Fecir | Konular | Kitaplar

Boğa

Boğa



Boğa:



 

Hayvanlara tapmanın en önemli örneklerinden biri
olan boğayı kutsal ve ulûhiyetin simgesi saymak, hemen bütün tevhid dışı
inançlara sahip ilkel inançlarda yer alır. Boğa, yaratıcı tanrının veya tanrının
yaratıcılığının sembolü ve kutsal hayvanı olarak kabul edilirdi. Sümerler
arasında güçlü yapısından dolayı boğa, fırtına tanrısının kutsal hayvanı ve aynı
zamanda kozmik düzenin sembolü kabul edilmiştir. Sümerlerde boğa, erkek-insan
başlı olarak da tasvir edilmiştir. Ayın hilâl şeklindeki görünüşü ile boğanın
boynuzları birbirine benzediği için Sümerler bu hayvanla ay arasında da ilişki
kurmuşlardır.

Bütün mitolojilerde olduğu gibi, Asur-Bâbil
kültünde de boğa güç, bereket ve dölleyiciliğin, erkeklik gücünün sembolü olarak
görülür; ayrıca büyük kapıların iki yanına koruyucu heykelleri konurdu. Bu
heykellerle, Tevrat'ta cennetin yolunu bekledikleri söylenen Kerûbîler (Tekvin,
3/24) arasında benzerlik bulunduğu ileri sürülmüştür. Tevrat'a göre boğa, güç ve
kudret sembolü olarak kabul edilmekte (Sayılar, 23/22; Tesniye, 33/17; Mezmurlar,
22/12), ulûhiyeti temsil için seçilmektedir. Hz. Mûsâ Sina'da iken kavmi buzağı
yapıp ona tapmış (Çıkış, 32/4), on kabilenin ayrılışında kral Yeroboam, Bethel
ve Dan'da yaptığı mâbedlere birer boğa heykeli dikerek bu tapınmayı yeniden
tesis etmiştir (1. Krallar, 12/28-29). Mısır'da, boynuzları arasında bir güneş
diski taşıyan boğa başının bereket sembolü ve Osiris'le ilintili olarak, ölüm ve
yeniden doğuş tanrısı gibi kabullenildiği de bilinmektedir.  

Hititler, boğaya hem tapıyor, hem de etini
yiyorlardı; kanını da tanrılarına sunmaktaydılar. Hititler'de gök, Urartular'da
savaş tanrısının kutsal hayvanı boğadır. Mısır'da ise bu küt, özellikle delta
bölgesinde yaygındır ve Apis adı verilen boğa – tanrı, tanrı Ptah ile Osiris'in
bedenleşmiş şekli kabul edilmiştir. Boğanın kutsallığı, bütün müşrik Sâmî
dinlerinde süregelerek Antikçağ Yunan ve Roma inançlarına kadar gelmiştir. Boğa,
eski Yunan'da Zeus'un, Roma'da Jupiter'in simgesidir. Eski İran'da da yaygın
olan boğa kültü, Mitraizmde tanrı Mitra'nın kutsal hayvanı olarak görülürdü. 



Genel olarak göçebe toplumlar, büyük baş hayvan
besiciliği ile uğraşmaktaydılar. Onun üretim işlevindeki rolünün bilinci altında
olmaları nedeniyle, boğa bir çoban tanrısı olarak tabulaştırılıyor ve sürünün
tanrılaşmış önderi oluyordu. Yaratıcı gücün sembolü kabul edilen boğanın,
bronzdan yapılmış başlarının, dinî törenlerde bir mızrak veya sopa üzerine
takılarak taşınması olayı, ilk olarak M.Ö. 3. binden itibaren, Anadolu'da
görülmüş ve dinsel amblemlerin prototipi olmuştur.

Neolitik çağdan itibaren, boğa ve şimşek
ilişkisi, mutluluk göstergesi ve atmosferik tanrılarla ilişkili tutulan
semboller arasına girmişlerdir. Bu bakımdan boğanın böğürmesi, tarıma dayalı
toplumlarda, bereketin habercisi olan gök gürültüsü ve yağmur getiren fırtına
ile eşdeğer tutulmuştu.