Fecir | Konular | Kitaplar

Burç veYıldız Falının Hükmü

Burç veYıldız Falının Hükmü



Burç veYıldız
Falının Hükmü:



 

Bugün yaygın olan fal çeşitlerinden biri de,
modern câhiliyyenin itibar ettiği yıldız falıdır. Gökteki burçlardan yola
çıkılarak yapılan bu falcılığın aslı, Sâbiîlere dayanır. Sâbiîler, gök yüzünü on
iki burca taksim etmişler ve eflâkten/göklerden yalnız tapındıkları ve
heykellerini diktikleri  "sebaî" gezegenlerin durumlarına göre, yeryüzünde
meydana gelecek olayları bildireceği iddiasıyla yıldızlarla ilgili birtakım
hükümleri yazmışlardı. Onların bu inançları, günümüze kadar gelmiş
bulunmaktadır.



[1]

Dinimizin kesinlikle yasakladığı falcılık, bir
çeşit gaybdan haber vermektir. Halbuki, Kur'an; gaybı, Allah'tan başka hiçbir
kimsenin bilemeyeceğini, peygamberlerle melekler dahi kendilerine
vahyedilmedikçe gaybdan haber veremeyeceklerini açıkça bildirmektedir. "De
ki: 'Göklerde ve yerde olan gaybı, Allah'tan başka bilen yoktur." (27/Neml,
65) "De ki: Size 'Allah'ın hazineleri elimdedir demiyorum, gaybı da
bilmiyorum." (6/En'âm, 50) "Eğer gaybı bilseydim, daha fazla hayır
yapardım." (7/A'râf, 188) âyetleri buna yeterli delildir.

Kendilerine  "arrâf", "kâhin" veya "medyum"
denilen falcıları ve bu falcılara gidip fal açtıran, onlara inanan veya
destekleyenleri Peygamberimiz, ağır bir dille kınamış, hatta küfürle
nitelemiştir. "Kim bir arrâfa gidip de ona bir şey sorarsa, kırk gecelik
namazı kabul olmaz." (Müslim, Selâm 125)  "Kim  bir  kâhine  gider, 
dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed'e indirilmiş olanı inkâr etmiş
olur." (Tirmizî, Tahâret 102; İbn Mâce, Tahâret 122; Ebû Dâvud, Tıb, hadis
no: 3904; Ahmed bin Hanbel, II/ 408)

Burç falı, "insanları, doğdukları burçlara göre
gruplayarak geleceğini okumaya, kaderine dair konuşmaya" denir. Modern
câhiliyyenin yaşandığı günümüzde kendini aydın sanan birtakım gazete ve
televizyon programcıları, her gün yıldız falı hurafesiyle insanların kaderi
hakkında birtakım yorumlar yapmaktadırlar ki bunlar hiçbir bilimsel dayanağa
sahip değildir. Ayrıca bu asılsız yorumlar, okuyucuların ruhsal dengelerine
olumsuz yönde etki yapmaktadır. Bu bir atma, saçma ve aldatmadan ibarettir.

İslâm âlimleri, Sâbiîler gibi, tesiri yalnız
yıldızlardan, burçlardan bilerek onlardan birtakım hükümler çıkarmaya
kalkışmanın küfür ve şirk olduğunda ittifak etmişlerdir.



[2]

Bunun yanında insanın, girişeceği önemli bir iş
için, uzman kişilerle istişare yaptıktan sonra istihâre yapması meşrûdur,
sünnettir. Bunun, İslâm'da yasak edilen falcılık ve kehanetle hiçbir ilgisi
yoktur.

"Onların çoğu, şirk koşmadan Allah'a
inanmazlar." (10/Yûnus, 106)



Ne dersiniz, put sadece câhiliyye Araplarına mı
aitti? "Gök Tanrı" inancı, çok eski dönemlerde mi kalmıştır, bizim bulunduğumuz
yerlerden çok uzakta mıdır bu bâtıl ve ilkel şirk?  Yoksa, "ne yapalım, bu
anlayış ve deyimler atalarımızdan bize mirastır, devam ediyor, etsin!" mi
denilecek? "Onlara (müşriklere): 'Allah'ın indirdiğine uyun' denildiği zaman
onlar, 'hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız' dediler.Ya
ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?" (2/Bakara, 170). 
Artık güneşe, aya, yıldızlara, feleğe kimsenin tapmadığı görüşüne ve bu
görüşün hepimize yüklediği sorumluğa ne dersiniz? Her tarafı küfür ve şirk
yangını sarmışsa, tv. ile evlerimize kadar tutuşturulmaya çalışılıyorsa,
hepimize düşen görevler nedir?! Haydi görev başına!

 

 





[1]
Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili,  c. 7,  s. 5208






[2]
Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, c. 1, s. 5207