Fecir | Konular | Kitaplar

Kur'ân-ı Kerim'de Şiarlar, Allah'ın Şiarları

Kur



Kur'ân-ı Kerim'de Şiarlar, Allah'ın Şiarları
 
Kur'ân-ı Kerim'de "şeâir"
(şiarlar, alâmetler) kelimesi 4 âyette geçmektedir. Bunların tümünde şeâir
kelimesi, Allah'a izâfe edilmekte, "şeâiru'llah -Allah'ın şiarları-"
şeklinde kullanılmaktadır.
Bir şeyin tanındığı belirtiler,
nişanlar anlamına gelen "şeâir/şiarlar" genel olarak ibâdetler, yahut hacdaki
ibâdetler veya kurbanlar şeklinde açıklanmıştır. Rivâyetlere göre Araplar,
kurban edilecek hayvanları hafifçe yaralar, kan akıtırlardı. Hayvanın üstüne
süzülen bu kan, onun kurbanlık olduğuna işaret sayılır, ona kimse dokunmazdı. Bu
işe "şear" (yan tarafa mızrak vurmak), "şeîre (Allah'ın nişanı) denirdi.
Şeîre'nin çoğulu olan "şeâir" işaretlenmiş, nişanlanmış kurbanlık hayvanlar
anlamında kullanılıyordu. Buna göre, âyette böyle işaretli kurbanlık hayvanlara
dokunmamanın takvâ gereği olduğu belirtilmiştir. Fakat "şeâir/şiarlar", farzlar,
vâcipler, dinî geleneklerdir. Kurbanlar da bu geleneklerdendir. Âyette bu tür
dinî geleneklere saygı gösterilmesi öğütlenmektedir.  
Bakara sûresinde Safâ ile
Merve'nin, Allah'ın şiarlarından olduğu belirtilmiş; Mâide sûresinde ise,
Allah'ın şiarlarını, harâm ayını, kurbanlıkları helâl saymamaları, Allah
rızâsına ermek için Beyt-i Harâm'a gelenlere saygısızlık etmemeleri
emredilmektedir (5/Mâide, 2). Bu âyetlerdeki şiarlar, Allah'ın buyrukları,
belirlediği sınır anlamındadır. Hac sûresi 32. âyette Allah'ın şiarlarına saygı
göstermenin, kalp takvâsı gereği olduğu; 36. âyette de kurbanlık develerin
Allah'ın şiarlarından olduğu, onlarda hayır bulunduğu belirtiliyor. Allah'ın
nişanlarına, O'na ait yasalara, O'nun tarafından konulan hükümlere, ahlâk
kurallarına, prensiplere saygı göstermenin, gönüllerin takvâsı gereği olduğu
vurgulanmaktadır. Yani ancak gönlü Allah'tan korkan kimseler, Allah'ın koyduğu
prensiplere, Allah'a varan yol olan dine saygılı olurlar.      
"Safâ ile Merve şüphesiz
Allah'ın şiarlarından/alâmetlerindendir. Kim Beytullah'ı hacc/ziyaret eder veya
umre yaparsa onları tavaf etmesinde bir günah yoktur. Kim gönüllü olarak bir
iyilik yaparsa, şüphesiz Allah onu bilir, karşılığını verir." (2/Bakara,
158)
"Ey iman edenler! Allah'ın
şiarlarına (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş)
kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızâsını arayarak Beyt-i
Harâm'a yönelmiş kimselere (tecâvüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca
avlanabilirsiniz. Mescid-i Harâm'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı
beslediğiniz kin sizi tecâvüze sevk etmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından)
sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın.
Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezâsı çetindir."  (5/Mâide, 2)
"Kim Allah'ın
şiarlarına/hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır."
(22/Hacc, 32)
"Biz, büyük baş hayvanları
(onların kurban edilmesini) da sizin için Allah'ın şiarlarından (O'nun dininin
işaretlerinden) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu halde onlar,
ayakları üzerinde dururken üzerlerine Allah'ın ismini anın (ve kurban edin). Yan
üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıkmış olacağından) onlardan hem
kendiniz yiyin, hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu
hayvanları Biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik." (22/Hacc, 36)