Hüküm
Hüküm:
"Hükm" kelimesinin sözlük anlamı, yargı ve
yargıda bulunmak, hükmetmek, karar vermek, idare etmek, ata gem vurmak demektir.
Hakkında âyet ve hadis olan itikada ve ibâdete ait bütün prensiplere "hüküm"
denilir. Hükmün çoğulu "ahkâm"dır. Ayrıca, hâkimlik, âmirlik, tesir gücüne sahip
olma gibi anlamlarda da kullanılır. Emir ve irâde demektir. Gerçekte hüküm,
kelime anlamıyla önlemek, engel olmak, menetmek anlamındadır; hâkim kelimesi de
haksızlığa engel olan demektir. Bir şeyin iyice araştırılıp soruşturulmasından
sonra verilen karara "hüküm" denir. Mahkemelerde hâkimlerin verdiği karar gibi;
filan adam, "bu konuda şöyle hükmetti", "falancanın hükmü şöyledir" denilir.
Sözü geçmek, hükmünü yürütmek, kuvvetli ve güç sahibi olmak anlamlarına da
gelir. Bu mânâda; "Allah'ın dediği olur" anlamında "Allah'ın hükmü her şeye
geçerlidir" deriz.
Kur'ân-ı Kerim'de, insan fiilleriyle ilgili beş
yüz kadar âyet vardır. Bunlara "ahkâm âyetleri" denmektedir. Peygamberimizin,
ahlâk, öğüt, âhiret, ibâdet, muâmelât (insan ilişkileri) ve ukubat (cezalar) ile
ilgili hadislerine de "hüküm-ahkâm hadisleri" adı verilir.
Bir konuda Allah'ın bir hükmü varsa ve O'nu
gerek Kur'an'la, gerek peygamberi ile bize bildirmişse, insana düşen o hükme
teslim olmak, tüm işlerinde Allah'ın hükmünü uygulamaktır. Allah'ın hükümleri
dışındakilere "câhiliyye hükmü" denir. Mü'minler, câhiliyye ile hükmetmezler (5/Mâide,
50). İman edenler, dinî hükümlere teslim olurlar, bir konuyla ilgili veya
insanlar hakkında hüküm verme durumunda olurlarsa, adâletle hükmederler (4/Nisâ,
58). Fıkıh Usûlüne göre hüküm, mükelleflerin (yükümlülerin) fiillerine bağlanan
şer'î özelliktir. Şer'î hükmün kaynağı da yalnızca Allah'tır. Hüküm Allah'tan
kaynaklandığı için Allah'ın güzel isimlerinden biri el-Hakem, biri de
el-Hakîm'dir.
Sünnetullah gereği, insanlar toplum halinde
yaşamak durumundadırlar. Cemiyetin düzeni ise, birtakım emirlerin ve hükümlerin
çevresinde teşekkül eder. Bu noktada karşımıza; "hüküm nedir? Hükmetme hakkı
kime aittir?" gibi sualler çıkacaktır. Araplar, atı gemlemeye de hukm
derler. Dolayısıyla "hukm"ün "zapt u rabt altına alıp terbiye etme, boyun
eğdirme" mânâsı sözkonusudur. Hâkim, mahkeme, hakem gibi günümüzde sık sık
kullanılan kelimeler, aynı kökten gelir. Hüküm sahibi denildiği zaman, Türkçede
kullanıldığı şekliyle, "hâkimiyet ve egemenlik" kelimeleri gündeme girer.
"Hâkimiyet kayıtsız, şartsız ulusundur" sloganında; yönetme ve hüküm koyma
hakkının kime ait olduğu noktasında bir tercih vardır. Bu tercih, "ulusun
gücünün üstünde, hiçbir gücün olmadığı" iddia ve ifadesidir. İslâmî ıstılahta;
"mükellefin fiillerine iktiza eden hitab-ı İlâhînin eserine hüküm denilir"
şeklinde tarif edilmiştir.
Kur'ân-ı Kerim'de, "(Ve şu emri indirdik:)
İnsanlar arasında Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmet! Sakın onların
(insanların) hevâ ve heveslerine uyma" (5/Mâide, 49) emri verilmiştir.
