Fecir | Konular | Kitaplar

Kur'ân-ı Kerim'de Temizlik Kavramı

Kur



Kur'ân-ı Kerim'de
Temizlik Kavramı
 
T-h-r kelimesi ve türevleri
Kur'ân-ı Kerim'de 31 yerde geçer. Mânevî temizlik, arınma ve doğruluk mânâsında
tezkiye kelimesi ve türevleri ise 27 yerde zikredilir (32 yerde geçen aynı
kelimenin türevi olan zekât kelimesi de buna ilâve edilebilir; zekât da parayı
yüceltip onu Allah için toplum menfaatine harcamaya engel olan mânevî
pisliklerden insanı arındırdığı gibi, malı farkında olmadan işlenen haramlardan
da temizler). Daha çok mânevî pislik/murdarlık anlamındaki "rics" kelimesi 10
yerde, maddî ve mânevî pislik anlamında müşrikler için kullanılan "neces"
kelimesi de 1 yerde kullanılır.
Temizliği; beden temizliği,
yiyecek giyecek temizliği ve çevre temizliği olarak ele almak gerekir. Kur'ân-ı
Kerîm'de bu üç çeşit temizliğe işaret eden âyetler vardır. "Tahâret", maddî
kirlerden arınmayı anlattığı gibi, Allah'ın yasakladığı günahlardan kaçınıp
emirleri yerine getirmek yoluyla temizlenmeyi de ifade eder. Kur'an, bu kavramı
her iki anlamda da kullanmaktadır. Ancak nefis temizliği anlamının daha çok
kullanıldığını görmekteyiz. Bazen de aynı kelime ile iki anlam birden
kastedilmektedir. Sözgelimi, gökten indirilen yağmur hem temizdir (tahûr),  hem
de yeryüzünü kirlerden arıtan bir temizleyicidir (25/Furkan, 78). Bütün
mü'minler tahâreti/temizlenmeyi seven kimselerdir (9/Tevbe, 108). Allah da, bu
şekilde arınan kullarını sever (2/Bakara, 222; 9/Tevbe, 108).
Kur'an, ‘tahâret' kelimesinin
farklı türevlerini kullanmaktadır. Şimdi onlara birkaç örnek verelim: İsa
(a.s.)'ın annesi Hz. Meryem, son derece iffetli ve temiz bir kadındı. Çünkü
Allah (c.c.) onu özellikle seçmiş ve onu tathîr etmiş/temizlemişti. Onun temiz
oluşu, her türlü düşük ahlâktan, iffetsizlikten, şirk ve günah pisliklerinden,
isyan ve itaatsizlik hatalarından uzak olmasıdır (3/Âl-i İmrân, 42). İslâm'ın
temellerinden biri olan zekât, malı temizlediği gibi, kalbi aşırı mal
sevgisinden arıtır, hem de malın bereketlenmesi ummayı öğretir. "Onların
mallarından sadaka (zekât) al, bununla onları temizlemiş ve arındırmış olursun…"
(9/Tevbe, 103). Bu âyette "tahâret" ile yakın anlamı olan "tezkiye" kelimesinin
yan yana kullanılması oldukça dikkat çekicidir.
Kalpleri inanmadığı halde,
ağızlarıyla inandık diyenler, küfür içerisinde bocalarlar. Onlar yalana kulak
verirler, kelimeleri konuldukları yerden yanlış yere taşırlar. İşte Allah böyle
kimselerin kalbini tathir etmek/temizlemek istememektedir. Şüphesiz kalpteki
küfür, nifak ve fesat bir ricstir/pisliktir. Kalplerdeki bu pislik ancak iman ve
teslimiyetle temizlenir (5/Mâide, 41). Allah (c.c.) gökten su indirir ve bu su
ile hem görünen maddî kirleri temizler, hem de mânevî kirleri giderir. Gökten
indirilen bu su, aynı zamanda Allah'ın vahyi anlamına da gelmiş olabilir. Bu su
ile Allah, mü'minleri tathir etmek/temizlemek, şeytanın kalplere bırakacağı kötü
düşünceleri ve fesatları silmek, onların kalplerini birbirine bağlamak
istemektedir (8/Enfâl, 11).
