Fecir | Konular | Kitaplar

6- Tatbikat  Sırasında Azim

6

6- Tatbikat
Sırasında Azim:


İstişârede karar alındıktan sonra
tatbikat sırasında tereddüde yer vermemek İslâmî istişârenin mühim bir vasfıdır.
Bunun üzerine hassasiyetle ve ısrarla durulur. Karar safhasından sonra tereddüd
ve çekingenlik kesin bir dille reddedilir. Bizzat Kur'ân-ı Kerim'de istişârenin
emredildiği âyette istişârenin bu vasfı da belirtilir. Âyet şöyle: "...İş
husûsunda onlarla müşâvere et. Bir kere de azmettin mi artık Allah'a güvenip
dayan. Çünkü Allah, kendine güvenip dayananları sever" (3/Âl-i İmrân, 159)

Uhud Harbi için gençlerin reyine
uyularak şehir dışına çıkmaya karar verilip hazırlığa başlandıktan sonra bazı
yaşlıların uyarısı sonucu gençler fikirlerinden caymışlardı, düşmanla şehir
içinde karşılaşmayı kabullenmişlerdi. Zırhını giymiş bulunan Hz. Peygamber'e
yeni gelişme intikal ettirilince, bu tereddüdü: "Bir peygamber giydiği zırhı
savaşmadan çıkarmaz. Emrettiğim hususlara iyi bakın ve onlara uyun...
Sabrettiğiniz takdirde zafer sizindir" diyerek reddeder (Vâkıdî, a.g.e.,
I/214)

Burada şu noktanın da
belirtilmesinde fayda var: İstişâre edilerek bir fikir benimsendikten sonra onun
başarı veya başarısızlığına terettüp edecek sorumluluk sadece bu fikri teklif
edene düşmez. Sorumluluk ortaktır. Nitekim Uhud Savaşı başarısızlıkla sona
erince, Hz. Peygamber'in "harbi şehrin dışında yapalım" diyen gençlere herhangi
bir ayıplamada bulunduğunu görmüyoruz.