Dolayısıyla hiç kimsenin, Allah'ın indirdiği hükümlere mukabil olmak ve o
hükümlerin yerine geçmek üzere hüküm koyma hakkı yoktur. İnsanların hevâ ve
heveslerinden kaynaklanan hükümlere câhiliyye hükmü denilmiştir. Müslüman,
kayıtsız şartsız olarak, Allah'ın ve Rasûlü'nün hükümlerine tâbi olan kimsedir.
"Aralarında hüküm verilmek üzere Allah'a ve Rasûlü'ne çağrıldıkları zaman,
iman edenlerin sözü, ancak âişittik ve itaat ettik' demeleridir. İşte asıl
murâdına erenler bunlardır." (24/Nûr, 51) Arzularını İslâm'a tâbi kılmayan
kimselerin iman iddiaları bir vehimden ibarettir. Zira Rasûl-i Ekrem şöyle
buyurmuştur: "Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, arzusunu
İslâm'a tâbi kılmayan kimse iman etmiş olmaz." (İbn Kesir, III/490)
Kur'an'da "Dinde zorlama yoktur. Hakikat,
iman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır. Artık kim tâğutu tanımayıp da Allah'a
iman ederse, o muhakkak kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa yapışmıştır.
Allah, hakkıyla işiten ve her şeyi kemâliyle bilendir." (2/Bakara, 256)
hükmü beyan buyrulmuştur. Dolayısıyla insan için iki yol mevcuttur. Birincisi:
Allah'a iman etmek ve hayatını İslâmî hükümlere göre düzene koymak. İkincisi:
Tâğuta kalben teslim olup, hevâ ve heveslere göre yaşamak. Bu iki yolun dışında,
üçüncü bir yoldan söz etmek mümkün değildir. Tâğut kelimesi, tuğyan etmek
(azgınlaşarak isyan etmek) mânâsınadır. Kendisi için tayin edilmiş olan
sınırın dışına taşan her şey tâğuttur. İslâmî ıstılahta; Allah'ın indirdiği
hükümlere mukabil olmak ve onların yerine geçmek üzere hüküm koyan her güce
tâğut ismi verilmiştir. Tâğut, sapıklıkta önderlik (liderlik) eden herkese
şâmildir. Tâğutî güçlerin icad ettiği hükümlere câhiliyye hükümleri demek
mümkündür. Nitekim Kur'an'da; "Onlar, hâlâ câhiliyye (devri)nin hükmünü mü
arıyorlar? Şüphesiz, yakîn sahibi (gerçek iman ve ilim sahibi) bir kavim
indinde, hükmedici olarak Allah'tan daha güzel kim vardır?" (5/Mâide, 50)
buyrulmuştur. Câhiliyye devrinin hükmünden maksat, "darü'n-nedve" isimli
mecliste, insanların hevâ ve heveslerinden (ideolojilerinden) yola çıkılarak
hazırlanan ve bütün zümreleri bağlayıcı olan kanunlardır. Hz. Adem'den itibaren
bütün peygamberler, insanları, Allah'ın emirlerine ve hükümlerine göre yaşamaya
dâvet etmişlerdir. Bu dâvet, peygamberlerin vârisleri olan âlimler tarafından
kıyâmete kadar devam edecektir. Kur'an'da Hz. Yusuf kıssası beyan edilirken
bütün insanlığa şu hatırlatma yapılmıştır: "Sizin Allah'ı bırakıp da
taptıklarınız kendinizin ve atalarınızın takmış olduğu (kuru) isimlerden başkası
değildir. Allah bunlara hiçbir hüccet indirmemiştir. Hüküm sadece Allah'a
mahsustur (ondan başkasına ait değildir). Allah, kendisinden gayrisine ibâdet
etmenizi emretmemiştir. Dosdoğru din işte budur. Fakat insanların çoğu
bilmezler." (12/Yûsuf, 40)
Hüküm ve emir, Allah'a mahsustur. Hesap gününü
düşünen her insan yeryüzünde, Allah'ın emirlerini tebliğ ve hükümlerini infaza
memur kılındığını asla unutmamalıdır. Kur'an'da, "Allah, hükmedenlerin en
güzel hükmedeni değil midir?" (95/Tîn, 8) denilmektedir. Allah, mutlak hüküm
koyucu, hükmeden, hükmünü geçirendir. (Y. Kerimoğlu, Kelimeler Kavramlar, s.
