Fecir | Konular | Kitaplar

Dürüstlük Başta Gelir

Dürüstlük Başta Gelir

Dürüstlük Başta Gelir:


"Hz. Peygamber, yukarıda
kaydettiğimiz bazı hadislerde fikir danışana cevap vermenin bir vecibe olduğunu
beyan etmekle beraber, kanaat beyan ederken dürüstlüğün şart olduğunu bilhassa
tebarüz ettirir. Mürâcaat edenle müsteşar arasında mevcut hasmane düşünceler,
menfi hisler sebebiyle dürüst olmayacaksa sükut etmesi, konuşmaması gereklidir:
"Müsteşar güvenilir olmalıdır, sorulana dilerse cevap verir, dilerse sükût
eder (cevap vermez)." (Heysemî, a.g.e. 8/97). "Ancak, cevap verecekse
yapılacak iş kendisi için yapılıyormuşcasına (doğru) cevap versin." (Alâuddin
Aliyyu'l-Muttakî, a.g.e. III/410). Şu halde mesela Mâverdî gibi bazı âlimler:
"Bir kimseye dost veya düşman kim (istişâre için) mürâcaat ederse etsin, fikrini
gizlemede hiçbir özür yoktur" sözünü (Mâverdî, a.g.e. s. 240) bu hadisin
ruhsatıyla ihtiyatla karşılamak gerekir.

Sorulara doğru cevap vermek
husûsunda delil olarak, normal durumda kişi hakkında medar-ı bahs edilmesi
gıybet sayılabilecek bir açıklamayı, mürâcaat ve sual üzerine yapılmış
bulduğumuz şu hadisi gösterebiliriz. Hz. Peygamber, evlenmek niyetiyle Ebû Cehm
ve Muâviye hakkında kendisine fikir danışan Fâtıma Bintu Kays'a şu enteresan
cevabı verir: "Ebû Cehm sopasını omuzunda taşır (yani dayak atıcıdır).
Muâviye'ye gelince, o da fakir ve malsızdır, sen Üsame İbnu Zeyd ile evlen."
(Müslim, Talâk 36; Tirmizî, Nikâh 38; Nesâî, Nikâh 22)