Fecir | Konular | Kitaplar

Resmin mekrûh olduğunu ileri sürenlerin delilleri

Resmin mekrûh olduğunu ileri sürenlerin delilleri

Resmin
mekrûh olduğunu ileri sürenlerin delilleri:


Hanbelî fakihlerinden İbn Kudame el-Makdisî, Ebû
Hüreyre (r.a.), resimlerin yukarıda tutulanını da, aşağılananını da mekruh
görmüştür. İmam Malik ise onu tenzihen mekruh olarak görür, haram saymazdı.
Belki de, o, Rasûlullah (s.a.s.)'ın, "İçinde sûret bulunan eve melek girmez"
hadisinin umum ifade etmesine göre fetva vermiştir. Bizim için Âîşe (r.anha)'nın
rivâyet ettiği şu hadis temeldir: "Rasûlullah (s.a.s.) bir yolculuktan gelmişti.
Ben de sofamı üzerinde resimler bulunan bir sergiyle örtmüştüm. Rasûlullah
(s.a.s.) onu görünce "Odayı resimli bir örtüyle mi örtüyorsun?" diye azarlayıp
yırttı. Ben ondan iki yastık yaptım. Ben Rasûlullah (s.a.s.)'in onlardan birine
dayandığını görür gibiyim."

Resmin mubah olan kısmı yere serilip ayak
altında çingenenidir. Mekrûh olan ise duvara asılandır (İbn Kudâme el-Muğn, VII,
113). Resmin (sûretin), giderildiği takdirde canlının yaşayamayacağı, göğsü,
karnı gibi yerleri koparılırsa veya bedeninden ayrı sadece baş yapılırsa, bu
yasak kapsamına girmez. Çünkü o organın gitmesiyle geride canlı kalmaz. Bu
canlının kafasını kesmeye benzer. İlk yapıldığında resim bassız bir beden, veya
bedensiz bir baş şeklinde yapılırsa veya başı bir canlıya, bedeni başka bir
canlıya ait olarak yapılırsa, bu da yasak kapsamına girmez. Çünkü bu (gerçek)
bir canlının resmi değildir (İbn Kudame, el-Muğn, VIII, 13)