188-191)
PUT VE PUTA TAPMA
- PUT VE PUTA TAPMA..
- Put; Anlam ve Mâhiyeti
- Putlara Tapınmanın Sebepleri
- Putperestlik
- Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma
- İlâh Nedir; Putlaştırıp İlâhlaştırma Nasıl Olmaktadır?.
- İlâh'ın Kur'an'daki Iki Mânâsı
- İlâh Düşüncesi
- Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilen Bâtıl Ta ı Anlayışları
- Kur'ân-ı Kerim'de Put Kavramı ve Puta Tapma.
- Kur'ân-ı Kerim'de Her Çeşit Puta Tapma ve Şirk, Şu Şekillerde Tanımlanır
- Hadis-i Şeriflerde Put Kavramı ve Puta Tapma.
- Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız.
- Tevhidin ve Putçuluğun Amelle İlişkisi
- Muvahhid; Tüm Putları Her Şekilde Reddeden Mü'min.
- Endâd; Bir Şeyi Allah'a Denk Tutma ve Putlaştırılan Sevgi
- Endâd Edinmenin İki Yansıması a- Endâdı (Bir Şeyi) Allah'ı Sever Gibi Sevmek
- b- Endâda Tâbi Olup Allah'a İtaat Eder Gibi İtaat Etmek
- Şirk; Putlaştırmanın Genel Adı
- Şirk ve Küfür İlişkisi
- Şirk En Büyük Zulümdür
- Şirk İnancının Bir Temeli Yoktur
- Allah (c.c.) şirk günahını affetmez
- Şirk koşmadan ölenlerin affedileceği umulur
- Şirkin ve Putperestliğin Çağdaş Yansımaları
- Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
- Şirkin Sebepleri
- 1-) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Ta ılaştırması
- 2-) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık
- 3-) Aşırı Hürmet ve Saygı; Diğer Varlıkları Allah ve Rasûlünden Çok Sevmek
- 4- Kibir, Büyüklenme (İstikbar)
- 5- Haddi Aşmak (Taşkınlık)
- 6- Utuv ve Tuğyan (Çılgınlık, Azgınlık)
- 7- İstiğnâ (Kendisini Yeterli Görmek), Zenginlik ve Refahla Şımarma, Dünyevî Endişeler
- 8- Cebbarlık
- 9- Çoğunluğa, Sürüye Uymak; Zanna Tâbi Olmak
- Şirkin Çeşitleri
- 1-) Şirk-i İstiklâl
- 2-) Şirk-i Teb'iz
- 3-) Şirk-i Takrib
- 4-) Şirk-i Taklid
- 5-) Şirk-i Esbâb
- 6) Şirk-i Ağrâz
- Şirk ve Putlaştırma İçin Bazı Örnekler
- Allah'ın Sıfatları Konusunda Şirke Düşmek.
- Hâkimiyet Şirki;
- Allah'tan Başka İlâh Kabul Etmek
- Allah'tan Başka Rabler Edinmek
- Yakınlaştırma ve Vâsıta Anlayışıyla; Şefaatçi Kabulü ile Düşülen Şirk
- Allah ile insanlar arasında, İbâdetleri Allah'a çıkaran ve aracılık/arabuluculuk yapan varlıklar olduğuna inanmak
- Velî/Dost Edinme Şekliyle Şirk; Mü'minleri Bırakıp Kâfir ve Münâfıkları Velî/Dost Edinmek
- Herhangi Bir İbâdet Şekliyle, Özellikle Duâ Hususunda Şirke Girmek, İbâdeti Allah'tan başkasına yapmak.
- Allah ve Rasûlü'nden Geldiği Kesinlikle Sâbit Olan Nasslara, Hükümlere Bir Bütün Olarak Tümüne İnanmamak
- Kur'an'la, Sünnetle, Dinle, Peygamberle Alay Etmek, Onlara Hakaret Etmek
- Allah'tan Başkasına Tevekkül Etmek, Mutlak İtimad ve Güven Duymak
- Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak
- Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak
- Allah'ın Âyetlerinden Yüz Çevirmek
- İtaat ve İttibâ Yoluyla Şirk. Tâğutların Hükmünü Allah'ın Hükmüne Tercih Etmek, İslâm'ın Yaşanıp Kur'an'ın Hâkim Olmasını İstememek, Rasûlullah'ın Örnek ve Önder Olduğunu Kabullenmemek.
