Fecir | Konular | Kitaplar

7- Kur'an'ın Tümü Veya Belli Bölümleri Anlamında

7



7- Kur'an'ın
Tümü Veya Belli Bölümleri Anlamında:



 

Kur'an'ın tümü âyet olduğu gibi, her
sûrenin belli bölümleri de âyettir. Gerek Kur'an'ın tümü, gerekse her bir âyeti,
insanların hepsi bir araya gelseler bile bir benzerini yazamayacakları bir
mûcize (âyet)dir. Kur'an'ın, "âyet"i mûcize anlamında da kullandığını tekrar
hatırlayalım. Öyleyse Kur'an, Peygamberimiz'in en büyük mûcizesi olmakla
birlikte Allah'ın kudretine alâmet olan bir âyetidir. Hz. Muhammed (s.a.s.)'in
hak peygamber olduğuna delildir.  Her bir âyet bir ifadeyi diğerinden ayırdığı,
her bir Kur'an bölümü onun tümünü ve vahyin mûcize oluşunu hatırlattığı için
âyet denmiştir.

Kur'an, Hz. Muhammed'e indirilen Kitab'ın
insanüstü olduğunu bildirdikten sonra, bundan şüphe edenleri, "haydi bakalım,
bunun gibi bir kitap, ya da bunun sûrelerine benzer sûreler yazıp getirin" diye
meydan okumaktadır.[1]
Öyleyse O'nun kendisi, sûreleri, âyetleri hem birer mucize'dir, hem de onları
gönderen Rabbimizin Rabliğinin, büyüklüğünün, kudretinin alâmetleri (âyetleri)dir.       



Bütün bunlara rağmen Kuran'a inanmayan
inkârcılar yine olacaktır.[2]    

Kur'an-ı Kerim'den olduğu sabit
olan; herhangi bir ayeti inkâr eden kimsenin küfrü üzerinde ittifak edilmiştir.[3]
Bu sebeple insanların hevalarından kaynaklanan bir ideolojiye itikad eden
kimsenin müslümanlığından sözedilemez. Çünkü bütün ideolojilerde Kur'an-ı
Kerim'in bir çok ayetini inkâr sözkonusudur. Bunun aksine tek bir delil
göstermek mümkün değildir. Dolayısıyla kelime-i şehadet getiren bir mü'min;
bütün ideolojileri inkâr etmek zorundadır. Aksi takdirde sentez bir itikad ve
irtidat sözkonusu olur. Unutmayalım ki, İslam; bir ideoloji değil, kıyamete
kadar baki olan bir dindir.[4]




 



[1]
Bakara:
2/23-24; Ankebût: 29/50-51; İsra: 17/88; Hûd: 11/13.



[2]
Bakara: 2/145;
Hüseyin K. Ece, İslam'ın Temel
Kavramları, Beyan Yayınları: 53.



[3]
Aliyyu'l-Kari, Şerhu'ş-Şifa, İst. 1309, c. II, sh. 525 vd. Ayrıca bkz.
Feteva-i Hindiyye, c. II, sh. 266 vd.



[4]
Yusuf Kerimoğlu, Kelimeler ve Kavramlar, İnkılap Yayınları: 53-54.