Fecir | Konular | Kitaplar

Niyetin Vakti

Niyetin Vakti




Niyetin Vakti:

 
Her türlü oruç için mümkün
oldukça, sabah vakti girmeden önce veya geceden niyet etmek, en fazîletli
olanıdır. Çünkü bu sûretle hem mezheplerin bu konudaki ihtilâflarının dışında
kalınmış, hem de niyet, ibâdetin başlama vaktiyle aynı zamana getirilmiş olur.
Nitekim niyetin hangi vakitte yapılacağı konusu mezhepler arasında ihtilâflı
olduğu gibi, niyetin vakti açısından oruç türleri arasında da fark
gözetilmektedir.
1. Hanefîlere göre
Ramazan orucu, nâfile oruçlar ve vakti belirtilmiş adak (nezr-i muayyen)
oruçlarının niyet etme vakti, gün batımından başlayıp ertesi günün kuşluk
vaktine, hatta öğle namazı vaktinin girmesinden az önceki vakte kadar devam
eder. Öğle vakti girdikten sonra artık hiçbir oruca niyet edilemez. Zevalden
önce nâfile oruca niyet etmenin câizliğini gösteren hadisler bulunmaktadır.
Bunlardan birinde, Peygamberimiz'in bir gün Âişe vâlidemize öğle yemeği
hazırlayıp hazırlamadığını sorduğu, Hz. Âişe'nin yiyecek bir şey olmadığını
söylemesi üzerine Peygamberimiz'in o gün oruç tuttuğu rivâyet edilir.
Mâlikîlere göre niyetin geçerli
olması için güneşin batmasından itibaren gecenin son kısmına kadar veya fecrin
doğması ile birlikte yapılması gerekir. Çünkü sabahleyin, yani oruç ibâdetinin
başlama vaktinde niyet edilmeyince o günün oruçlu geçirilmeyeceği belirli hale
gelmiş olur. Şâfiîlere göre ise Ramazan orucu, kazâ orucu ve adak orucuna
geceden niyetlenmek şarttır. Fakat nâfile oruca zevalden önceye kadar
niyetlenmek câizdir.
2. Zimmette sübût bulmuş
oruçlara ise, en geç imsak vaktine kadar niyet edilmiş olması ve orucun
belirlenmesi gerekir. Orucun zimmette sübût bulması, oruç borcunun kaçınılmaz
bir şekilde kesinleşmiş, sâbit hale gelmiş olması demektir. Meselâ, başlanmış
fakat bir sebeple tamamlanamamış nâfile orucun kazâsı zimmette sâbit olmuş,
borçluluğu kesinleşmiştir. Ramazan orucunun kazâsı da böyledir. Fakat Ramazan
orucunun kendisi henüz zimmette sâbit borç sayılmaz; çünkü meselâ, kişinin
ertesi gün yaşayıp yaşamayacağı belli değildir. Kişi ertesi günün herhangi bir
vaktinde ölecek olsa, o günkü oruç zimmetine borç yazılmaz. Ancak, daha önceki
günlerde kazâya kalan Ramazan orucu zimmetinde mevcuttur. Keffâret oruçları ile
mutlak adak oruçları da zimmette sübut bulmuş borç kapsamına girmektedir. Bu
çeşit oruçlara geceden veya en geç ikinci fecrin başlangıcında niyet etmek
gerektiği gibi, niyet ederken tutulan orucun mutlak nezir mi, bir orucun kazâsı
mı olduğunu da belirtmek gerekir. Zimmette sâbit olması kesinleşmiş oruçların
îfâ zamanı için dinde belirlenmiş muayyen bir zaman olmadığı için, mükellef bu
oruçları kendi belirleyeceği bir zamanda tutabilir. Öyle olunca da, hangi orucu
tutacağını belirlemesi şarttır. Şayet bir kazâ orucuna ikinci fecrin doğmasından
sonra niyet edilse, bununla kazâ geçerli olmayacağı için, oruç nâfileye dönüşür.