Fecir | Konular | Kitaplar

Fallus Tapımı

Fallus Tapımı



Fallus Tapımı:



 

Çeşitli toplumlarda verimliliğin, bereketin ve
bolluğun sembolü olarak erkek cinsel organının ta'zim edilmesi. Erkeklik
organının kutsallığı inancı tarımla uğraşan bütün câhilî toplumlarda
saptanmıştır. Fallus tapımı, eski Mısır, Yunan, Roma, Çin, Japon, Hint gibi
gelişmiş toplumlarda da süregelmiştir. Bu tapımla bereket sağlanacağına
inanılır. Korkuluk olarak toprağa saplanan kazıklar da aslında nice toplumlarda
fallusu simgeler. Taş, toprak, ağaç, maden gibi maddelerden yapılan fallus
muskalarının da sihirli bir güç taşıdığına inanılır. Kimi câhilî toplumlar,
yendikleri düşmanlarının erkeklik organlarını kesip saklarlar. Erkek organının,
erkek vücudundan ayrı olarak da döl yetiştirdiği çeşitli mitolojilerde
tasarlanmıştır. Örneğin, tanrı Dionysos, Agditis'in organını kesip toprağa atar,
toprağın organla birleşmesinden bir badem ağacı çıkar. Irmak-kız Nana bu ağaçtan
bir badem alarak göğsüne saklar, bundan gebe kalıp Attes'i doğurur. Yine, Yunan
mitolojisinde erkek organından ayrılan tohumların da döl yetiştirdiği üstüne pek
çok öyküler vardır. Örneğin, Hephaistos, kendisine bir şey ısmarlamaya gelen
tanrıça Athena'ya saldırır. Onu yakalamak için kovalarken tohumunu bacağına
akıtır, tanrıça da bir yün bezle tohumu silip yere atar, toprak bu tohumdan gebe
kalarak Erikhthonios'u doğurur.

Bunun yanında, Phallpheria denilen fallus tapımı
şenlikleri vardır. Roma'da bu bayram ve şenliklerde ellerinde phallos (erkeklik
organı) taşıyan alaylar geçerdi. Romalılar erkeklik organı şeklinde bardaklar
kullanırlar, muskalar taşırlar, evlerinin kapılarına koruyucu olarak bu biçimde
simgeler asarlardı. Eski Yunanda incir ağacından yapılma erkeklik organları
bayramı yapılırdı; bunun adına phallophoria denirdi. Erkeklik organı şeklinde
tanrı heykelleri de vardı. Örneğin Anadolu'lu eski bir Pelasg tanrısı olan
Hermes bir fallus taşıydı. Nitekim kabirler de Girit'te erkeklik organlarıyla
simgeleniyordu. Kybele râhipleri, toprağı gebe bırakarak verim sağlamak için,
erkeklik organlarını keserler ve Kybele taşının altına gömerlerdi. Bu câhilî
tapımların Yahûdiliği ve Müslümanlığı etkilediğini ileri süren Batılı sözde
araştırıcılar da vardır. Onların iddiâsına göre, Yahûdilerin ve Müslümanların
sünnet geleneği, bu inancın ve Attis-Agdistis-Adonis'in erkeklik organlarını
kesmiş olmaları inancının süregelişidir. Aslında bu iddiâların tam tersi doğru
olmalıdır. Hak dine mensup olanların en azından İbrâhim (a.s.)'den beri sünnet
olma özelliği bilinmektedir. Câhiliyye mensupları, bu hak dinden esinlenip
etkilenmişler, kendi uydurma tanrılarına ve putperest inançlarına bu sünneti
yozlaştırarak katmışlardır. Zeus'tan önce tanrı olarak tapınılan Anadolu'lu
Priapos, eski Mısır'da tanrı Min, Hindistan'da Siva (Linga) birer erkeklik
organı şeklinde idi.

Ayrıca, erkeklik organını nazardan ve her türlü
kötü etkilerden korumak için bazı ilkel câhiliyye toplumları organlarına kılıf
takarlardı. Buna penis kılıfı denir. Özellikle Melanezya, Güney Amerika, Sudan
eski toplumlarınca kullanılmıştır. Bu kılıf, kabaktan, kamıştan, palmiye
yapraklarından, mercandan yapılırmış.