Her türlü günah ve rics kalbi
kirletir, onun saflığını bozar, onu karartır. Allah (c.c.) bazı kullarını bu
ricsten temizlemek ve onları arındırmak istiyor. Tıpkı özel olarak Hz. Meryem'i
ve onun oğlu Hz. İsa'yı tathir ettiği/temizlediği gibi. "Ey Ehl-i Beyt
(Peygamberin ev halkı); gerçekten Allah (c.c.) sizden kiri (ricsi/günahı)
gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister." (33/Ahzâb, 33). Allah'ın evi
sayılan Beytullah'ı tathir etmek/temizlemek için İbrâhim ve İsmâil (a.s.)'den
söz alınmıştı. Onlar, tavaf yapmak isteyenler için o Beyt'i temizleyeceklerdi.
Bu temizlik her türlü şirk unsurlarından temizlenmeyi anlattığı gibi, maddî
olarak temizlemeyi de anlatır (2/Bakara, 125)
Temeli takvâ üzerine kurulan
mescidlere devam eden mü'minler, ibâdet, duâ ve yakarış ile, günah, hata ve
benzeri kötülüklerden arınmak isterler. Allah da arınanları sever (9/Tevbe,
108). Her türlü fuhuştan kaçınma da bir temizliktir. Nitekim hayatı boyunca
fuhşa gitmeyen, zina etmeyen kimselere halk arasında ‘temiz kaldı, temiz insan'
gibi övücü sözler söylenmektedir. Lût (a.s.) kavmi, kendileri gibi çirkin bir
fiili yapmayanlara "bunlar çokça temizlenen, çokça temiz kalmaya çalışanlar"
diyerek, günahta ve pislikte kendileri gibi olmayan bu temiz insanları sürgün
etmek istedi (7/A'râf, 82; 27/Neml, 56). Cennetlikler hafif ipek ve işlenmiş
atlastan elbiseler içerisinde, gümüşten bilezikler takarak tahûr/temiz bir
içecekten içeceklerdir (76/İnsan, 21). Yine cennetliklere mutahhara/tertemiz
eşler verilecektir (2/Bakara, 25; 4/Nisâ, 57; 3/Âl-i İmrân, 15).
İnsanların her türlü şirk,
küfür, fesat, günah, itaatsizlik ve hata gibi kirlerini temizleyip, onları
‘mutahhar' kılmak isteyen Kur'an, esasen; şerefli/üstün sayfalardadır.
Yüceltilmiş, mutahhar/tertemiz kılınmış (sayfalarda) (80/Abese, 13-14).
İnsanları tezkiye etmek/temizlemek için gönderilmiş (3/Âl-i İmrân, 164) Rasûl,
onlara bu yüce Kur'an'ı tertemiz (mutahhar) sayfalardan okur ve onları, kalbi
kirleten insanı rezil eden her türlü kötü ahlâktan temizler (98/Beyyine, 2).
Kur'an ve onun mesajı, deyim yerinde ise, içinde kir ve leke bulunmayan bir ‘su'
gibidir ve mutahhar/temizdir. Onu temiz olan ve seçilmiş bulunan elçi insanlara
tebliğ etti. Bu temiz su bütün kalpleri temizler, onları diriltir, onlara hayat
bağışlar. Bu suyun başkalarına aktarılması için de temiz kaplara ihtiyaç vardır.
Kalpleri vahy ile temizlenenler bu ‘su'yu kirletmeden ve bulandırmadan
başkalarına aktarmalıdır. Kalbinde rics/pislik olanlar o ‘mutahhar-tertemiz'
sahifelere dokunmamalıdır. O'na ancak mutahhar/tertemiz olanlar el sürebilir
(56/Vâkıa, 79).
Görüldüğü gibi Kur'an
tahâreti/temizliği, çeşitli varyantlarıyla ve daha çok kalp temizliği, şirk,
küfür ve günah gibi mânevî pisliklerden temizlenme, arınma ve şerefli kalma
anlamında kullanmaktadır. Bu tahâreti iman edip, İslâm'ın emir ve yasaklarını
yerine getiren, kendini isyan ve hatalardan uzak tutanlar ancak yapabilirler.
Şüphesiz bu, mü'min bir insanın şerefi ve üstünlük makamıdır.
"İman edip sâlih amel
işleyenler için, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! ... Onlar
için cennette tertemiz eşler vardır. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır."
