Fecir | Konular | Kitaplar

Kur'an'daki Semboller, İnsanın Barışçı ve Savaşçı Duygularını Şekillendirmeye Yöneliktir.

Kur



Kur'an'daki Semboller, İnsanın Barışçı ve Savaşçı
Duygularını Şekillendirmeye Yöneliktir.
 
Örnek olarak, barış sembolünü
içeren âyeti gösterebiliriz: "Ey iman edenler, topluca silm'e -barışa-
girin." (2/Bakara, 208). Bu sembol çağrının üzerinde durup düşündüğün zaman,
içindeki duygular depreşmeye başlar. Bu sıcaklık, bütün düşünceni, vicdanını ve
duygularını kaplar. Savaş meydanında karşı karşıya geldiğin kimselere karşı
duygusal yönün ön plana çıkar. Bu amaçla hem kendinin, hem de onların sahip
oldukları sevgi, merhamet ve acıma gibi duyguları harekete geçirerek uygun bir
ortam oluşturmaya çalışırsın. Ki seninle onlar arasında karşılıklı güvene dayalı
bir ilişki kurulabilsin. "Barış" sözcüğünün duygular ve oluşturduğu sıcak
atmosfer etkili olabilsin. Bu durumda herkes, açık ve geniş bir ortamın
bulunduğuna, buluşmak için ortada herhangi bir engel olmadığına, ihtilâfların
bir sorun olmadığına inanmaya başlar. Belki de içindeki özgür irâde uyanır ve
meydandaki tüm engelleri birer birer kırmaya başlarsın, barışı bozmak için
kafasını uzatmış tüm ayrılıkları bertaraf edersin. Ki sembol, insan hayatındaki
doğal yerini alsın.
"Halklar arasında sadâkat",
"sevgi" ve "merhamet" gibi sembol ve sloganlar karşısında da benzeri duygular
uyanır içimizde. Karşı tarafta ise savaş ve cihad gibi sloganlar bizi galeyana
getirir:
"Ey Peygamber, kâfirlerle ve
münâfıklarla cihad et. Onlara karşı sert ol..." (9/Tevbe, 73)
"Onların sizinle topyekün
savaştıkları gibi, siz de müşriklerle topyekün savaşın." (9/Tevbe, 36)[1]   




 




[1]
Muhammed Fadlallah, İslâmî Hareket İlkeler ve Sorunlar  c. 2, s. 293-296