Fecir | Konular | Kitaplar

Şirkin En Belirgin Özelliği olarak Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma.

Şirkin En Belirgin Özelliği olarak Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma



Şirkin En Belirgin
Özelliği olarak Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma        



                              
Tevhid ve şirk insanlık tarihi
boyunca insanların bağlanageldiği iki dinin adıdır. İnsanlık tarihi şirkle
tevhid arasındaki mücadeleden ibarettir. Bütün peygamberlerin tebliğlerinde
vurguladıkları temel esas, tevhiddir. Kur'an-ı Kerim'in üzerinde en çok durduğu
konu tevhidin önemi ve şirkten uzak durulmasıdır. Şirk, sadece putlara tapmak
değildir. Nefsin istekleri peşinde koşmak, Allah'ın sevgisi yerine dünya
sevgisini tercih etmek, bunların sonucunda Allah'ın hükümlerinden birini dahi
reddetmek de şirktir.          
Peygamberimiz zamanındaki Mekke
müşrikleri Allah'la birlikte bir çok ilâha inanıyorlardı. Bu müşrikler kendi
hevâ ve  heveslerine göre putlar yapıyorlar ve onlara tapıyorlardı. Kâbe'nin
içinde 365 tane put bulunuyordu. Bunların en büyükleri; Hubel, Lat, Menat, Uzza
isimli putlar idi. Ayrıca Ved, Suva, Yeûk ve Nesr isimli putlar vardı. Bunlar Hz.
Nuh zamanında yaşamış olan iyi huylu, cömert ve sâlih insanlardı. Bu insanlar
ölünce, onların heykelleri yapılmış ve zaman geçtikçe halk onlara tapmaya
başlamıştı. Bazı Araplar bunlardan başka, güneşe, aya, bazı taşlara, ağaçlara ve
hayvanlara tapıyorlardı. Bazı müşrikler ise, melekleri Allah'ın kızları olarak
görüyorlar ve onları Allah'a şirk koşuyorlardı. Aslında insanların Allah'tan
başka bir puta tapmasının asıl nedeni; kendi nefislerini ilâh edinmeleridir.
Bugünkü müşriklerle, Peygamberimiz zamanındaki müşrikler arasında temelde bir
fark yoktur. Müşriğin mantığı her devirde aynıdır. Bu mantık, Allah'ı yeryüzüne
karıştırmama, yeryüzünde ilâh olarak kendini tanımadır. İşte şirkin aslı budur.
Zamanımızda da insanlar her ne kadar kâinatı yaratanın, yağmuru yağdıranın,
öldüren ve diriltenin Allah olduğunu kabul etseler de, O'nun tasarruflarında
ortak tanıyorlar, dünya ile ilgili işlerde Allah'ın belirttiğinin aksine
hükümler koyuyorlar. Günümüzde şirkin aldığı en net görünüm budur.     
Put, kişinin Allah'ın dışında
hayatının amacı kıldığı maddî mânevî her şeydir ve putları bu yönleriyle hayatın
amacı kılmak da şirktir. Put sadece tapılan bir takım nesneler değildir. Eğer
hayatın amacı haline gelir ve insanı Allah'a isyana sevkederse, yerine göre
makam, para, kadın veya insanlar için değerli herhangi bir şey put olabilir.
Şirk düzeni; insanları köleleştiren, ilâhlık taslayan çağdaş Firavunlar ile,
onlarla işbirliği yapan sahte din adamları yani Bel'amlar ve sömürüye ortak
olan, bizzat şirk düzeninden beslenen, haramzade, zengin elit tabaka ve bu üç
kesime bağlanan, onlara itaat eden, onların koyduğu kanunlarla  -Allah'ın
hükümlerine aykırı olmasına rağmen- yaşayan halk yığınlarından meydana
gelir.     
Kur'an-ı Kerim'in açıkladığı