- Kötülüğü Hoş Karşılayıp Yayılmasına Seyirci Kalmak, Kötülüğü Emretmek
- Korku Yönüyle Şirk
- Cibt ve Tâğuta da İnanmak
- Tasarruf ve Hulûl Yoluyla Şirk.
- İttibâ Şirki
- Ef'âl-i Küfür; İnsanı Küfre Düşüren, Puta Tapma Sayılan Davranışlar a- Puta tapmak
- b- Mushafı pisliğe atmak gibi saygısızca davranmak
- c- Gayr-i müslimlerin tapınaklarına İbâdet kasdıyla gitmek
- d- İbâdet kasdıyla herhangi bir şahsa secde etmek
- e- Ölülerden duâ ederek bir şey istemek, kabirleri tapınak yapmak
- f- Haç takınmak
- g- Ğıyar ve zünnâr
- h- Mecûsî ve yahûdi şapkası
- i- Sihir
- Her Çeşit Putperestliğin ve Şirkin Zararları
- Şirk, Allah'ın asla affetmediği bir günahtır.
- Tasvîr (Putlaştırılan Heykel ve Resim); Putçuluğun Genel Görüntüsü.
- Haram Kılınışının Hikmetleri
- Çocuk Oyuncakları
- Boyutsuz resimleri mubah görenlerin dayandıkları deliller
- Ulemânın Görüşleri
- Resmin mekrûh olduğunu ileri sürenlerin delilleri
- Haram olduğunu söyleyenlerin delilleri
- Heykelcilik, Ressamlık, Fotoğrafçılık
- Tasvirin Kazancı
- Varlıklara 'Sûret' Veren Allah'tır
- Heykel
- Heykelin yasaklanma nedeni
- Resim..
- Tasvîrin (Resim ve Heykelin) İtikad, Fıkıh ve Sanat Açısından Hükmü.
- Atalar Kültü; Sosyal Çevre ve Geleneğin Putlaştırılması Sosyal Çevre
- Atalar Kültü
- Taklit ve Taklitçilik.
- Yozlaştırılan Din; Halkın Dini ve Hakkın Dini
- Çağdaş Bir Putlaştırma Örneği; Atatürk'e Ta ı veya Peygamber Diyenler
- Hevânın Putlaştırılması
- Hevânın İlâh Haline Getirilmesi
- Hevâsına Uyanların Özellikleri
- Allah'tan Başkasına İbâdet
- Allah'tan Başka Tapılan Varlıklar
- Allah'tan Başkasına İbâdetin Anlamı
- Putlara, Heykellere İbâdet İnsanlara Fayda ve Zarar Vermeyen, İşitmeyen, Görmeyen Putları ve Heykelleri İlâh Edinmek ve Onlara İbâdet Etmek
- Tâğuta İbâdet/Tapınma.
- Bilginleri ve Din Adamlarını Putlaştırma; Onlara İbâdet
- Şeytana ve Cinlere İbâdet
- Cinlere İbâdet
- Sanatın Putlaştırılması Sanat İçin Sanat
- Sanatın Putlaştırılması
- Sanat Dallarına Bakış Açımız
- Gök Cisimlerinin Putlaştırılıp Bâtıl Ta ı Kabul Edilmesi a- Güneşe Tapılması
- b- Aya Tapılması
- c- Yıldıza Tapılması
- d- Gök'e Ta ılık İsnâdı, Eski Türklerin Gök Ta ısı
- Günümüzde Gök ve Gök Cisimlerinin Putlaştırılması
- Günümüz ve Modern Müneccimlik
- Günümüz ve Yıldız
- Günümüz ve Felek
- Günümüz ve Arzın Kutsallaştırılıp Putlaştırılması
- Müneccimlik ve Falcılık; Gayb Bilme İddiâsı ve Yıldızları Putlaştırma.
