Fecir | Konular | Kitaplar

Şehirden Ayrılış.

Şehirden Ayrılış




Şehirden Ayrılış

 

İnandıkları din uğruna her tehlikeyi göze alan
bu gençler atlarına binip şehri terk ettiler. Şehrin dışına çı­kınca atlardan
inerek yaya yürümeye karar verdiler. İzle­rini kaybettirmek için yol üstünde
arkadaşlarından birinin çiftliğine uğradılar. Bu arkadaşları da daha önce yeni
inandıkları dine girmişti. Onlar gibi o da Allah'a ibadet ediyordu.
Arkadaşlarına ikram ve kabulden sonra yolcu­luklarının nereye olduğunu sordu.



- Öbür arkadaşlar gelene kadar burada duracağız
ve sonra gideceğiz, diyerek planlarını anlattılar.

Nihayet hepsi toplanmışlardı.

Telmiha, Mekselmina, Meslina, Mernus, Dedernus,
Şazenuş, Keşeftatayyuş ve bir de köpekleri Kıtmir.

Çiftliğinde kaldıkları arkadaşı da onlara
katılarak hep beraber yola koyuldular. Bütün gün yol aldılar. Akşamın karanlığı
çöktüğü sırada geceyi geçirmek için bir yer ara­dılar. Nihayet dolaşa dolaşa
epeyce zaman sonra, tek ve yüksek bir dağın eteğinde bir mağara buldular. Ve
oraya sığındılar. Kıtmir de peşleri sıra ma­ğaraya girmişti. İçle­rinden biri
Kıtmir'i göstererek:

- Gürültü ve havlamasından bizi yakalatacağından
korkuyorum. Şunu dışarı atalım, sonra hâlimiz feci olur, dedi.

Uygun gördüler. Kovaladılar; fakat Kıtmir
kova­lan­dıkça tekrar geri geliyordu. Ne yaptılarsa göndere­mediler.

Sahibi (çoban):

- Bırakın kalsın, dışarıdan gelen tehlikelere
karşı bizi korur, dedi.

"O vakit ki, o gençler mağaraya sığındılar da
dedi­ler ki: «Ey Rabbimiz!.. Bize kendi katından bir rahmet ver ve bizim için
işimizden bir kurtuluş hazırla.»"[1]

O kadar yorgun ve bitkin bir hâlde idiler ki
sere serpe yatarak uyuyakaldılar. "Bunu müteakip onla­rın kulakları üzerine
mağarada senelerce perde vur­duk."[2]

Aylar yılları, yıllar asırları kovaladı. Onlar
bu za­man­lar boyunca hep uyudular.

"Sonra onları uyandırdık, iki taifeden
hangisinin, bekledikleri müddeti daha iyi hesap ettiklerini bilelim diye."[3]

"Yoksa sandın mı ki, Ashâb-ı Kehf ile Rakim
bizim ayetlerimizden bir acayip şey olmuşlardır."[4]

 




[1]
Kehf, 18/10




[2]
Kehf, 18/11




[3]
Kehf, 18/12




[4]
Kehf, 18/9

Fatma Keskin, Sabır, Misyon Yayınları.