(2/Bakara, 25)
"Biz, Beyt'i (Kâbe'yi)
insanlara (sevap için) toplantı ve güven yeri kıldık. Siz de İbrâhim'in
makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrâhim ve İsmâil'e ‘Tavaf
edenler, ibâdete kapananlar, rukû ve secde edenler için Evim'i temizleyin' diye
emretmiştik." (2/Bakara, 125)
"Ey Rabbimiz! Onlara kendi
içlerinden Senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara Kitap ve hikmeti
öğretecek, onları temizleyecek bir rasûl/elçi gönder. Azîz; her zaman üstün
gelen, Hakîm;  her şeyi yerli yerince yapan yalnız Sensin." (2/Bakara, 129)

"Kendi içinizden, size
âyetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, size Kitab'ı ve hikmeti getirip size
bilmediklerinizi öğreten bir Rasûl/elçi gönderdik." (2/Bakara, 151) (Benzeri
âyet için bkz. 3/Âl-i İmrân, 164)
"Allah'ın indirdiği kitaptan
bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile değişenler (onu maddî karşılıkla satanlar)
var ya, işte onların yiyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey
değildir. Kıyâmet günü Allah ne onlarla konuşur ve ne de onları temize çıkarır.
Orada onlar için acıtıcı bir azap vardır." (2/Bakara, 174) (bkz. benzeri
âyet için 3/Âl-i İmrân, 77) 
"Kadınları boşadığınız ve
onlar da iddetlerini/ bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, aralarında
iyilikle anlaştıkları takdirde, onların (eski) kocalarıyla evlenmelerine engel
olmayın. İşte o, sizden Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere verilen öğüttür.
Sizin o öğüdü tutmanız kendiniz için daha parlak ve daha temizdir. Allah her
şeyi bilir, siz bilmezsiniz." (2/Bakara, 232)
(Rasûlüm!) De ki: ‘Size
bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında,
içinden ırmaklar akan ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve
(hepsinin üstünde) Allah'ın rızâsı vardır. Allah kullarını çok iyi görür."
(3/Âl-i İmrân, 15)
"Hani melekler demişlerdi:
‘Ey Meryem! Allah seni seçti; seni tertemiz yarattı ve seni bütün dünya
kadınlarına tercih etti (üstün kıldı)." (3/Âl-i İmrân, 42)
"Allah buyurmuştu ki: ‘Ey
İsa, seni vefat ettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden
temizleyeceğim/arındıracağım ve sana uyanları kıyâmete kadar kâfirlerden üstün
kılacağım. Sonra dönüşünüz Bana olacak. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyler
hakkında aranızda Ben hükmedeceğim." (3/Âl-i İmrân, 55)
"Kendilerini temize
çıkaranları gördün mü? Hayır! Allah dilediğini tezkiye eder/temize çıkarır ve
hiç kimse kıl kadar haksızlık görmez."4/Nisâ, 49)
"İman edip sâlih işler
yapanları da, içinde ebediyyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar
akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu
(tatlı) bir gölgeye koyarız." (4/Nisâ, 57)
"Ey iman edenler! Namaz
kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi ve
başlarınıza meshedip topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz
ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz
tuvaletten gelirse, veya kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve
bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve
(dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük
çıkarmak istemiyor; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini
tamamlamak istiyor; umulur ki şükredersiniz." (5/Mâide, 6)
"Ey Rasûl! Kalpleri iman
etmediği halde ağızlarıyla ‘inandık' diyen kimselerden ve yahûdilerden küfür
içinde koşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler,
sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri, yerlerinden sonrasına
kaydırıp değiştirirler. ‘Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse
sakının!' derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse
Allah'a karşı sen, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini
temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve
âhirette onlara mahsus büyük bir azap vardır." (5/Mâide, 41)
"Ey iman edenler! Şarap
(içki), kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi
pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz." (5/Mâide, 90)
"Allah kimi doğru yola
iletmek isterse onun göğsünü (kalbini) İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse
onun göğsünü daraltır ve göğe çıkıyormuş gibi meşakkatlendirir. Allah iman
etmeyenlerin üstünü işte böyle rics/pislik/murdarlık indirir." (6/En'âm,
125)
"De ki: ‘Bana vahy olunanda
(Kur'an'da) onu yiyecek kimse için, leş veya akıtılmış kan, yahut domuz eti -ki,
ricstir/pisliğin kendisidir-, ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir
hayvandan başka haram edilmiş bir şey bulamıyorum..." (6/En'âm, 145)
"(Hûd) Dedi ki: ‘Artık size
Rabbinizden bir rics/azap ve bir gazap/hışım inmiştir..." (7/A'râf, 71)
"(Lût) Kavminin cevabı:
‘Onları (Lût'u ve taraftarlarını) memleketinizden çıkarın, çünkü onlar fazla
temizlenen insanlarmış!' demelerinden başka bir şey olmadı." (7/A'râf, 82)
"O zaman (Bedir Savaşında)
katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu, sizi
temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek; kalplerinizi
birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su
(yağmur) indiriyordu." (8/Enfâl, 11)
"Ey iman edenler! Müşrikler
ancak bir necestir/pisliktir..." (9/Tevbe, 28)
"Onların (münâfıkların)
yanına döndüğünüz zaman size, kendilerinden (onları cezalandırmaktan)
vazgeçmeniz için Allah adına yemin edecekler. İşte o zaman onlardan yüz çevirin.
