Fecir | Konular | Kitaplar

Uğursuz Saymak

Uğursuz Saymak

Uğursuz Saymak:

İnsanlar, eskiden beri bazı yer,
zaman, şahıs ve şeyleri uğursuz veya uğurlu saymışlar, bu inanca göre karar
verdikleri, hareket ettikleri olmuştur. Hiçbir ilmî ve dinî esasa dayanmayan bu
inanç İslâm'da reddedilmiş, uğur veya uğursuzluğu insanların kendi inanç ve
davranışlarında aramaları istenmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.), buna benzer başka
inanışları da zikrederek şöyle buyurmuştur: "Hastalığın bir başkasına geçmesi,
uğursuzluk, (ölü ruhunun temsilcisi) baykuş, karındaki yılan diye bir şey yoktur;
cüzzamlıdan -arslandan kaçar gibi- kaçın." (Buhârî, Tıb 19, 25, 43-45;
Müslim, Selâm 102) Hadisin başında "hastalığın birinden diğerine geçmesi (sirâyet,
salgın) diye bir şey yoktur" derken, sonunda cüzzamlıdan uzak durulması"
emrolunuyor. Hadis açıklayan bilginler burada biri inanç, diğeri davranış ile
ilgili iki noktanın bulunduğunu söylemişlerdir;

a) İnanç:
Hastalığı yaratan, insanı hasta eden, bunu belli kanunlara bağlayan Allah'tır.
Bir hasta ile temas eden iki kişiden biri hastalığa yakalanıp diğeri sağlıklı
kalabilir; bu Allah'ın irâdesine bağlıdır.

b) Davranış;
Salgın hastalığın birinden diğerine geçmesi Allah'ın takdir ettiği, yarattığı
bir tabiat kanunudur. Hasta ile temas, hastalanmanın sebebidir; sebepleri
olaylara bağlayan Yaratıcı, bunu böyle dilemiştir; şu halde insanın bu
sebeplerden kaçınması gerekir ("Hastalıklı hayvanları, sağlıklı hayvanlara
katmayı" meneden Buhârî hadisi de aynı hükmü desteklemektedir.)

Câhiliyye devrinde Araplar baykuşun,
ölünün kemikleri veya ruhundan meydana geldiğine, insanın karnında bir yılanın
bulunduğuna ve aç kalınca insanı öldürdüğüne, ürküttükleri hayvanların sağ veya
sollarından karşı yöne gidişlerine göre uğur veya uğursuzluğa inanırlardı. Hadis
bunların da aslı astarı bulunmadığını bildirmektedir. Bazı gün, şahıs, eşya ve
yerleri uğursuz saymak, ölüm veya felâketten söz ederken kulak çekip tahtaya
vurarak korunmaya çalışmak da aslı astarı olmayan inanç ve davranışlar
arasındadır. Buhârî'nin bir başka rivâyetinde "kadın, ev ve binekte
uğursuzluktan" bahsedilmiştir. Fakat bu hadisin baş tarafını Hz. Âişe annemiz
açıklıyor: Peygamberimiz (s.a.s.)'in câhiliyye âdetlerini söylediğini, "onlar,
bu üç şeyde uğursuzluk bulurlardı" dediğini açıklıyor.