Fecir | Konular | Kitaplar

c- Genel Olarak Değer Yargılarında Hâkimiyet

c




c- Genel Olarak
Değer Yargılarında Hâkimiyet:



 

Bilindiği gibi eşya ve olaylar hakkında belirli
birtakım değerlendirmeler yapmak ve onlara karşı bu değerlendirmelere göre tavır
takınmak, istemek, ya da uzak durmak ve arzulamamak sözkonusudur. Bu her zaman,
her toplum ve kişide görülegelmiştir. Kısacası insan, hayrı ister ve arzular,
şerden ve kötülükten de uzak kalmaya çalışır. Bu tavır ise, onun sahip olduğu ya
da benimsediği değer yargılarının bir sonucudur. Kur'ân-ı Kerim; bir bakıma
baştan sona bazı değer yargıları, bu yargılara karşı takınılan tavırlar ve bu
tavırların sonuçlarına dair açıklamaların yer aldığı İlâhî mesajdır.

Değer yargılarını belirleme ve koyma yetkisinin
mutlak olarak Yüce Rabbimize ait olduğunu vurgulayan bazı buyruklara işaret
edelim: Haram-helâl kılma yetkisi yalnız Allah'ındır: "De ki: Allah'ın
kulları için yarattığı süsü ve güzel rızkı kim haram kıldı?" (7/A'râf, 32)
"Ey iman edenler, Allah'ın size helâl kıldığı hoş ve temiz şeyleri kendinize
haram kılmayın ve haddi aşmayın, çünkü Allah haddi aşanları sevmez." (5/Mâide,
87). Câhilî düzenlerde zamanla oluşan ve Allah'ın emir ve hükümlerine aykırı
câhilî değer yargıları reddedilmiştir. (Bkz. 5/Mâide, 103). İslâm'dan önce
çeşitli helâl ve haramlara dair birtakım değer yargılarından etraflı bir şekilde
söz eden buyruklardan (6/En'âm, 136-149) sonra, Yüce Allah, Peygamberine bu
uydurma değer yargılarını Allah'a atfeden kimselere şöyle seslenmesini
emretmektedir: "De ki: ‘Allah şunu haram kıldı' diye şâhitlik edecek
şâhitlerinizi getirin. Eğer şâhitlik ederlerse sen onlarla şâhitlik etme..."
(6/En'âm, 150). Bundan sonraki âyette de Yüce Allah, bütün bu konulardaki
hükümlerini oldukça özlü bir şekilde açıklamaktadır.