Çünkü onlar ricstir/murdardır. Kazanmakta olduklarına (kötü işlerine) karşılık
ceza olarak varacakları yer cehennemdir."
"Onların mallarından sadaka
(ve zekât) al ki, bununla onları (günahlardan) temizleyesin, onların
(sevaplarını) arttırıp yüceltesin. Ve onlara duâ et. Çünkü senin duan onlar için
sükûnettir (onların ıstıraplarını yatıştırır). Allah çok iyi işiten ve her şeyi
bilendir." (9/Tevbe, 103)
"Onun (Mescid-i Dırar'ın)
içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescid (Kuba Mescidi)
içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven erkekler
vardır. Allah da temizlenenleri sever." (9/Tevbe, 108)
"Kalplerinde hastalık
(kâfirlik ve münâfıklık) olanlara gelince; (bu sûre) onların
ricsine/murdarlığına rics/murdarlık katar. Onlar artık kâfirler olarak ölürler."
(9/Tevbe, 125)
"Allah'ın izni olmadan hiç
kimse iman edemez. O, rics/murdarlık (azâbını), akıllarını kullanmayanlara
verir." (10/Yûnus, 100)
"(Delikanlı şeklindeki
melekleri gören Lût'un) Kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü
işleri yapmaktaydılar. (Lût,) ‘Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır, sizin için
bunlar (evlenmek yönüyle) daha temizdir, Allah'tan korkun ve misafirlerimin
önünde beni rezil etmeyin! İçinizde (sizi bu kötülükten alıkoyacak) aklı başında
bir adam yok mu?' dedi." (11/Hûd, 78)
"Yine (Mûsâ (a.s.) ile
kendisine ilim ve hikmet verilen kul) yürüdüler. Nihâyet bir erkek çocuğa
rastladıklarında, o (Mûsâ'nın arkadaşı) hemen o çocuğu öldürdü. Mûsâ dedi ki:
‘Tertemiz bir canı, bir can karşılığı olmaksızın (kimseyi öldürmediği halde)
katlettin ha! Gerçekten sen fenâ bir şey yaptın!" (18/Kehf, 74)
"Ruh (Cebrâil); ‘Ben,
yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbimin bir elçisiyim'
dedi." (19/Meryem, 19)
"İçinde ebedî kalacakları,
zemîninden ırmaklar akan Adn cennetleri! İşte tezkiye olanların/tertemiz
arınanların mükâfatı budur." (20/Tâhâ, 76)
"Bir zamanlar İbrâhim'e
Beytullah'ın yerini hazırlamış ve (ona şöyle demiştik): ‘Bana hiçbir şeyi
şirk/eş koşma; tavaf edenler, ayakta ibâdet edenler, rukû ve secdeye varanlar
için evimi temiz tut." (22/Hacc, 26)
"Durum böyle. Her kim,
Allah'ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, bu, Rabbinin yanında kendisi için
daha hayırlıdır. (Dinde, haram olduğu) size okunanların dışında kalan hayvanlar
size helâl kılındı. O halde, pislikten, putlardan sakının; yalan sözden
sakının." (22/Hacc, 30)  
"Ey iman edenler! Şeytanın
adımlarını tâkip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını tâkip ederse, şunu iyi bilsin
ki o, fahşâyı/edepsizlikleri ve münkeri/kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde
Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse temize çıkamazdı.
Fakat Allah dilediğini tezkiye eder/arındırır. Allah işitir ve bilir."