şirk çeşitlerinden birisi de putlara ibadet şeklinde ortaya çıkan tapınmadır.
Putlar çeşit olarak çok fazla olmakla beraber, genel olarak iki kısımda mütâlâa
edilebilir:                     
1- İnsan, hayvan, kuş
veya bunların karışımı bir şeklin; ağaç, taş ve madenden yapılarak tapınılması
biçiminde ortaya çıkan ilkel putçuluk. Bu tür putlara sanem veya vesen
adı verilir. 
2- Herhangi bir şekil
düşünmeksizin kafalara, gönüllere, kalplere dikilen veya tâbi olunan putçuluk.
Bu tür putperestliğin görüntüsü daha moderndir. Sanem veya vesen dediğimiz ilk
maddedeki putlar, tapanların nazarında tabiat üstü yüce bir gücü ve kuvveti
temsil ettikleri için putperestler, bu güç ve kuvvetin tapındıkları putlarda
gizli olduğuna inanırlar. Bu bağlamda her putun veya putçuluğun ilgili bulunduğu
bir efsanesi, tahrif edilmiş tarihsel bir mitleştirmesi vardır. Bu putların bir
kısmı iyiliği, bir kısmı şerri, bir kısmı ucuzluğu, düşmandan kurtuluşu,
bereketi vs. yi temsil eder.  
İslâm tarihçilerinin
kaydettiklerine göre putperestlik, İslâm'dan önce Arap yarımadasında oldukça
yaygındı. Denilebilir ki, Arabistan'da putçuluğun bütün çeşitleri olmakla
beraber, daha çok birinci maddede belirtilen putperestlik yaygındı. Kâbe'nin,
putperestliğin sergilendiği bir yer olarak gerçek amacından saptırıldığını
görüyoruz. Peygamberimiz (s.a.s.) Mekke'yi fethettiği zaman Kâbe'ye girmiş ve
orada peygamberlerin resimlerinin bulunduğunu görünce, bunların ortadan
kaldırılmasını emretmişti. Ayrıca Kâbe'de herbiri farklı kabile ve şahıslara ait
olan ve değişik şeyleri temsil eden 360 putu görünce, onların da kırılmasını
emretmişti.
Putçuluğun her çeşidine karşı
çıkan ve putlara tapınmanın kötülüğünü en beliğ biçimde ortaya koyan Kur'ân-ı
Kerim  âyetleri,  insanoğluna,  yaratıcının  sadece Allah olduğu fikrini ve
putların, heykellerin de yaratıcı değil; yaratık olduğu düşüncesini aşılama
sadedinde deliller sunar.
"Siz, elinizle
yonttuklarınız (putlar)a mı tapıyorsunuz? Oysa sizin de, bütün taptıklarınızın
da yaratıcısı Allah'tır." (Saffat, 95-96)
Put, sadece Arapların cahiliyye
döneminde taptıkları basit ve alelâde şekillerden veya özellikle Hz. İbrahim
döneminde olduğu gibi muhtelif cahiliyye sistemlerinde tapınılan tahtadan,
taştan, tunçtan heykellerden ve ağaç, kuş, hayvan, yıldız, gök cismi, ateş, ruh
veya hayallerden ibaret değildir. Bu basit puta tapınma şekilleri Allah'a şirk
koşmanın bütün boyutlarını kapsamaz. Yalnızca bu ilkel putçuluklar üzerinde
duracak olursak ve Kur'an'daki şirkten maksadın sadece bunlar olduğunu kabul
edecek olursak, oldukça boyutlu olan şirk kavramından bir şey anlamış olmayız.
Oysa Kur'an'a göre put, o kadar geniş anlamlıdır ki, kişinin Allah'ın dışında
hayatının amacı kıldığı maddî-manevî her şeydir. Bu putları, hayatın amacı
kılmak da Allah'a şirk koşmak olarak nitelendirilmiştir. İnsanları kendilerine
faydası dokunmayan ağaç, taş, maden vs. şeylere ibadete sevk eden sebepler
nelerdir? İnsanlar niçin putlara taparlar? Göz göre göre bu cansız şeylere neden
tâzimde bulunulmuş ve bulunulagelmektedir?