara, 184).