Fecir | Konular | Kitaplar

Şirk Çeşitleri

Şirk Çeşitleri

Şirk Çeşitleri:

İnsan, doyuma ulaşabilmek ya da
duyularıyla kavrayarak ikna ol­mak için çok kere zihinsel objeleri birer
materyal biçiminde görmek is­ter. Dinin maddeötesi gerçekleri, insan
muhayyilesini zorladığı için ba­sit dü­şünen in­san, bunları elbetteki aklın
sınırları içinde kavramaya ve kavra­dığı gibi de ortaya koymaya çalışır. Bu
tipler, toplumların da­ima çoğun­luğunu oluş­tu­rurlar. Öyle ise basit düşünce
daha yaygındır. Onun içindir ki imajinasyonla sınırlı kalan sapkınlıklarda
İslam, insanı mazur gör­müştür.[1]
Hayat ve kâinât olaylarının karmaşık yönlerini inceleyenler ise daha çok ilimle
haşir neşir olan eğtimli insanlardır. Hiç kuşkusuz ilim erbabının düşünce ve
yar­gıları seviyeli ve tutarlıdır. Ne varki seviyeli ve tutarlı düşünceler
genel­likle ilim meclislerinin ve eği­tim kurumlarının duvarları arasında ya da
ki­tapların sayfalarında pa­ketlenmiş olarak kalır. Bu tesbitten ise şu so­nucu
çı­karmak mümkün­dür:
Şirk, genellikle cahil veya
doyumsuz insanların, tevhid gerçekleri üze­rinde yaptıkları basit yorumlarla
ortaya çıkan çeşitli çarpık ve sapkın inanış­lardır. Ancak dünyada şirkin,
okumamış kesimden çok okumuş insanlar arasında daha fazla yayıldığı gerçeğine
bakarak bu açıklamada çe­lişki gören­lere hemen şunu hatırlatmak gerekir:
Esasen eğitim sistemleri vahyin
feyiz kaynaklarından yoksundur. Kuşaklar, dünyada belli güçler tarafından
materyalist felsefelere dayalı sö­mürü kültürü ile şartlandırıldıkları için bu
nurlu kaynağa kolaylıkla ulaşamamaktadırlar. Bunun sonucu olarak da nesiller
fanatik, kom­pleksli ve şekilci olarak yetişmektedir. Bu bakımdan okumuş, ancak
hi­dâyet bulama­mış insanları aydın olarak nitelemek yerine onlara okuma yazma
bilenler demek daha doğru olur.
Şu varki mantıksızlığın yanında
kötü niyetlerin sonucu olarak yay­gın­laşan şirk inanışları da yok değildir.
Örneğin Hıristiyanlığın, Hz. İsa'dan hemen sonra çığırdan çıkması yahudilerin
planları sonucu­dur. Çünkü yahudiler, kendi içlerinden çıkan bir insanın
-peygamber dahi olsa- eski ina­nışlarını yürürlükten kaldırmasını birtürlü
içlerine sindiremiyorlardı. Özellikle halk arasında büyük saygınlığa sahip
dina­damları Hz. İsa'nın, or­taya çıkmasına çok şiddetli tepki gösterdiler.
Çünkü meşru olmayan çıkar­ları tehlikeye düşüyordu. Sıfırlanıp her­kesle aynı
hizaya gelmek gibi bir du­rumda kalıyorlardı. İşte buna bir türlü razı
olamadılar. Onun için yalnız Hz. İsa'ya her türlü kötülüğü planlamakla
yetinmediler, bilakis O'nun Allah'dan getirdiği vahyi de­ğiştirmeyi bile göze
aldılar. Nitekim en kısa zamanda, domuz etini meşrulaştırmaktan tutun, Allah
Teâlâ'yı üç ilah ola­rak tanıtmaya va­rıncaya kadar gerek şe­riat, gerekse
tevhid bazında hıristi­yanlığın bütün temel değerlerini çarpıt­tılar ve bu dini
tam anlamıyla tipik bir şirk ku­rumuna dönüştürdüler.
Tevhid inancının
çarpıtılmasıyla ortaya çıkan şirk türleri insanın da­ima duygusal yönünü meşgul
eder. Onun için şirk, dikkat edilirse tevhi­din kay­nağı olan vahye alternatif
bir gizemli kaynağa hep dayan­dırılmış­tır. bu da destanlarda canlandırılan
efsanelerdir. Tevhid mesaj­larını in­sanlara ileten mucizelerle destekli
peygamberler yerine, efsane­lerde de Herkül, Zeus, Lât, Uzza, Ku­tub ve Gavs
gibi mitolojik kişilikler vardır. Tevhidde Allah Teâlâ'nın, elle tutulmaktan
gözle görülmekten mü­nezzeh Zât-ı İlahiyesi'ne karşılık şirk inancında da
gizemli ruhlar var­dır. Ancak ruh­ların da görüle­meyen ve kavranamayan yönleri
basit düşünceli insanları ikna edemediği için, şirk inancının teorisyenleri
onları da doyuma ulaş­tırmada gecikme­miş, za­manla politeizm, efsane­cilikten
şekilciliğe doğru bir gelişme seyri göstermiş­tir ki mücessem putların ortaya
çıkışı işte bu sebepledir.
Şirk, genellikle şu biçimlerde
ortaya çıkmıştır[2]:


[1]
Muhammed b. Süleyman el-Halebi, Nukhba'tul-Laâlî Lişarhi Bad'il-Amâlî, Beyit
no. 10, S.23. Işık Kitabevi İstanbul-1979

[2]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 131-132.