- Burçlar
- Burç veYıldız Falının Hükmü
- Bilimin Putlaştırılması Bilgi Kaynakları ve Vahy
- Hayvanlara Tapma ve Bunun Menşei
- Yahûdilerin İneği Kutsallaştırması ve Buzağıyı Ta ılaştırması
- "Icl"in/Buzağının Putlaştırılması
- Kutsallaştırılıp Ta ılaştırılan Hayvanlar Sığır
- Boğa
- Öküz
- Apis Öküzü
- İnek
- Boynuz
- Aslan
- Yılan
- At
- Ayı
- Deve
- Kedi
- Maymun
- Kartal
- Çift başlı kartal
- Güvercin
- Köpek
- Kaplumbağa
- Eski Türkler'de Hayvanlarla İlgili İnançlar
- Kurt
- At
- Arabistan Câhiliyyesinde Hayvanlarla İlgili İnançlar
- Günümüzde Hayvanları Kutsallaştırma.
- Günümüzde Sığıra Tapma.
- Küfrün Şiarları/Sembolleri, Bâtıl Dinlerin Kutsalları; Heykel, Giyim... Şiar; Anlam ve Mâhiyeti
- Heykel
- Giyim-Kuşam, Şapka ve Kravat
- Sakal ve bıyık
- Haç (Salîb); Hıristiyanlığın Şiarı/Simgesi
- Mâbed/Tapınak.
- Putlara ve Putperestlere Karşı İbrâhimî Tavır
- Put Kıran İbrâhim (a.s.)
- Yalnızca Allah'tan Korkmak
- Putları Kırmak.
- Put ve Putperestlikle İlgili Kavramlar ve Anlamları Abbas'ın Eli
- Abd
- Abdâl
- Abhişeka
- Âb-ı Hayat
- Abradakabra
- Afrodit (Aphrodite)
- Alâim-i Semâ
- Alfabe
- Albasma
- Alkarısı
- Ali-İlâhîler (Aliyyullahîler)
- Altın Buzağı
- Ameni
- Anıtkabir (Anıt mezar)
- Animalizm
- Animizm
- Anka
- And (Yemin)
- And içme
- Arâis-i Hak
- Arbede
- Artemis
- Apollon (Apollo)
- Ariel
- Ârif
- Arrâf
- Asena
- Asya.
- Astroloji
- Astrolog
- Atalar Kültü
- Ateizm
- Ateşe Tapma
- Ateşgede
- Athene
- Atılan ok geri dönmez
- Atina
- Atlantis
- Atlas
- Avesta
- Avrupa
- Ay ata
- Ayazma
- Âyin
- Aziz (sint, saint)
- Bâtıl ve Bâtıl Dinler
- Bedîuzzaman
- Bekçi
- Bellona
- Beşler
- Bî-reng
- Brahmanizm
- Buda (Buddha)
- Budizm
- Büdelâ
- Burç
- Büt
- Cadı
- Câhiliyye
- Câhiliyye dönemi Arap Dini
- Cibt
- Cifr
- Cin
- Cincilik
- Çan
- Çaput
- Çarpmak
- Çelenk; Cenâzeye Çelenk Götürmek
- Çelîpâ
- Çevre; Sosyal Çevre
- Çokta ıcılık (Politeizm)
- Daktyl'ler ve Daktilo
- Darwinizm
- Dehriyye (Dehrîlik)
- Demirhan
- Demokrasi
- Deniz Han
- Destur
- Determinizm
- Dev
- Diana
- Dicle
- Dinadamlarını Putlaştırma Dogma
- Dörtler
- Dürzîlik
- Ekanim-i selâse
- Efendi
- Efes (Ephesos)
- Efrâd
- Efsâne (Mit, Mitos, Ustûre -ç. Esâtîr-)
- Ege (Aigeus)
- Ekstazi
- El
- Elf
- Elohim ve Elohist
- Elektra
- Ellât
- Ene'l-Hak
- Erlik Han
- Eros
- Esâtîr
- Europa (Avrupa)
- Evliyâ
- Evliyâiye
- Evtâd
- Fal
- Falcılık ve Fala Baktırmak
- Fakirizm
- Fallus Tapımı
- Fals
- Felek
- Fenâ fillâh
- Fenâ fişşeyh
- Fetiş
- Fetişizm
- Feyz
- Firâset
- Firavun
