Fecir | Konular | Kitaplar

Cin; Mâhiyeti ve Hakkındaki İstismarlar, Yanlış Kabuller

Cin



Cin; Mâhiyeti ve Hakkındaki
İstismarlar, Yanlış Kabuller:

 

"Cin", gözle görülmeyen canlı
varlık; ins (insan)in mukabili demektir. Kur'an'da bildirildiğine göre, cinler
de insanlar gibi ibâdet için yaratılmıştır (51/Zâriyât, 56). Bu yüzden cinler de
insanlar gibi mükelleftir, sorumludur. Müslüman olanları ve kâfirleri vardır.
Erkeği, dişisi, evlenmeleri ve çoğalmaları sözkonusudur. Her fânî gibi
ölümlüdürler, dumansız ateşten (ışın) yaratılmışlardır. Bu yüzden vücut yapıları
insanlardan farklıdır. İnsanlarla evlenmeleri, cinsleri ayrı olduğu için mümkün
değildir. İnsanların cinlerle evlenmeleriyle ilgili olarak kaydedilenler, eski
din ve kültürlerden geçen birtakım hurâfelerdir. İslâm hukuku böyle bir durumu
kabul etmez. Onlarla cinsel temas yapıp çocuk sahibi olmak mümkün değildir. Zinâ
yaparak hâmile kalıp doğum yapan bir kadına: "bu çocuğun babası kimdir?" diye
sorulduğunda bu kadının, "cindir" şeklinde cevap vermesi
kabul
edilecek bir husus değildir.

Bunun gibi, "şurayı cinler soydu,
şu eşyamı aldılar, kızımı onlar kaçırdı" gibi iddiaların geçersizliği ortadadır.
Toplumumuzda, cinlerle evli olduğunu söyleyenler ya şarlatandır, ya da ruhsal
açıdan rahatsız kimselerdir, tedaviye ihtiyaçları vardır. Cinlerin kâfir
olanlarına "şeytan" denilmektedir. İblis (Şeytan) da cinlerdendir (18/Kehf, 50).
Onların gaybı bilmeleri sözkonusu değildir. Cinlerin ve onlarla irtibat halinde
bulunduğunu iddia eden kâhin, falcı, cinci diye anılan kimselerin gaybı bilme
iddiaları yalandan ibarettir. Bunların verdikleri haberlere dayanılarak birtakım
insanlar suçlanamaz, böyle kişilerin sözleri mahkemelerde delil olamaz; bunlar
iftiradan ibarettir.

Bu tür şahıslara gelecekle veya
kayıp eşya ile ilgili sorular yöneltmek ve cevaplarına inanmak haramdır. İslâm'a
göre, mahkemede cinlerin verdiği bilgiler değil; insan cinsinden âdil tanıkların
şâhitliği geçerlidir. Cinlerle irtibat kurmak, peygamberlerle ilgili olmak
şartıyla ve mûcize şeklinde mümkündür. Diğer insanların onlarla irtibat
kurdukları, emirleri altına aldıkları hususu, kendi iddialarından ibarettir ve
bize göre yalandır.  Kur'an ve hadislerden bu işin Hz. Süleyman'a mahsus bir
mûcize olduğu anlaşılmaktadır.

Cinlerin eşyanın yerini
değiştirmeye güçleri yetse bile, Cenâb-ı Hakk'ın buna izni yoktur ve bu iş
"sünnetullah"a aykırıdır. Böyle bir şeye müsaade edilseydi, insanoğlunun tâbi
olduğu hukuk sistemi altüst olurdu. Onların canları istediği zaman şekil
değiştirmeleri de mümkün değildir. Peygamberlerin, âlimlerin veya diğer
insanların kılığına girmeleri de, Allah'ın koymuş olduğu öteden beri devam edip
gelen kanunlara aykırıdır. Böyle bir şey insanoğlunun dinini ve hukuk düzenini
bozacağından Yüce Allah tarafından buna izin verilmemiştir.[1]

 

 





[1]
A.g.e. s.-337-338.