(24/Nûr, 21)
"Mü'min erkeklere, gözlerini
(harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri
için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından
haberdardır." (24/Nûr, 30)
"Rüzgârları rahmetinin
önünde müjdeci olarak gönderen O'dur. Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız
nice hayvanlara ve insanlara su sağlamak için gökten tertemiz su indirdik."
(25/Furkan, 48)
"Kavminin cevabı sadece ‘Lût
ailesini memleketinden çıkarın; baksanıza onlar (bizim yaptıklarımızdan) temiz
kalmak isteyen insanlarmış!' demelerinden ibâret oldu." (27/Neml, 56)
"(Ey Peygamber hanımları!)
Evlerinizde vakarınızla oturun. İlk câhiliyye (devri kadınları)nın açılıp
saçılarak, ziynetlerini göstererek yürüyüşü gibi yürümeyin. Namazı kılın, zekâtı
verin, Allah'a ve Rasûlüne itaat edin. Ey ehl-i beyt! Allah sizden, sadece şek
ve şüpheyi (kötü huyları) gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor."
(33/Ahzâb, 33)   
"Ey iman edenler! Bir yemek
için size izin verilmiş olması hâli müstesnâ, Peygamber'in evlerine girmeyin.
(Yemeğe çağrılıp da girdiğiniz vakit de) yemek kabını gözetlemeyin. Dâvet
edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın. (Yemekten sonra)
Sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzüyor, fakat o (size bunu
söylemekten) utanıyordu. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in
hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin
kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin
Allah'ın Rasûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız
asla câiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah)tır." (33/Ahzâb,
53)
"Hiçbir günahkâr başkasının
günahını çekemez. Eğer yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için
(başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabâsı da olsa, bir şey (alıp) taşımaz. Sen
ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Kim
(günahlardan) temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş
Allah'adır." (35/Fâtır, 18)  
"Ufak tefek kusurları
dışında, günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınanlara gelince, şüphesiz
Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz
annelerinizin karınlarında bulunduğumuz sırada, sizi en iyi bilendir. Bunun için
kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir."
(53/Necm, 32)
"Şüphesiz bu, korunmuş bir
kitapta bulunan değerli bir Kur'an'dır. Ona ancak temizlenenler dokunabilir."
(56/Vâkıa, 77-79)
"Ey iman edenler! Peygamber
ile gizli bir şey konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz.
Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet bir şey bulamazsanız, bilin
ki Allah bağışlayandır, rahîmdir." (58/Mücâdele, 12)
"Çünkü ümmîler arasından
kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitabı ve hikmeti
öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Halbuki onlar önceden apaçık bir sapıklık
içindeydiler." (62/Cum'a, 2)
"Ey bürünüp sarınan
(Rasûlüm)! Kalk ve (insanları) uyar. Sadece Rabbini tekbîr et/büyük tanı.
Elbiseni tertemiz tut. Kötü şeyleri terk et." (74/Müddessir, 1-5)
"Üzerlerinde yeşil ipekten
ince ve kalın elbiseler vardır; gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara
tertemiz bir içki (şerâben tahûr) içirir." (76/İnsan, 21)
"(Ey Mûsâ, Firavun'a) De ki:
Tezkiyeye/Arınmaya gönlün var mı? Sana Rabbinin yolunu göstereyim de, O'ndan
kork." (79/Nâziât, 18)
"Hayır! Şüphesiz bunlar
(âyetler), değerli ve güvenilir kâtiplerin elleriyle (yazılıp) tertemiz
kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde (yazılı) bir öğüttür,
dileyen ondan (Kur'an'dan) öğüt alır." (80/Abese, 14)
"Temizlenen, Rabbinin adını
zikredip anan, O'na kulluk edip namaz kılan kimse kuşkusuz kurtuluşa ermiştir."
(87/A'lâ, 14-15)
"Nefsini kötülüklerden
arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere daldıran da ziyan etmiştir."
(91/Şems, 9-10)
"Temizlenerek malını hayra
veren takvâ sahipleri/iyiler ondan (cehennem ateşinden) uzak dururlar."
(92/Leyl, 17-18)
"Apaçık delil kendilerine
gelinceye kadar ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkârcılar (küfürden) ayrılacak
değillerdi. (İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve en doğru
hükümleri içeren tertemiz sahifeleri okuyan bir rasûldür/elçidir."
(98/Beyyine, 1-2)