- Gavs
- Gaybı Bildiğini İddiâ Etmek ve Gaybdan Haber Vermek
- Gayb erenler
- Göz değmesi (Nazar)
- Gul ve Gulyabanî
- Habîbiye
- Hâcib-i Hak
- Haç
- Haçlı seferleri
- Hâtemu'l-Evliyâ
- Hatm-i Hâce
- Hayâl
- Hayzu'r-ricâl
- Hera
- Herakles
- Herkül
- Hıdırellez
- Hıfz
- Hızır
- Himmet
- Hinduizm
- Hesiod
- Homer (Homeros)
- Homeros-Hesiodos Dini
- Horoskop
- Hubel (Hübel)
- Hulûl
- Hulûliye
- Hurâfe
- Hurriyye
- Hüküm
- İbâdet
- İdeoloji
- İdol
- İhvân
- İkon
- İlhâm
- İlm-i Nücum
- İmâmân
- İnhinâ
- İnkâr
- İnkarnasyon (Hulûl)
- İnsân-ı Kâmil
- İrfân
- İrtidâd
- İsrâiliyyât
- Çağdaş İsrâiliyyât
- İstidrâc
- İstiğâse
- İstihâre
- İstimdâd
- Istişfâ'
- İşrâf
- Jubilee (Jübile)
- Jupiter
- Juventus
- Kâhin
- Kam
- Kapitalizm
- Kapitol
- Karnaval
- Keşf
- Kırklar
- Kıtmîr
- Komünizm
- Konfüçyüs
- Kral salonu
- Kul ve Kulluk
- Kurşun Dökmek
- Kutb (kutub)
- Kuzah
- Kült
- Kybele
- Laiklik
- İslâm'da Laiklik Yoktur
- Lât
- Maddîyyûn
- Marduk
- Mars
- Maske (Mask)
- Maskot
- Masonluk
- Materyalizm
- Meded
- Medyum
- Melek-i Tâvus
- Menât
- Merkür (Mercury)
- Metafizik
- Metapsişik
- Mevlânâ
- Mit
- Mitoloji
- Misyoner
- Mum Yakmak
- Muska (Nüsha)
- Muska ve Tılsımların Menşei
- Müneccim
- Müneccim başı
- Mürid
- Mürşid
- Nâz
- Nazar (Göz değmesi)
- Nazarlık Takmak
- Neptün
- Nigâr
- Niyâz
- Noel, Noel Baba
- Nusb (çoğulu; Ensâb)
- Nübüvvet
- Nücebâ
- Nükabâ
- Okyanus
- Olimpus
- Olimpiyat
- Ölülere Yalvarıp Duâ Etmek
- Örf ve Âdet
- Pîr
- Plutus
- Politeizm (Çokta ıcılık)
- Poseydon
- Putperest
- Râbıta
- Racül, ricâlü'l gayb
- Rûhânî
- Ruh çağırma (İspirtizmaa)
- Ruhçuluk
- Sağcılık
- Sanem
- Satürn
- Saygı Duruşu
- Sekr
- Sekizler
- Sekülarizm
- Selâm secdesi
- Septisizm
- Sfenks
- Sibel
- Siyonizm (Zionizm)
- Sofestâî (Sevfestâî)
- Sofizm
- Solculuk
- Sorumluluktan Kurtulmak Mümkün mü?.
- Sosyalizm
- Şaman (Kam)
- Şathiye
- Şeyh
- Tâğut
- Tahrif
- Tasarruf
- Taş Yapıştırmak
- Tayy-i mekân
- Tayy-i zaman
- Teberrük
- Tecellî
- Tecessüd
- Teferrüc
- Teslis
- Teveccüh
- Tılsım
- Titan
- Trakya (Thrakia)
- Türbe
- Türbelere adak
- Uğursuzluk
- Uknum-akanim
- Umay
- Uranüs
- Üçler
- Ülgen (Ülken)
- Vaftiz
- Vahdet-i şühûd
- Vahdet-i vücud
- Vahiy
- Vefk
- Velâdet
- Venüs
- Vesen
- Vesîle
- Vesvese
- Volkan (Volcanus)
- Yahova
- Yahova şâhitleri
- Yatır
- Yediler
- Yemin
- Yer altı Dünyası
- Yer-Su
- Yıldıznâme
- Zıllullah
- Ziyâret
- Put ve Heykel Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
- Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar