Fecir | Konular | Kitaplar

Çift başlı kartal

Çift başlı kartal



Çift başlı kartal:



 

İlkin Hititlerde görülür. Orta Asya'da
Gaznelilerin de kullandığı bir amblemdir. Selçukluların bunu, bir imparatorluk
amblemi olarak, Bizans'la temasa geçmeden çok önceleri kullanmakta oldukları
kesindir. Bizans'a gelince, onların bazen tek, bazen çift başlı olan kartal
motifini Selçuklulardan uyarlamış olmaları büyük bir ihtimaldir. Çift başlı
kartalın toplumların birbirlerini etkileyen kültürleri sonucu ortaya çıkıp
yayıldığı akla yakın gelmektedir. Ancak, kartal motifinin  Hitit ve
Selçuklularda diğerlerine oranla daha yaygın bir biçimde kullanıldığını
görüyoruz. Çift başlı olan kartal, her iki yönden gelebilecek tehlikelere karşı
uyanık olur ve onları zamanında önleyebilir; iki baş, kartala bu türden
çoğaltılmış güç vermektedir. Hitit kartalında baş üzerinde kulak yoktur ve
kanatları daima açık durumdadır. Selçuklu kartalı, başlara birer kulak eklemiş,
böylece ona gecelerin yırtıcı kuşu olan puhu kuşunun en güçlü vasfı olan,
geceleyin duyma yeteneğinin verilmesi amaçlanmıştır. Çünkü kartal, karanlıkta
görme duygusundan yoksundur.    

Roma'da imparator ölümlerinde yapılan gömü
törenlerinde havaya bir kartal uçuruluyordu. Çünkü kartal, ölünün gökteki
tanrılara giden ruhunu simgeliyordu. Vaftiz  sembolü  görüldüğünden, ilk
hıristiyanlar, vaftiz yapılan teknelerin üzerine bir kartal motifi
işlemekteydiler. Kartalın uçuşu, bazı fanatik zümrelere göre, Hz. İsa'nın göğe
çıkışı ile özdeşleştirilir. Hıristiyanlıkta Elie (Hızır)'ye ithaf edilmiş kabul
edilen kartal, hıristiyanlara göre adâletin güçlü olan erdemini simgeler.
Uzaklara sabit bir şekilde bakışı ile, etrafında olup bitenlerden habersizmiş
gibi görünür ama onun her şeyi gördüğü ve bildiği kabul edilir.