Fecir | Konular | Kitaplar

Günümüzde Sığıra Tapma.

Günümüzde Sığıra Tapma

Günümüzde Sığıra
Tapma

Günümüzde hâlâ sığırlara tapıldığını, özellikle
Hindistan'ın bazı bölgelerinde ineğin kutsal kabul edilip dokunulmazlığı
olduğunu biliyoruz. Bir Hintli'nin inek ve onun ferci hakkında dört ciltlik bir
kitap yazdığını söylersek, gerisini siz tahmin edebilirsiniz. İnsan, ancak bu
kadar aşağılara yuvarlanabilir (95/Tîn, 5). Kur'an, kalbi olduğu halde
fıkhetmeyen, akletmeyen, kulakları olup da hakkı duymayan, gözleri olduğu halde
hakkı görmeyen, yani iman etmeyen kimselerin hayvan gibi, hatta daha aşağı
olduğunu haber verir (7/A'râf, 79). İnsanlık şerefini unutup hayvanlara (ineğe,
inek fercine, fareye, bokböceğine varıncaya kadar) tapan, dolayısıyla kendisini
kutsallaştırdığı hayvanlardan daha aşağıda kabul eden canlıların varlığı,
heykellerin ve hayvanların kullarının günümüzde bile bulunması, Kur'an'ı nasıl
doğrulamakta, Kur'an'ın evrensel ve çağlar üstü kitap olduğunu nasıl
ispatlamaktadır? Kur'an'ın en uzun sûresi olan 2/Bakara sûresine bu adın
verilmesine sebep olan 2/Bakara ve ıcl'e tapma olayının tarihsel ve güncel ve de
evrensel boyutları değerlendirildiğine, olayın sadece Mısır civarında ve Hz.
Mûsâ dönemine has tarihî bilgi olarak değil; her dönem ve her coğrafyaya şâmil
bir problemin vurgulanması olarak görüyor ve Kur'an'a saygımızın bir kat daha
arttığına inanıyoruz.

Hindistan'da, câmiiye giren ineği kovalayan
müslümanların, dokunulmaz tanrıya dokunup onun rahatını bozdu diye öldürülmesine
hâlâ devam edilmektedir. Tabii et ihtiyacı veya kurban için bir sığır kesmeye
görsün bir müslüman; tanrıya uzanan eller kesilecektir. İneğin kutsallığı
günümüzde de sürdürülür. İnek, ana yola çıkmışsa, trafiği altüst edebilir. Tren
yoluna yatınca, ineğin özgür isteğine kimse müdâhale etmeden, seslenmeden
insanlar, tanrılarının yoldan kalkmak için keyfini bekleyecektir. İnek tanrı,
trafiğe, günlük hayata müdâhele etmektedir; gel de Hindistan'da laikliği uygula
bakalım! Ama laikler Hindistan'daki ineğe müdâhale edilmesinin gerektiğini
savunmazlar; onlara göre, ineğe ve inekliğe müdâhale eden müslümanlara tavır
alınmalıdır sadece.

Eski dönemlerde sığıra tapılmasında temel espri,
onun bereketi, bolca süt ve et verdiği için rızkı/gıdayı temsil etmesidir.
Günümüzde de sosyalistler emeği, kapitalistler ekmeği, eskilerin
ineği sembol kabul etmesi gibi kutsallaştırırlar. Bu anlayışa göre dünya,
sadece Allah'a kulluk için yaratıldığımız, âhiretin tarlası bir sınav alanı
değil; geçim dünyasıdır. Ekmek parası için her yol mubahtır. Bu
inanca göre elbette çalışmak İbâdettir; namaz gibi başka İbâdetlere gerek
yoktur veya geçim endişesinden ona sıra gelmemektedir. İhtilâl paşası Evren,
kendisini devlet başkanı seçtirdikten sonra yaptığı halka karşı bir konuşmasında
şu örneği veriyordu: Bir rafta ekmek varsa, onu almak için boyu yetişmeyen bir
kimse, başka bir şey yok ve sadece Kur'an varsa, onun üzerine basar ve ekmeği
alır; ama yukarıdaki Kur'an'ı almak için ekmeğin üzerine ayağını basamaz. Çünkü
ekmek, halkın da anlayışına göre kutsaldır, hem de Kur'an'dan daha kutsal!
Ekmek, günümüzde rızkı, bereketi, maddî doyumu, materyalizmi simgelemektedir;
eskiden sığırı kutsal sayanların da gerekçeleri bunlar idi. Ekmek parası
kazanacağım diyerek her yolu mubah gören ekmeği/geçimi kutsallaştıran insanın
durumu, ineği kutsal gören insandan pek farklı değildir.

"Yuh olsun size ve Allah'ı bırakıp tapmakta
olduğunuz şeylere! Hâlâ akıllanmaz mısınız?"
(21/Enbiyâ, 67)